Son dakika spor haberi: Spor yazarları Alanyaspor-Fenerbahçe maçını değerlendirdi! "Mesut Özil'i oynatmak yanlıştı"

Son dakika spor haberleri... Spor Toto Süper Lig'in 38. haftasında Fenerbahçe, Alanyaspor deplasmanına konuk oldu. Sarı-lacivertliler, zirveyi yakından ilgilendiren maçta rakibiyle golsüz berabere kalarak şampiyonluk yarışında ağır yara aldı. Spor yazarları, mücadelenin ardından Alanyaspor-Fenerbahçe maçını dikkat çeken sözlerle değerlendirdiler. İşte o yazılar...

EMRE BOL - POLYANNACILIK!

Sezon başından bu yana sarı-lacivertli takım dönen toplarda sürekli sıkıntı yaşıyor. Rakibin üzerine yüklenirken savunmada büyük açıklar veriyor. Yine bir duran topta bu kez kalesinde gol görmedi ama golü engellemeye çalışan Gökhan Gönül'ü kaybetti. Maçın hakemi o pozisyonda bariz gol şansına mı verdi kırmızıyı yoksa Gökhan'ın hareketine mi? Bence arkadan yaptığı sert müdahaleye verdi.

Alanyaspor gibi ligin en iyi takımlarından biriyle karşılaşırken uzun zamandır oynamayan Mesut'a formayı vermek bence yanlıştı. Hele eksik kaldıktan sonra; toplu oyunu seven, rakibe pres yapamayacak Mesut Özil'i çıkarmamak daha da büyük yanlıştı.

Fenerbahçe'ye bakıp bakıp üzülüyorum. Şu organize oyunu sezon başında oynayabilseler belki açık ara yapmışlardı. İkinci yarı bir kişi eksik oynanmasına rağmen sahada yine iyi mücadele eden bir Fenerbahçe vardı. Alanyaspor'un direkten dönen ve Harun'un çıkardığı çok ciddi pozisyonları vardı. Bunun nedeni ikinci yarıda Emre Belözoğlu'nun yaptığı taktik değişikliğiydi.

Bekleyen ve kontra ataklarla pozisyona girmeyi düşünen Emre hoca, Osayi- Samuel'i oyuna almakta geç kaldı. Zira bu taktiği yapacaksan sana koşucu oyuncu gerekiyor. Camia şampiyonluk için heveslense de benim bu sezondan çokça bir beklentim olmadığını söylemiştim. Beraberlik fena sayılmasa da şampiyonluk için konuşmanın Polyannacılık olacağını gösteriyor. İşte onu ben hiç yapamam!

ERMAN TOROĞLU - KÜTÜR KÜTÜR

Gazeteden arkadaşım aradı. Dakika 90+2. Fakat o sırada yardımcı hakem değişiklik işareti verdi. Fenerbahçe'de, hem de iki oyuncu!.. Dedim ki bu nasıl bir iş! Çünkü ben maç bitiş düdüğü çalmadan yazı yazmak istemiyorum. Nedeni işte bunlar... 90. dakika öyle bir şey olur ki hiçbir şey yazmazsınız yalnız o dakikayı yazarsınız.

Fenerbahçe 'ben şampiyonluğa oynuyorum' diyor ve maç 0-0... Oyuncun atılmış, eksik kalmışsın o da tamam. Ama 90+2'de sokacağın oyuncu ne yapacak onu merak ediyorum! İkincisi; adam zaten ısınana kadar maç bitecek. Ya da çıkardığın oyuncuya aldığın oyunculara ders mi vermek istiyorsun!

Veya Fenerbahçe teknik adamı yani Emre, 'Ben bu maçı böyle bitireyim, hiç olmazsa mağlup olmayayım mı' dedi! Isınmış adamlarla belki gol atabilirsin ama oyuna yeni aldığın oyuncu ile onu yapamazsın. Teknik adamlık futbolculuğa benzemez. O iş ayrı o iş ayrı.

