Formasının hakkını her zaman verdiğini, anlık bir görüntünün hakkında karalama kampanyasına dönüştüğünü belirten tecrübeli stoperin paylaştığı mesajda şu ifadeler yer aldı:
"BİR ANLIK GÖRÜNTÜNÜN KARALAMA KAMPANYASINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ÜZÜNTÜMÜ KATMERLEDİ"
"Resmi olarak küme düştüğümüz Rizespor müsabakası sonunda küme düşmüş olmanın verdiği üzüntü ve hayal kırıklığı içerisinde soyunma odasına giderken hüznümü gören, bir dönem Denizlispor'da da birlikte görev yaptığımız rakip takımın yardımcı hocasının seslenmesi üzerine döndüm ve birbirimize sarıldık. Hocam bana teselli verdi. Bu diyaloğa ait bir anlık görüntünün hakkımda karalama kampanyasına dönüştürülmesi üzüntümü katmerledi. Yetiştiğim futbol kültürü bana en başta formanın hakkını vermeyi ve ekmeğe sadakati öğretti. Yaklaşık 15 yıllık profesyonel futbolculuğumda bu düsturdan hiç ayrılmadım. Gücüm ve nefesim elverdiği, futbol topunun peşinden koşmaya devam ettiğim müddetçe de aynı duyguyu taşımaya özen göstereceğim. İki sezondur formasını giydiğim Denizlispor'da aynı duygularla hizmet etmeye, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Hiçbir görevden kaçmadım. Sorumluluk aldım. Sözleşmem süresince nerdeyse bütün maçlarda görev yaptım. Gün geldi sakat sakat oynadım. Hiç şikayet etmedim. Alacağımın büyük bir kısmı ödenmemiş olmasına rağmen bunu dert etmeden işimi yapmaya çalıştım. Küsmedim. Ve kulüpten alacağını en son isteyen futbolcu oldum.
"YAŞAMAYAN BİLEMEZ"
Hızla kümeye doğru giderken, sorunlarımızla ilgilenecek muhatap-yönetici bulamazken, takım kaptanlarından birisi olarak arkadaşlarımın sorunlarını çözmeye, onları motive etmeye çalıştım. Ne yazık ki, ben ve takım arkadaşlarımın istek ve azminden daha fazlasına ihtiyaç duyan bu mücadelede gayretlerimiz yetersiz kaldı. Sporun içinde kalarak ahlakli bir sekilde mücadele ettik. Puan kaybettik, maç kaybettik ama onurumuza ve ahlakımıza laf söyletmedik. Ve son düdükle hic arzulamadığımız o gerçekle yüzleşmek zorunda kaldık. Yaşamayan bilemez. Zordur bu süreçten geçmek. Çok zordur bu yükü taşımak. O ruh hali, hayal kırıklığı, o çökmüşlük içinde eski bir tanıdığın uzattığı sıcak bir ele dokunurken verilen anlık, tepkiden hareketle bu yaşanmışlıkları görmezden gelmek ve infaza girişmek doğru değil kanaatimce. Ben Mustafa Yumlu. Belki zaman zaman oynadığı oyunla eleştirilen ama bugüne kadar sporcu kimliğine ve ahlakına laf söylenmeyen/söyletmeyen adam. Bugüne kadar neysem bundan sonra da öyle kalmaya özen göstereceğim. Bilmeden, istemeden üzdüğüm-kırdığım en saf duygularla takımını ve bizi destekleyen taraftarımız sevenlerimiz olmuşsa onlardan özür diliyor ve derin hoşgörülerine sığınıyorum. Lütfen beni affetsinler. Formasını terlettiğim Denizlispor'un en kısa sürede tekrar Süper Lig'e dönmesini bütün benliğimle istiyor, umut ediyorum. Saygılarımla..."