TRANSFER HABERİ: Edin Dzeko'dan Beşiktaş açıklaması! "2 yıl önce..."

Son dakika Fenerbahçe haberleri: Fenerbahçe'nin bu sezonki en önemli transferlinden Edin Dzeko, flaş açıklamalarda bulundu. Röportaj'da Beşiktaş'a da değinen yıldız futbolcu itiraflarda bulundu. İşte o sözler

Fenerbahçe'nin yıldız golcüsü Edin Dzeko açıklamalarda bulundu. Milliyet'e konuşan Boşnak futbolcu, Beşiktaş itirafında bulundu.

İşte o sözler...

"FUTBOLA GEÇ BAŞLADIM"
"Saraybosna'da doğdum. Futbola Bosna-Hersek'te adım attım. Babam beni Željeznicar takımına götürdü. Aslında bugünkü çocuklara baktığınız zaman onlar 5-6 yaşlarında oynamaya başlıyorlar. Ama Bosna'da savaş olduğu için biraz daha geç başlamak durumunda kaldım. Ancak hiçbir zaman çok geç değildir. Babam da futbol oynadı. Profesyonel seviyede değil, ama onun biraz aşağısında. Muhtemelen futbol aşkı ondan geliyor..."

"SAVAŞ BİZLERİ ÇOK GÜÇLÜ YAPTI"
"Tabii ki bizler çocuktuk. Ben ve kız kardeşim. O zaman çok küçüktük. Tabii ki olan şeyleri anlıyorsunuz ama her şeyi değil. Dışarıda ne olup bittiğini bilmenize rağmen yine de dışarı çıkıp diğer çocuklarla oyun oynamak istersiniz. O anlamda bizim için biraz daha kolaydı, her şeyi bilmiyorduk. Ama ailelerimiz için çok zordu. Tabii ki böyle şeyler yaşadıktan sonra insan daha güçlü hale geliyor.

Savaş hayatımızdaki en kötü şey. Umarım kimsenin başına gelmez. Son zamanlardaki savaşlara baktığım zaman, umarım onlar da en kısa sürede son bulur. Çünkü ben de bunu yaşadım. Nasıl bir duygu olduğunu biliyorum. Evinizden çıkmamanız gerekiyor. Özellikle aileniz için endişeleniyorsunuz. Çünkü o zaman yiyecek ve benzeri şeyleri bizlere sağlayabilmek için evden çıkmaları gerekiyordu. Zor zamanlardı, ama bizleri daha güçlü yaptı..."

"GOL ATMAK ÖNEMLİ AMA..."
"Kariyerimin başlarında biraz sağ tarafta da oynadım. 7 numara gibi. Ama genelde takımlarımda en çok gol atan oyuncu ben olurdum. O yüzden en başından beri santrfordum diyebiliriz. Çek bir hocam vardı. Benim takımım Zeljeznicar'a gelmişti. 17-18 yaşlarındaydım. Orada 7-8 ay kaldı. Tam hatırlamıyorum. Gittikten yaklaşık 3 ay sonra beni aradı. Teplice takımına gidip gitmek istemediğimi sordu.

Ama beni kendisinin hocalığını yaptığı ikinci lig takımına kiralayacaklardı. 'Evet' dedim, kulüple görüştük ve orta yolu bulduk. Oraya gittim. 6 ay boyunca 2. ligde oynadım. Sonra direkt olarak Teplice takımına gittim. Bence önemliydi. Bunu söylemeyi çok sevmesem de Bosna'dan ayrıldığım için şanslıydım. Çünkü Çek Cumhuriyeti'nde her anlamda daha iyi tesislere, daha iyi koşullara sahiptik.

Yetenekliydim diyebiliriz. Ama yetenek sizi tek başına bir yere getirmez. Beni sürekli yukarı çekmeye çalışan bir hocaya sahiptim. Başta forvetin biraz arkasında 10 numara pozisyonunda oynadım. 'Geriye daha çok koşman gerekiyor, buna alışman lazım' dedi bana. Futbol oynamayı seviyordum. Tabii ki gol atmak en önemli ve en zor şey. Forvetler olarak gol atmayı severiz. Bunun için yaşamanız gerekiyor.

Belirtmiş olduğum gibi insanlar sizi yargılarken kaç gol attığınıza bakarak yargılıyorlar. İyi oynayabilirsiniz ama gol atamadıysanız, kim gol atamadı derler. Ben ceza sahasının ortasında pasları ve ortaları bekleyip gol atınca mutlu olacak biri değilim. Geri gelip takım arkadaşlarıma yardım etmeyi, onlar için alan yaratmayı seviyorum. Bir forvetten fazlası olarak bu benim..."

