Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın başkanlıktaki 20. yılı nedeniyle Ankara'da özel bir gece organize edildi.
Organizasyonda davetliler barkovizyondan Fenerbahçe Televizyonu'nun hazırladığı "Sevdanın Adı Fenerbahçe" belgeselinden kısa bir bölümü izledi.
Gecede Aziz Yıldırım, kürsüye gelerek bir konuşma yaptı. Aziz Yıldırım'ın konuşması şöyle:
"Fenerbahçe'nin bugün 350-400 milyon Euro borcu vardır. Fenerbahçe'ye benimle beraber yönetimlerin yapmış olduğu yatırımlarla bu borç sıfırdır. Bugün stadı saymıyorum; kapalı salon, Ankara Tesisleri, Topuk Yaylası Tesisleri, Edirne, Antalya, Sapanca, Eskişehir ve her yerde alınan araziler ve bunların üzerine yapılan tesisler… Bunların değerini ortaya koyduğun zaman bu borcu karşılar. Türkiye'de Fenerbahçe'den mali durumu daha iyi olan hiçbir kulüp yoktur.
1998'de başlayan serüvende 2001 yılında şampiyon olduk ve ben bu şampiyonluğun ardından ailemle yaptığım görüşmeler sonunda başkanlığı bırakacağımı ifade ettim ama sizler ve taraftarlar bırakmamam için baskı yaptınız ve tekrar seçildim ve başkanlığa devam ettim. Sonra 2002'de Galatasaray'ı 6-0 yendik, tarihe geçtik. 2004-2005'te Fenerbahçe şampiyon oldu, hep beraber kutladık. 2006'da FETÖ operasyonları başladı ve Denizli'de maç 16 dakika uzatıldı ve maçın sonunda şike yapmadığımız için maçı kaybettik. Şampiyonluğu kaybettiğimiz için de ben istifa ettim. O zaman da yine FETÖ organizasyonuyla askeri problemi çıkarıldı ama devlet büyükleri ve sizlerin baskısıyla tekrar başkanlığa aday oldum ve sizlerin oylarıyla tekrar başkan seçildim.
2011'de hepimizin zorlu geçen mücadelesi sonunda tekrar şampiyon olduk. Ama 3 Temmuz sabahı bizler Metris'e gittik. Önce Vatan'a, Vatan'dan hastanelere ve oradan Metris'e gittik. Demin yazımda okudunuz, "Beni Fenerbahçe'mden kopardılar" dedim. O yazıyı kaleme almamın sebebi, benimle yapılmak istenen pazarlıklardır. O pazarlıklarda, "Sen başkanlığı bırak, biz gereğini yapacağız. 2-3 ay içerisinde dışarı çıkarsın" dediler. Ama ben gördüm. Gördüğüm şeylerden dolayı, "Hayır, başkanlığı bırakmayacağım" dedim. Cehennem donana kadar Fenerbahçeliyim, dedim. Savcı son sözümü sordu, "Dar ağacında olsak bile son sözüm Fenerbahçe" yazdırdım. Maalesef bizler Metris'te 1 yıl, dört duvar arasında; sizler, taraftarlar, divan kurulu üyeleri dışarıda hepiniz aynı mücadeleyi verdiniz. Geçen gün de söyledim, Fenerbahçeli kadınların 3 Temmuz'daki rolü çok büyüktür. Onların stada gelmeleri, stadı doldurmalarıyla yeni bir Kurtuluş Savaşı başlamıştır: Fenerbahçe Kurtuluş Savaşı. Bununla beraber Fenerbahçe o günden itibaren bu ülkeye yön vermiştir. Ben devlet büyüklerine de söyledim; bu ülkede yaşayan herkesin Fenerbahçe'ye, Fenerbahçelilere bir teşekkür borcu vardır. Çünkü Fenerbahçelilerin direnişiyle 15 Temmuz'da Türk insanı sokağa dökülmüş ve liderleriyle, o gün mücadele eden insanlarla beraber karanlığa gidecek olan Cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırmışlardır.
Ben 20 sene başkanlık yaptım. Öyle zannediyorum ki, Allah kimseye nasip etmez. Çocuklarıma, aileme, hepsine verebileceğim en büyük hediyedir, onurdur, şereftir. Ben bundan başka ne verebilirim onlara? Aziz Yıldırım öldüğü zaman mezarı bellidir; Karacaahmet'te. Kaçacak dediler. Hepsi kaçtı. Ben 6 yıl 3 ay ceza yemişken özel uçakla Türkiye'ye geldim. Havaalanından hapishaneye gideceğim. Onun için geldim, bilerek geldim. Ama onlar kaçtılar. Bu benim aleyhime yazıp çizenlerden kaç tane yürekli var ceza yiyip de yurt dışından Türkiye'ye gelecek. Kaç tane var?
Şampiyonluk şansını kaybetmedik. Biz şampiyon olacağız, inanıyoruz. Herkese teşekkür ediyorum. Her şey Fenerbahçe için hayırlı olsun."