Usta yazarlar Beşiktaş - Kasımpaşa maçını değerlendirdi!
Spor Toto Süper Lig'in 34. haftasında Beşiktaş evinde Kasımpaşa'yı konuk etti. Mücadeleden 3-0 mağlup ayrılan siyah-beyazlılarda ortaya konan etkisiz futbol yoğun eleştiri aldı. Usta yazarları Beşiktaş - Kasımpaşa maçını değerlendirdi ve gündem yaratan ifadelerde bulundu. İşte o yazılar... | Son dakika Beşiktaş haberleri (BJK spor haberi)
- Beşiktaş Haberleri
- 26 Nisan 2022, 09:15:17
SİNAN VARDAR - GÖNDERİN GİTSİN
Beşiktaş taraftarı kötü günde yine tribünleri doldurdu. Tebriklerim bu büyük taraftara... Peki sahada mücadele eden Beşiktaş takımı için ne yazılabilir ki? Maalesef olumlu bir yorumda bulunmak mümkün değil. Rakip Kasımpaşa futbol direktörü Serkan Reçber yönetiminde bu sezon başında futbol yapısı oluşturuldu. Sami Uğurlu çok beğendiğim genç bir teknik adam.
Dün Kasımpaşa sahada ne istediğini bilerek mücadele ederken Beşiktaş için ciddi bir revizyona ihtiyaç olduğu apaçık ortaya çıktı. Zor dostum zor! Teknik direktör Valerien Ismael göreve gelir gelmez heyecan getirdi. Yeni sistemi de çok benimsedik, hocamıız çok sevdik ama 1 ay sonra Beşiktaş'a veda edecek Pjanic'in ilk 11'de işin ne? Nerede bu gençler? Serdar Saatçı neden oynamıyor? Bu takımın savunmaya mutlak transfere ihtiyacı varken Serdar'a neden ceza kesiliyor?
Hopalla anlaşmadan gideceği belli olan Larin. Adam imza atmıyor gideceği besbelli işte ama Kasımpaşa'nın üçüncü golünden sonra son 7 dakika kala oyuna giriyor. Biri sayın hocamıza bu detayları söylemiyor mu? Sayın futbol yetkilimiz uyuyor mu?
Dün sahada ilk 11'e çıkan Vida tel tel dökülürken Güven Yalçın, Kenan Karaman gibi Beşiktaş'ın oyuncusu olmaya çok uzak oyuncuları izlemeye mecbur muyuz? Böylesine kalitesiz oyuncuları izlemek Beşiktaşlılar için bir dünya sınavı mı? Vida ilk iki golde hatalı... Güven bırakın gol atmayı pas vermeyi beceremezken bu iki futbolcuyla transfer pazarlığı yapılması akıl alacak gibi değil. Gönderin gitsin!
Beşiktaş dün takım olarak tel tel dökülürken Rıdvan Yılmaz ve Ersin'i de belli ki transfer söylentileri kötü etkilemiş. Aman çocuklar dünkü haliniz size yakışmadı, lütfen toparlanın. Pjanic, Batshuayi, Vida, Güven kim gidecekse gitsin. Bakın Kasımpaşa'nın golcüsü Muleka'ya... Beşiktaşlı idareciler macera aramayın; alın Muleka'yı...
REHA KAPSAL - PROBLEM ÇOK
Beşiktaş'ta geçen hafta Giresunspor karşısında Valerien İsmael'in oynattığı oyun çok olumlu değildi. Artı taraflarından daha fazla eksi tarafları öne çıkmıştı. Dünkü rakip Kasımpaşa gibi ligin en formda takımlarından biriydi. Dinamik ve atletik özellikleriyle öne çıkmış oyuncu grubuyla birlikte hücum organizasyonları, en önemli de savunmasından başlayarak hücum geçişleri ligin en tehditkar takımlarından olan Kasımpaşa'ya karşı geçtiğimiz haftadan dersleri iyi çıkaramamış siyah-beyazlılar... Başta da Valerien İsmael rakibi doğru bir şekilde analiz edememiş.
Her teknik adam da farklı dizilişleri seçip takımına uygulatabilir. Valerien İsmael de geldiğinden beri 3-4- 2-1 gibi bir formasyonla takımını oynatmaya çalışıyor. Buradaki problem üçlü savunma, dörtlü orta sahadan sonra ileride her maçta tek santrfor değil, yeri geldiğinde farklı şeyleri de bir teknik adam olarak denemeli. İki santrfor, Güven ve Batshuayi ile başlayıp arkada Ghezzal tercihi olabilirdi. Buradaki hücum koordinasyonlarını da yeri geldiğinde değiştirmesini de bilmeliydi.