"MANCHESTER CITY ŞAMPİYONLUĞU İNANILMAZDI"
"Şampiyonluk maçında Manchester City formasıyla 2. golü attım. Muhtemelen kariyeriniz boyunca başınıza bir defa gelecek bir olay. Belki son dakikalarda maçlar kazanabilirsiniz, ama son 2 dakikada 2 gol atıp Premier Lig'i kazanmak, özellikle 2. yarıda yaşamış olduğumuz korku sonrası inanılmaz bir duyguydu. 44 yıl sonra şampiyon olduk, bunu açıklamak imkansız..."

"BENİM İÇİN PREMIER LİG EN İYİSİ"
"Almanya'da forma giydiğim zaman İngiltere'de oynamak istediğimi söylüyordum. Çünkü Premier Lig benim için dünyadaki en iyi lig. Dünyanın en iyi liginde, dünyanın en iyi oyuncularıyla oynayabilecek miyim, bunu görmek istiyordum. Korkmuyordum, çünkü başarısız olursanız, başarısız olursunuz. Ama denemezseniz başarısız olup olamayacağınızı bilemezsiniz. Orada yapabileceğimi kanıtlamak için İngiltere'ye gitmek istedim.

Ben Bosna'dayken İtalya Ligi en iyi ligdi. İtalya'da bize yakın bir ülke. Ronaldo, Maldini, Baggio gibi oyuncular forma giyiyordu. İtalya Ligi rüya gibiydi.

Orada oynamayı düşünmezdim, çünkü çok uzak bir rüya gibi gelirdi. En büyük hayalim, kulübüm olan Zeljeznicar'da oynamaktı. Orada gol attım ama 1.5-2 sene oynadım. Benim için orada oynamak her şey demekti.

Tabii ki İtalya Ligi en iyi ligdi, ama orada oynayabileceğinizi hayal bile edemiyorsunuz. Seçmek istemiyorum, çünkü her kulüp benim kariyerimin birer parçası. En başta Çek Cumhuriyeti'nde oynadığım dönemleri çok sevdim. Çünkü bana bir şeyler kattı. Ev inşa ederken önce temeli oluşturmanız gerekir. Benim için dolayısıyla kariyerimin her kısmı önemlidir. Seçmeyi sevmiyorum ama belirtmiş olduğum gibi Premier Lig benim için en iyi lig. İtalya'da da harika zaman geçirdim. Seçmesi zor..."

"TÜRKİYE MAÇI SONRASI TRANSFER OLDUM"
"Çek Cumhuriyeti'nde geçirdiğim 2 yıldan sonra 2007 yılında - sanırım haziran başıydı - Türkiye'ye karşı ilk milli maçımı oynamıştım. Sarajevo'da sizi 3-2 yendik ve ben de ilk yarının sonunda ikinci golü attım. Sanırım kaleci Rüştü Reçber'di. Servet ise stoperdi. Wolfsburg beni o maçta ve daha sonra oynadığımız Malta karşılaşmasında izledi. Her şey çok hızlı gelişti.

O zamanki teknik direktörleri Felix Magath ile buluştuk. Her şey milli takımdan sonraki ilk 10 gün içerisinde gerçekleşti. Magath'ın bana en çok kattığı şey, Alman mantalitesiydi. Bu mantalitede her zaman çok çalışmak gerekir, çünkü hiçbir şey size durduk yere gelmez. Kimse size hiçbir şeyi hediye etmez. Sahada onu sizin kazanmanız gerekir. Bosna'dan gelirken şunu biliyordum.

Eğer Almanya'ya gidersem pozisyonumda oynayan pek çok Alman futbolcu olacak ve 9 numara olabilmem için onlardan çok daha iyi olmam gerekirdi. Felix Magath her zaman bizlere karşı çok talepkardı. Sahada herkesin kendi işini yapması, çok koşması ve birbirine yardım etmesi gerekiyordu. Ben de bu mantaliteyi kariyerim boyunca her yere taşımaya çalışıyorum. Çünkü çocukken futbol oynamaya başlayınca her şeye sahip olmanız mümkün değil. Farklı hocalardan, farklı takımlardan kendinize farklı şeyler katarsınız. Bence o benim kariyerim için çok önemliydi..."

"HER ŞEY KAFADA BAŞLIYOR"
Fenerbahçe'nin Boşnak golcüsü, 37 yaşına rağmen hala formda olmasını, "Kafa yapısı çok önemli. Tabii ki çalışmanız da şart. . Çünkü 30 yaşını geçtikten sonra vücudunuza daha çok dikkat etmeniz gerekiyor. Eğer sakatlanırsanız kalitenizi gösteremezsiniz. Her gün sakatlık önleyici çalışmalar yapmaya çalışıyorum" sözleriyle açıkladı.

