Emre Mor'dan çarpıcı açıklama! "İsmail Kartal ile konuştum ve..."
Fenerbahçe'nin devre arası transfer döneminde Trendyol Süper Lig ekiplerinden VavaCars Fatih Karagümrük'e kiraladığı Emre Mor, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe'de forma giydiği dönemle ilgilide çarpıcı açıklamalarda bulunan 26 yaşındaki futbolcu, şampiyonluk yarışı hakkında da flaş ifadeler kullandı. İşte detaylar...
26 yaşındaki Emre Mor, ara transfer döneminde Fenerbahçe'den daha önce formasını terlettiği VavaCars Fatih Karagümrük'ün kiralık olarak yolunu tuttu. Futbolcunun aldığı bu karar büyük yankı uyandırırken, Mor bu süreç ve kariyeri hakkında Hürriyet'e flaş bir röportaj verdi.
İŞTE EMRE MOR İLE YAPILAN RÖPORTAJ:
-Nasılsın?
İyiyim. Buraya geldiğimden beri daha iyiye gittiğimizi düşünüyorum. Sadece ben geldiğim için değil ama iyi sonuçlar aldık. Burada her zaman rahatım. daha önce de zaten buradaydım. Benim için konfor alanı diyebilirim. İnsanları da tanıyorum, her şey olumlu.
-İkinci evinde ikinci dönemin nasıl geçiyor? Takım arkadaşlarınla arandaki ilişki nasıl?
Buraya geldiğimde herkesi değil ama bazı insanları tanıyordum çünkü o zamandan beri takım biraz değişti. Geldim ve direkt çalışmaya başladım, imza attıktan bir gün sonra maçımız vardı. Bana karşılama yapacak zaman bile yoktu. Direk işe koyuldum, söylediğim gibi rahat hissettiğim bir yerde olmak benim için bu yüzden önemliydi çünkü direkt oynamaya başlayacağımı biliyordum. Buradaki herkesle aram iyi, çoğunu tanıyorum, ekipteki arkadaşları tanıyorum ve adapte olmak çok kolaydı.
-Hoca (Shota Arveladze) Pendikspor maçının ardından senin hakkında, "Emre çok özel bir oyuncu, topa her dokunduğunda beklentiyi yükseltiyor" dedi. Senden beklentileri ne yönde ve aranızdaki ilişki nasıl?
İmza atmadan önce küçük büyük konuşmamız oldu iyi hissettirdi. Gerçekten iyi bir adam, beni anlıyor ve içinde olduğum durumu da anlıyor.
Yüzde yüz hazır olmadığımı biliyor. Antrenmanda yüzde yüzümü veremediğimi biliyor. Çünkü küçük sakatlıklarım olduğunun farkında. Çok iyi bir adam ve onun hakkında söyleyebileceğim her şey pozitif. Mütevazi, iyi bir kariyeri olmasına rağmen çok mütevazi bir adam, herkes için bir baba figürü gibi.
-Süper Lig'de sezonun hatırı sayılır bir kısmını geride bıraktık. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi bir kenara bıraktığımızda da puanlar birbirine çok yakın. Kim düşecek, kim kalacak bilemiyoruz. 29 puanla 14. sıradasınız. Bu sezon hedef ne?
Süper Lig'te bu yıl masayı çevirdiğinizde işler daha heyecanlı. Alt sıralar üst sıralardan daha heyecanlı. Türk futbolunun 50 yıl öncesini bilmiyorum tabi ama Galatasaray ve Fenerbahçe'nin bu yıl yaptıkları şey biraz çılgınca. Neredeyse her maçı kazanıyolar. Yani onlar şampiyonluk için savaşıyorlar, aynı zamanda alt sıralarda da bir savaş var. Ben kendi takımına baktığımda bir an bile endişelenmiyorum.
Son maçları gördüyseniz, sadece son maçlar hakkında konuşabilirim çünkü o zaman bu takımın bir parçası oldum. Çoğu oyunu kontrol ediyoruz, son maçta maalesef bir kırmızı kart aldık aksi halde 3-0 ya da 2-0 kazanacağımıza eminim çünkü kırmızı karta kadar o momentuma sahiptik. Yani küme düşme konusunda endişeli değilim. Bunu sadece buraya geldiğim ve takımın parçası olduğum için söylemiyorum, karşılaşmalarda küme düşmeye yakın diğer takımlarla aramızdaki seviye farkını görüyorum.
-Peki, geçtiğimiz hafta antrenmanınıza A Milli Takım teknik direktörü Vincenzo Montella bir ziyaret gerçekleştirdi. Yayınlanan fotoğraflarda da seninle özel olarak ilgilendiğini gördük. Neler konuştunuz?
