SİNAN VARDAR - OLACAK İŞ DEĞİL!
Beşiktaş 12 eksikle 26.5 yaş ortalamasıyla maça çıktı. Yedek kulübesinin yaş ortalaması 19'du. Emeğe haksızlık yapmayalım... Öncelikle tebriklerim takıma... Dün ele ele, omuz omuz omuza, kafa kafaya vererek takımdaşlık dersi verdiler. Dün takımın başında sahaya çıkan Halim Okta'yı yöneticilik zamanımda antrenör olarak altyapıya kazandırmıştım. Ne de iyi yapmışım...
Halim Hoca'nın ilk 11'de alternatifi yoktu ama doğru bir taktikle takımı sahaya sürdü. Rosier sağdan bindirmeler yaparken solda Umut hücuma hiç çıkmadı ve dörtlü savunma hiç bozulmadı. Beşiktaş 90 dakika sahanın tek hakimiydi. Beşiktaş harika pas oyunu yaparken rakibine top yapma imkanı da vermemesi önemliydi. Bu futbolun hakkı farklı galibiyet ve 3 puandı. Futbolun adaleti yok gerçekten!
Peki 3 puan neden gelmedi diye soracak olursanız, ben atanı ve tutanı gösteririm. Batshuayi harika paslar aldı ama gol kaçırma rekoru kırdı. Hele hele 1-0'ken boş kaleye kaçırdığı pozisyon maçın kaderini değiştirdi. Kaleciliğini çok beğendiğim kaleci Ersin'in iki yan top hatası Beşiktaş'ın galibiyetini silip süpürdü.
Kaptan Necip, Josef'le birlikte sahanın en iyilerinden biriydi. Sahada harika ötesi genç Emirhan vardı. Nefis paslar atarken kaydettiği golde klasını konuşturdu. Güven güçlendikçe formaya daha çok asılıyor. Ah bir de son vuruşları iyi yapsaydı! Welinton ve Montero'nun haklarını verelim, dün çok iyi mücadele ettiler.
Beşiktaş'ın gençleri beni gururlandırıyor. Hata da yapsalar bu genç yeteneklere sahip çıkmalıyız. Bu takımda hayat var. Ç.Rizespor'u hiç beğenmedim. Dost acı söyler ama işleri zor. Kaleci Gökhan kurtarışlarıyla takımını ayakta tutan isim oldu.
Gökhan Gönül sana yazıklar olsun. Yıllarca Beşiktaş'ın ekmeğini yedin, attığın tekmelerde benim yüzüm kızardı. Umut'un bileğini kırıyordun! Pozisyon sonrası Montero Rizeli üç-beş oyuncu tarafından hırpalandı ama kırmızı kartı da o gördü. Bu nasıl hakem, bu nasıl VAR Allah aşkına?
TURGAY DEMİR - GOLCÜ!
Normalde bir golcünün ayağına top geldiğinde, nasıl atacak diye beklersiniz, Batshuayi onlardan değil! Belçikalı'nın ayağına top geldiğinde, Beşiktaşlılar, "Acaba bu kez nasıl kaçıracak" diye düşünüyorlar, o da her seferinde yeni bir kaçırma yöntemi icat ediyor. Pes!
Güven de ona keza, inanılmaz rahat adam geçiyor, iyi yerlere koşuyor, feyk atıyor, vuruş açısını yakalıyor ama sonra topu en olmadık yere atıyor. Beşiktaş onca eksiğine rağmen başlama vuruşuyla birlikte pozisyonlar bulmaya başladı, golü de attı ama bir türlü maçı koparamadı. Dahası iki duran toptan, iki gol yediler. Hemen belirtelim ilk golde Rizespor'un Finlandiyalısı Pohjanpalo önündeki Josef'i itip oyundan düşürerek golü attı ama hakemle birlikte VAR'dakiler de uyudular.