"Bazen duygular önemlidir. Futbolda bazen duyguları bir kenara koymanız gerekebilir. Ancak bazen de içinizdeki şeyleri dışarı dökmeniz gerekebilir. Süper Lig'deki ilk golümdü. Maçın hemen başıydı. Harika gol attı da diyebilirler, 1 metreden de gol attı diyebilirler.

Önemli olan topun kaleye girmesi. Nasıl olduğunun bir önemi yok. Önceki gollerimin hepsi geçmişte kaldı. Aksi halde buralarda olmazdım, bir yerlerde güneşin keyfini çıkarıyor olurdum... Buradayım ve kendimi kanıtlamak istiyorum. Bence bir futbolcu her zaman kendini kanıtlayabilir. Geçmişte ne başardığının bir önemi yok. Buradaki insanlar performansınıza göre sizi yargılayacaklar. Yani 'Geçmişte şu golleri attım' diyemem. Bu bana bir şey katmaz. O yüzden geçmişte attığım golleri, kazandığım kupaları düşünseydim buraya gelmezdim..."

"Kafa yapısı önemli. Tabii ki çok çalışmanız şart. Çünkü 30 yaşını geçtikten sonra vücudunuza daha çok dikkat etmeniz gerekiyor. Eğer sakatlanırsanız kalitenizi gösteremezsiniz. Çok uzun süre oynayamazsınız. Şanslıyım ki çok fazla sakatlık yaşamadım. Ancak bu biraz da çalışmalarımın sayesinde. Çünkü her gün sakatlık önleyici çalışmalar yapmaya çalışıyorum. Her zaman şunu söylemeyi sevmişimdir. Bir tane kariyeriniz var. Keyfini çıkarmanız gerekiyor. Artık yapamadığınızı gördüğünüzde bırakıp gidebilirsiniz. Gençken belki her şeyi 37 yaşa kıyasla daha iyi yapabiliyor olabilirsiniz. Ama dinlenme en önemlisi, çünkü yaş ilerledikçe vücudun toparlanması yavaşlıyor. Vücudunuz 90 dakikanın yükünü hissediyor. Sadece bir iki şey değil birçok şey var yönetmeniz gereken. Örnek olarak her idman öncesi ve sonrası yaklaşık 20-30 dakika sakatlık önleyici egzersizler yapıyorum. Çünkü artık normaliniz, alışkanlığınız olmaya başlıyor..."

"İKİ SENE ÖNCE BEŞİKTAŞ İLGİLENDİ"
"Bu transfer döneminde Türkiye'de sadece beni Fenerbahçe istedi. 2 sene önce Beşiktaş'ın da bir ilgisi olmuştu. Fenerbahçe yönetimi ile 2 sene önce konuşmuştuk. Fenerbahçe gibi bir takımın 9 sene şampiyon olamaması, mümkün olmamalı. Bu da benim buraya gelmem için büyük bir motivasyon ve meydan okumaydı.

Sadece saha içerisinde değil, saha dışında da kalitemle insanları mutlu edebilmek, bu mantaliteyi ve kaliteyi buraya getirebilmek önemli.

Çünkü bu takımın her sene kupaları kazanmaya ihtiyacı var. Kulüple görüştüğüm zaman beni ne kadar istediklerini gördüm. Bana bütün projeyi sundular. Detay veremem. Ama Fenerbahçe Türkiye'nin en büyük kulübü.

Size gelip saygı duyduklarını gösterdikten sonra zaten benim için yeterliydi. Onlarla konuştuğum zaman, başkanla da görüştüğümde o da çok istekliydi. Kulübe aşık ve bu kulübün şampiyon olmasını istiyor. Bana aynı şeyi söyledi. 'Sana saha içerisinde ve saha dışında da ihtiyacımız var. Mantalitene de' dedi. Takıma yardım edecek başka oyuncular da katıldı..."

"KADIKÖY'DEKİ SES, TON ÇOK FARKLI"
"Türkiye'de atmosferlerin güzel olduğunu biliyordum. Özellikle bizim stadyumumuzda. Gol attığınızda biliyorsunuz ki insanlar adınızı söyleyip şarkılarla kutlayacaklar. Bu da sizi daha duygusal yapıyor. Avrupa'da büyük statlarda oynadım. 30 binden 70-80 bin kişilik statlara kadar. Buradaki atmosfer, ton ve gürültü farklı. Burada bütün stadyum bağırıyor. Maça göre değişir. Mesela Milan'a karşı oynadığımız yarı final maçında ortam harikaydı. Avrupa'da belki bazı şeyler biraz daha değişik. Ancak burada şarkıların tonları farklı ve daha yüksek. Bu da sizi mutlu ediyor. Çünkü futbol oynarken daha çok eğleniyorsunuz..."

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.