Valerien'in geldiği günden beri Beşiktaş'ın geriye düştüğü maçlarda skoru değiştirmeyle ilgili saha içinde ciddi sıkıntı yaşayacağı da aşikardı. Bunun en büyük nedeni de top ayağındayken hücum çeşitliliği çok yetersiz, çok eli açık hücum eden bir takım. Bu temel sorunların ışığında Beşiktaş'ın ilk geldiği günden beri top rakipteyken pres ve topun kaptırıldığı yerdeki karşı presi bu oyun düzeninde çok iyi yaptığı oyunlar oldu. Ama bu pres anlayışında da eksikleri ilk günden beri devam da ediyor.
Bir de o presi kıran, oyun ezberi olan, dikine çabuk oynayan Kasımpaşa'ya karşı önlem alamadıkları gibi sahada çok düzensiz geniş alanda yakalanan, oyuncuların birbiriyle hiç de uyumu olmayan görüntünün karşısında Kasımpaşa cezayı kesmesini bildi. Siyah-beyazlılarda saha içi problem çok fazla. Valerine İsmael'e önyargılı bakmamak gerekir. Biraz daha zaman verip, sabırlı olup, büyük resme bakıp ondan sonra bir değerlendirmede bulunmak daha doğru olacaktır.
TURGAY DEMİR - YETENEKSİZLER
Kasımpaşa'yı kutlayarak başlayalım. İkinci yarının en başarılı takımı durumundalar, alkışlıyorum. Bir de kenar yönetimini ayrıca kutlarım, anti futbolu da mükemmel öğretmişler oyuncularına! Taktikleri şöyle; bir şekilde öne geçtin mi yere yat, tüm serbest atışları nazlanarak kullan, rakibi ger, tribünleri tahrik et, yetmez ise mümkün olan her pozisyonda hakemle, rakiple tartış ve zaman geçir! Helal olsun! Bizim ligi çözmüşler!
Bir kutlama da Muleka'ya, attığı her golde fırsatçılık ve yetenek vardı. Her pozisyonda yere yatması Avrupa'da neden barınamadığının göstergesiydi. Gelelim Beşiktaş'a; yenilen ilk iki golde Vida'nın katkısı rakip kadar vardı, ikinci golde Ersin, Vida'yı da solladı! Ersin futbolu bırakana kadar, kaleyi ne zaman terk etmesi gerektiğini öğrenemeyecek sanırım! Birçok yeteneksiz oyuncusu var Beşiktaş'ın. Say say bitmez hani... Arada Josef'e, Ghezzal'a yazık oluyor.
Büyük golcüler, Kenan, Güven ve Batshuayi ya pozisyonda yoklar ya da ofsayttalar! Bu halleriyle BAL Ligi'nde bile oynamaları mucize olur. Rıdvan gelişecek diyoruz ama o geriye gidiyor, topun nereye gideceğini hesap etmeden orta açıyor, yaptıklarına orta denirse. Bir kanat neden bir kez olsun son çizgiye inip rakip savunmanın dengesini bozmayı denemez! Neden? Neden? Neden?
Aynı şey Rosier için de geçerli; senin zaten golcün yok, rakip savunma dengeliyken gol atman neredeyse imkansız. Öyleyse, üstelik önünde alan varken ne diye inmezsin son çizgiye! Yoksa yasak mı Beşiktaş'ta son çizgiye inip rakibin dengesini bozmak... Zaten bir iddiası yok Beşiktaş'ın. Skor çok önemli değil ama bir takım 90 dakika içinde birkaç organize atak yapar, şut atar, şutlardan birkaçı çerçeveyi bulur. Beşiktaş'ta bunların hiçbirisi yok. Okur bilir, Valerien İsmael'i destekliyorum ama üçlü savunmanın böyle bir kadroyla uygulanmasının zor olduğunun da altını çiziyorum. Sistemi kesinlikle gözden geçirmelidir.
HAKKI YALÇIN - İLAHİ TUTKU
Fenerbahçe kazanma duygusunun her maçta açığa çıktığı bir zaman diliminden geçerken, İsmail Kartal'ı eleştirdiğimiz kadar alkışlamayı da bilmeliyiz. Kemik kadroyu oluşturdu ve hiç bozmuyor. Yenilgilere modellik eden soluk gölgelerden savaşçılar yarattı. Depresif futbolculardan kazanmayı ilke edinen kişilikli bir takım üretti. Yönetimin 4 yıllık yanlışlarının ve transfer bonkörlüğünün bedeli 10 maç kazanmakla halledilecek kadar kolay olsaydı keşke! Nakit duygularla vakit geçirenler zamanın nasıl geçtiğini anlamazlar, yanlışlarını da sorgulamazlar. Yoksa zırt pırt "bildiri" yayınlamak çocuk oyuncağı!
