FIFA'nın haftalık dergisi "FIFA Weekly"e konuşan Terim, Türk futbolunda istikrarlı kalmanın en önemli sorun olduğunu vurgulayarak, "Bu sorunun üzerinde çalışıyoruz. Yaklaşık 80 milyon nüfusu bulunan bir ülkenin yüksek potansiyeli vardır ama hakla eksik olduğumuz birçok şey var" ifadelerini kullandı.
Türk futbolundaki sorunların çözülmesi için görevinin başında olduğunu vurgulayan Terim, "Kulüplerin finansal sorunlarını halletmesi, statlara daha fazla seyircinin gelmesi gerekiyor. Aynı zamanda yetenekli genç oyuncular bulmamız lazım. Bunun için buradayım. Milli takım teknik direktörü olarak bu sorunlara çözüm bulmak için kendimi sorumlu görüyorum. Teknik direktörlük, görevimin sadece bir parçası. Bu nedenle milli takıma yeniden imza attım çünkü TFF bunları yapmamı istiyor" diye konuştu.
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri A Grubu'ndaki 4 karşılaşmanın ardından 4 puanla 4'üncü sırada bulunan Türkiye'nin gruptan çıkma şansıyla ilgili de Fatih Terim, "Hiç belli olmaz. Kalan tüm maçlarımız kazanabiliriz ama elemelerden geçemesek de bu dünyanın sonu değil. Bununla başa çıkabiliriz. Amacım katıldığım her turnuvada final oynayabilecek düzeyde bir milli takım oluşturmak. Bunun için de zamana ihtiyaç var" değerlendirmesinde bulundu.
Terim, kendisiyle ilgili yaptığı değerlendirmede ise "Duygusal bir yapıya sahip olmasaydım hiçbir şey başaramazdım. Duygusallık benim karakterimde çok önemli bir yer tutuyor. Duyguların insanı güçsüz yaptığını düşünebilirsiniz ama bence ondan daha da önemlisi, onları kontrol altına alabilmek. Bir bakarsınız taraftarlar siz alkışlıyor, 30 saniye sonra ise aşağılıyor. Teknik adam ve oyuncuların bununla başa çıkabilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Bir dönem Fiorentina ve Milan kulüplerini çalıştırdığı İtalya'ya ilişkin de Terim, "Sanırım eşim ve çocuklarımla birlikte yaşadığım için orayı ikinci evim gibi görüyorum. Belki bir gün geri dönerim, kim bilir?" dedi.
Terim, teknik direktörlük kariyerinde birçok hata yaptığını da belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Önemli olan bunlardan dersler çıkarmanız. Kendime karşı her zaman dürüst oldum. Bu yüzden kişiliğimle teknik direktörlüğüm aynı pencereden algılanıyor. geçmişte pişmanlıklar yaşadığım olaylar da oldu ama artık bunlar geride kaldı. Bugün herkes, herşeyi kendisinin bildiğini sanıyor."