Genç Emirhan sahanın en iyilerindendi, harika bir de gol attı, ikincisini de atıyordu heyecanına yenik düştü. Özetle Beşiktaş iyi oynadı ama Batshuayi ve Güven'in beceriksizlikleri nedeniyle hak ettiği üç puanı alamadı.
Ne diyorduk, pantolonu gösteren ütüdür, iyi oyunu gösteren golcüdür. Bu arada faullerde maç boyu yanlış kararlar veren hakemin adaletsiz yönetimi durduk yere oyunu karıştırdı. Gökhan Gönül'e haklı olarak ikinci sarıyı gösteren Alper Ulusoy, onu hafifçe iten Montero'yu da atarak eyyamın kralını yaptı.
Emirhan'ın yüzüne gelen darbede kartını kullanmazken Vida aynı şeyi yaptığı anda direkt kartına sarıldı. Son dakika, Necip'e yapılan faulü es geçip bir saniye sonra aynı pozisyonda Rize lehine faul verdi. Yetmedi, Beşiktaş'ın kazandığı duran topu da, süre bitti diye oynatmadı. İnşallah yeni sezonda ligde olmayacak olan yüzde 40 içinde Ulusoy da vardır.
REHA KAPSAL - EKSİKLER!
Beşiktaş'ın Süper Kupa'yı kazanmasının verdiği moralle ve de ligde az olan şansını biraz daha artırmak için Rizespor deplasmanında tek düşüncesi 3 puan almaktı. Diğer yandan da Rizespor, tek düşüncesi; kazanacağı 3 puanla, hem ikinci yarı iyi başlangıç yapıp o kırmızı çizginin de üzerine çıkma düşüncesiyle maça başladı. Beşiktaş, kupa maçının son bölümünde ve Rizespor karşısında üçlü dizilişle oynadı. 3-4-1-2 formasyonuyla maça başladı. Bir şeyleri de Önder hoca orada olmasa da farklı sistemleri de monte etmeye çalışması, teknik adam açısından önemlidir. Nitekim de hücum hattında Emirhan, Batshuayi ve Güven'le, üçü de hareketli oyunuyla rakip Rizespor karşısında çok fazla pozisyon buldular.
Bu üçlünün saha içindeki rotasyonlu, yer değiştirerek oynadığı oyun ve bunun getirdiği hareketlilik, çok fazla pozisyon üretmesine neden oldu. Başta Batshuayi ve Güven final paslarında doğru tercihler yapıp, son vuruş becerisini de gösterseydi çok rahat maçı kazanabilirlerdi. Beşiktaş'ın özellikle son bölümde oynadığı maçlarda, saha içi enerjisi ve konsantrasyonu sezonun o kötü gittiği dönemine göre çok çok daha iyi durumda. Zaten bunun da olumlu bir şekilde sahaya yansıması net olarak da görülüyor. Beşiktaş'ın bu sezonunu tarif etsek; herhalde tek kelime her şeyi anlatacağını düşünüyorum, bu da tabii ki "Eksikler".
Siyah-beyazlılar sezon başından beri sakatlıklar ve hastalıklar nedeniyle ideal kadrosuyla fazla saha içinde yer alamama eksikliği, son vuruş beceri eksikliği, Ersin'in yan toplardaki zafiyeti ve eksikliği, hücum ve savunmadaki oyun dengesinin eksikliği, saha içinde birlikte hareket edememe ve düşünememe eksikliği, yapılan bireysel hatalarla kaybedilen maç eksiklikleri, fiziksel olarak maçların ikinci devresinde oyundan düşmeleri ve yüksek tempolarda oyunu sürdürememe eksiklikleri.
Ve en önemli de sürdürülebilir, dengeli, prensiplerini net olarak takıma hücum ve savunmada ne olacağını koyarak, bunun üzerine güçlü oyun oynayamama eksikliği; bu seneki kötü gidişatın en önemli nedenleridir.