F.Bahçe'de Arda hem kiraz hem erik veren bir ağaç. Dallarına tutunan herkese hayat verdi. Hem tribünleri ayaklandırdı hem hayalleri yeniden tazelemenin meyvelerini verdi. İstifaya davet edilen yönetimi bitkisel hayattan kurtarıp, taraftarın gözünde yatay geçiş yapmasına bile yol verdi.
Futbolumuzun Arda Güler gibi meleklere ihtiyacı var, kalbini kötülükle dolduran kurt adamlara değil. Maçın en güzel yanı Rizespor taraftarlarının bile Arda Güler'i alkışlamasıydı. Bir takımın seyircisi küme düştüğü maçta genç bir delikanlıyı alkışlıyorsa, bu ülkede gençliğe verilen değerin göstergesidir.
Trabzonspor'da sezon başından beri verilen mücadelenin onlara bahşettiği hedefe bir adım kaldı. Bu sezon sadece iki kere yenilmiş bir takımdan bahsediyoruz. Rakip kulüp başkanlarının bile "ligin iyi futbolunu oynuyor" dedikleri takımdan.
İstanbul büyüklerine bir kez bile boyun eğmeyen, en değerli futbolcuları sakatlanıp sezonu kapatsa da hedefe kilitlenen bir Trabzonspor gerçeğinden.
Bu sezon hiçbir takım şampiyonluğu onlar kadar hak etmedi. Onlarınki 38 yıllık özlemlerine mahsuben "ilahi tutku." 38 yıllık çiviler tek tek sökülüyor, cumartesi gecesinden beri taraftar sokağa dökülüyor. Emeği inkar etmek kendilerini kurtarmak isteyenlerin klasik yalanıdır. Şampiyonluğun görkemlisi de alın teriyle süslenmiş olanıdır. O yüzden bu mücadeleye dil uzatmak da kimsenin haddine değil.
Abdullah Avcı insanlığı "erdem" kabullenmiş, estetik duruşunu hiç bozmayan bir teknik adam. Koca şehri ayakta tuttu, taraftarı sakin bir limana çekip sadece takımını teşvik etmenin yolcusu yaptı. Trabzonspor'u futbol oynatarak şampiyon yapmanın bütün hünerini sergiledi. Bunu yaparken ne hakemlere sızlandı ne rakiplerine dil uzattı.
Abdullah Avcı'da keşfedilemeyen doğrular başkalarının kemikleşmiş yanlışlarıdır. Abdullah Avcı sadece Trabzonspor'un değil futbolun geleceğinin de incisidir. Büyük bir ihtimalle tarihe geçecek, o tarihin duvarlarına vesikalık bir fotoğrafı asılsa bile onunla yetinecek kadar alçakgönüllü biri. Trabzon'a heykelinin dikilmesinden bahsediliyor da gönüllere heykeli çoktan dikildi bile!
Adana Demirspor yönetiminin Trabzonspor maçının hakemi Yaşar Kemal Uğurlu için yayınladığı geçmiş olsun mesajına baktım. Maç saatinde oğlu rahatsızlanan ve ameliyat olmak için hastaneye kaldırılan bir hakemin öncelikle "baba" olduğunu hissedenlere saygılarımı sunuyorum. Adana Demirspor yöneticilerinin, futbolun sadece sonuca odaklı bir oyun olmadığını belirten duruşuna kocaman alkışlarımı gönderiyorum. İnsanlık böyle bir şey ama ne acıdır bunu herkes beceremiyor!
DİĞER HABERLER
-
Son dakika transfer haberi: Lyon Başkanı John Textor, Türkiye'den oyuncuları için gelen teklifler için flaş açıklamalarda bulundu. Textor, Beşiktaş ve Galatasaray'a gönderme yaptı. İşte detaylar... -
Trendyol Süper Lig'de şampiyonluk yarışından erken kopan Beşiktaş'ta tranfser planlaması sürüyor. Kadrosunu güçlendirmek için kolları sıvayan siyah-beyazlıların transferde yol haritası belli oldu. İşte ayrıntılar... -
Yeni teknik direktörünü belirlemek için çalışmalarını yürüten Beşiktaş'ta yoğun mesai harcanıyor. Niko Kovac, Felix Magath gibi isimlerin konuşulurken, diğer yandan Fransız teknik adam Rudi Garcia Beşiktaş'tan haber bekliyor. İşte ayrıntılar...