Beşiktaş'ın eski Başkanı Fikret Orman, dün TRT Spor'da Stadyum Özel'e konuk oldu. Orman, son dönemlerin tartışılan Abdullah Avcı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Oyuncuların da hocaların da insan olduğunun altını ısrarla çizen Fikret Orman, "Bir araba değil bunlar, onların da ruhları var. Hocamız tartılacak bir isim değildir. Milli takım hocalığı yapmış ve Başakşehir'de önemli işler yaptı. Dünden bugüne gelmedi buralara. Kötü günlerde korumak gerekiyor hocayı. Futbolcuların ve hocanın kamuoyu önünde tartışılması hoş değil. Abdullah Hoca kişilikli ve karakterli bir isimdir. Abdullah Hoca'ya sahip çıkılması gerekiyor. İstikrardan yanayım ben" dedi.
FUTBOL DÜZ BİR ÇİZGİ DEĞİLDİR
Beşiktaş takımının çok tecrübeli olduğunu Fikret Orman, "Avrupa'dan elenmemiz kötü oldu. Beşiktaş'ın hedefinde lig şampiyonluğu her zaman var. Futbol hep düz bir çizgi değildir. Mesele yükseğe çıkmaktır. Yönetimler, kamuoyu önünde negatif tartışmalarla değil, pozitif bir bakış açısıyla olaylara yaklaşmalıdır. Mesela ben Şenol Hoca'nın hep yanındaydım, bizim görevimiz buydu. Her şeyden önce başkan ve yönetim kurulu organizasyonu iyi yönetmelidir. Sahaya çıkıp top oynayacak halimiz yok" dedi.
SENEYE DAHA İYİ BAŞLANABİLİR
Eski Başkan Fikret Orman şöyle devam etti: "Ben Beşiktaş'a zarar vermem. Başa dönecek olursak kadro, hoca çok iyi. İstikrar olursa maliyetler düşürülebilir, önümüzdeki seneye çok iyi başlanabilir. Her gelecek hoca yeni bir ihtiyaç ortaya koyacak, her seferinde yeniden takım yaratma maliyetleri olacak. Teknik direktör Abdullah Avcı ve ekibine sahip çıkmamız sabırlı olmamız lazım. Biz de aldığımızda zor bir takım aldık, ligi 3. bitirdi ama şampiyonluğun içinde yer aldı. Uzun sürece bakmak lazım."
BU KADRODAN VERİM ALINMALI
takımların sahada aldığı sonuçların, takımları değerli ya da değersiz kıldığını ifade eden Fikret Orman, "Sivasspor bizle ilk maça çıktığında kampa gittiğimizde on kişiydik diyordu, o günlerde Sivasspor'un buralara geleceğini kimse tahmin etmezdi. Sivasspor iyi bir kadroya sahip, çünkü liderler. Bizim de çok iyi kadromuz var, yalnız bu kadrodan verim alınamıyor. Bunu tabi ki bugünkü yönetime mal etmek olmaz. Ben asla iki şeye dokunmam. 1- Paraya dokunmam, 2- Transfere dokunmam. Hep yöneticilerim aradadır."
YANAN EVE GiRDiK
Fikret Orman, Beşiktaş'a başkan olduğu dönem için "Yanan bir eve girdik" ifadesini kullandı. Fikret Orman, "Ben en zor günde geldim. Beşiktaş'ın stadı yoktu, sponsorluk anlaşmaları yoktu, morali yoktu. Bırakmamın bütün mevzusu 'Paralar nerede?' sorusudur. İki sene üst üste şampiyon olduk, üçüncü sene 4. olduk, Şampiyonlar Ligi'ne gidemedik. Fenerbahçe maçına çıkmadığımızda "10 sene şampiyon olmayın" denildi. Maliye bakanı, cimri başkan diyenler kongreden sonra terse dönmeye başladı. Pankartlar, sosyal medyayı farklı şekilde kullanmalar olmaya başladı. Baktım durum farklı bir yere gidiyor, bırakma kararı aldım" dedi.
HATALARIM OLDU
Fikret Orman, Beşiktaş başkanının görevinin kulübü iyi yönetmek ve para bulmak olduğunu ifade etti. Eski başkan Orman, "Biz çok iyi işler yaptık. Her hareket eden kişi hata yapar, duran kişi hiç hata yapmaz. Benim de çok hatalarım, keşkelerim var. Ben kimseye kötülük yapmadım, çalışmak istemediklerinde ayrıldım. Mecbur değilim ki ömrümün sonuna kadar çalışmaya" dedi ve şöyle devam etti: "Yapabileceğimizin en yüksek sponsorluk anlaşmalarını yaptık, en önemli Kartal Yuvası atılımlarını yaptık. Bizim dönemimizde satılan forma, 110 senelik tarihte satılan formadan daha fazla. Biz gelen gelirle geçmişi ödedik. Hem takım, hem stat, hem sponsorluklar yaptık. Mesela transferler... Pepe bonservisi olmayan, yıllık ücreti maliyetli olan bir transferdi. Babel aynı şekilde. Talisca, Aboubakar kiralık geldi. Marcelo'yu hiç göndermek istemedim, 7.6 milyon euro'lara gelince gönderdik. Cenk Tosun'u 500 bin euro'ya aldık, 22 milyon euro'lara, rekor kırarak satışını yaptık."
HAKLARINI ÖDEDİM
Orman, kulüpten ayrılanlarla ilgili de şu açıklamayı yaptı: "Ben başkanlığı bırakacağımı açıkladıktan sonra iki arkadaşımız geldi. Biz Serdal Adalı da gelse Ahmet Nur Çebi de, onlarla çalışmak istemiyoruz. 7,5 yıl beraber çalıştık haklarımızı alalım dediler. Ben de o insanlarla yıllarca çalıştım. Her şeyi onlarla başardım. İkisinin hakkını verdim. Benden sonra 20 kişiyi işten çıkarmışlar. Ve o tazminat hakkı olan kişilere ödememişler. Sekreterimi işten çıkarmışlar, ödeme yapılmamış. Mal varlığımı soruyorlar, açıklarım. 2012, 2013, 2014, bıraktığım döneme kadar mal varlığımın arttığını bulsunlar, onlara bağışlayacağım!"