Onu kişisel olarak çok iyi tanımıyorum. İki sefer karşılaştık, ilki Fenerbahçe'de antrenmanı ziyaret ettiği zamandı ve bir de burada. Çok düzgün ve iyi bir adama benziyor. Fenere geldiğinde de konuştuk ama uzun bir konuşma değildi çünkü farklı oyuncular da vardı. Onu burada da tanıyan bir çok oyuncu var.
Kötü bir düşüncem yok iyi bir adam. Her zaman söyledigim gibi eğer beni ararlarsa her şeyimi vereceğim ve tabii ki o aramayı da almak isterim. Ama tabii ki milli takımda benim pozisyonum da büyük bir yarış olacak. Yine de imkansız diye bir şey yoktur. Sadece önümüzdeki 10 ya da 12 oyuna odaklanmam gerekiyor. Herkes için en iyisini umuyorum.
-EURO 2024 ülkemiz için şüphesiz çok önemli bir turnuva olacak. Her Türk futbolcu o turnuvada forma giymek ister. Tabi şimdi kıyasıya da bir rekabet var, herkes gaza basmış durumda. Sen dışarıdan bir göz olarak baktığında o formalardan birini alacağını düşünüyor musun?
Ben düz ve dürüst bir adamım. Fenerdeyken sakatlandığında benim pozisyonumdaki kişi İrfan'dı aynı zamanda Cengiz. Teknik Direktör ile dürüstçe konuştum, "İrfan çok iyi, ilk tercih, anlıyorum" dedim. Eğer milli takıma gitmeyi hak ediyorsam o zaman gitmeliyim. Eğer değilsem, "Neden milli takıma gitmedim?" demeyeceğim. Çünkü bu ben değilim.
-Profesyonel bir futbolcu olarak cevap veriyorsun ama ben gerçek duyguları merak ediyorum. Milli takımda oynadığını düşündüğünde nelere hissediyorsun?
Hayır sadece dürüstçe anlatıyorum. Daha önce de seçilmediğimde milli takımda olmam gerektiğini düşündüğüm zamanlar oldu. Herkes değişik bakış açılarına sahip. Teknik direktöre gidip iki yıl önce beni neden seçmedin diyemem. Ben seçilmem gerektiğini inanıyorum ama bu futbol.
-Turnuva Almanya'da olacak. Senin yabancı olduğun bir yer değil. Dortmund'da yıldızın parladı ve tüm Türkiye senin ismini duydu. Bu yıldız tekrar Almanya'da parlar mı?
Çok fazla Türk olacağını düşünüyorum. Çünkü ben oradayken o beni sokakta durduranların yüzde 90'ı Türk'tü. Yüzde 10'u Dortmund ve alman taraftarlardı. Orada güzel bir destek sağlanacağını düşünüyorum. Eğer olurda takımın bir parçası olursam, tekrar Dortmund Stadyumu'nda olmak harika olur.
-Ara transfer döneminde Fenerbahçe'den kiralık olarak Karagümrük'e geldin. Puan durumunu göz önünde bulundurduğumuzda Fenerbahçe iki şampiyonluk adayından biri. Seni bu tercihi yapmaya iten şey neydi?
İstanbul çok büyük, iki evim olabilir. Buraya gelmeyi seçmemin nedeni söylediğim gibi sakatlık geçirdim. O dönem özgüven eksikliği yaşadım ve bunlardan sonra konfor alanımda olmak istedim. Buraya gelmek beni daha rahat hissettirdi. Bütün sezon oynamadım ve burada tekrar oynamaya başladım.
Benim için gel, oyna, iyi hisset, rahat hisset, formuna kavuşdan ibaret. Ve tabii ki benimle kontağı geçtiklerinde kulübe karşı bir sevgi bağım vardı. Buraya gelip onlara yardım etmek istedim. Hepsi bu. Kazan kazan sistemi. Ben onlara onlar da bana yardım edebilir.
-Anlaşamadığın, en kötü teknik direktör?
Kötü mü?
-Senin için kötü?
Ben çok hassas bir insanım, baba figürüne ihtiyacım var. Eğer buna sahip değilseniz dünyadaki en iyi taktiğe de sahip olsanız benim için en kötü sizsiniz. Örnek olarak ben Dortmund'dayken Tuchel benim için çok zor bir teknik direktördü. Harika bir koç ama benim için çok zordu. Çünkü yaptığı şeyler beni mental olarak aşağı çekiyordu. Eğer Almanya'ya giderseniz o insanlar antrenmanda daha iyi olmak için kendilerine bağırmalarını istiyorlar. Ama beni bu şekilde yüzde yüze getiremezsiniz. Benimle farklı bir şekilde konuşmalısınız.