Bir gün evvel Beşiktaş'ı seyrediyorum; tekmeye kafa atıyorlar. Kaleci dahil 11 oyuncu çatır çatır oynuyorlar. Bir gün sonra Fenerbahçe'ye bakıyorsun; sanki orta sıralarda mücadele için sahaya çıkmış bir takım... Galatasaray'ı söylemeye gerek yok. O zaten bir ileri iki geri...

Alanyaspor her şeyiyle bir takım. Fenerbahçe'ye bakıyorsun toplama bir takım. Vatan, millet, hakem, federasyonla, bazıları bu işleri götürmeye bakıyor. Ama Beşiktaş yüreğini sahaya koyarak oynuyor. 'Ben istiyorum' diyor. Şampiyonluğu istemek kız istemeye benzemez. Kız isterken biraz kibar olacaksınız, biraz monşer olacaksınız filan. Ama şampiyonluk istiyorsan çatır çutur isteyeceksin. Kütür kütür...

Masa başında çok şey oluyor. Bakınız '4-4-2, 4-3-3' diye hiçbir şey yazmıyorum. Çünkü şampiyonluğa giden yolda bu yoktur. 10 kişi defans vardır, 10 kişi hücum vardır. Yaparsan şampiyon olursun. Yapamazsan gargara yapıp tüküreceksin! Dün akşamki oyunuyla Fenerbahçe şampiyonluğu hak etmiyor.

Gökhan, tecrübeli bir oyuncu... Atıldığı dakikaya bakın. 43. dakikadan sonra bir devre daha var. O tarz bir oyuncu atılmamalı o da ayrı... Eh bir de kaptan. Niye atılıyor; hazır değil. Beyin adaleye hükmetmiyor. O kadar basit… Ama Fenerbahçe Teknik Direktörü Emre, 90+2'de iki oyuncu değiştiriyorsa o zaman 1 puan Fenerbahçe için bir 'kazanç' demek ki... Belki bildiği vardır. Onu bilemem.

REHA KAPSAL - FAZLASI!

Fenerbahçe, Emre Belözoğlu'nun son haftalarda topa sahip olarak oynama pratiğini, İrfan Can cezalı olması nedeniyle oynamadığı Alanyaspor deplasmanında Mesut tercihiyle oyuna başladı. Bu 4-1-2-2-1 dizilişiyle rakip yarı alanda daha fazla topa hükmetti. Burada çabuk oyun, yön değiştirmeler, pasın hızı olumluydu.

Yalnız bunu özellikle üretkenlikte, gol pozisyonuna girmekte ve rakip ceza sahası içinde rakibini tehdit etme açısından fazla başarıyla uygulayamadı. Burada oyun alanlarını hücumda kullanma ligde olduğu gibi, rakip savunmanın arkasına fazla top sokamadığı gibi oyuncu da sokamadı.

Futbolda her zaman fırsatlar boşluklardadır. Buraları istediği gibi ilk 45 dakika oyunu domine etse bile Fenerbahçe fazla kullanamadığından pozisyona giremedi. Alanyaspor da oyun başlangıcı 3-2-4-1 formatıyla oyuna başladı. Daha fazla topu Fenerbahçe'ye bırakıp özellikle sağ tarafta Efe Can'la, genellikle de Davidson'la da sol çizgide hücumda, hızlı hücum çıkışlarıyla Fenerbahçe'yi tehdit etti. Oyunun ilk 45 dakikasının özeti; kazanmak için oynayan Fenerbahçe'yle rakibini durdurup sonra kontratakla pozisyon üretmek isteyen Alanyaspor arasında geçti.

Tabii ki devre bitmeden Gökhan'ın hem yaptığı pas ikramı sonra da gereksiz olarak Davidson'a yaptığı hamleyle ikinci yarıya 10 kişi başlayan Fenerbahçe'de ana plandan farklı planların da devreye girmesi gerekirdi. Özellikle Mesut'un ikinci yarı 20 dakika saha içinde beklemesine gerek olmadan Samuel, sırayla Thiam hatta Cisse değişikliği de olması gerekirdi.

Çünkü çıkışta olan Fenerbahçe'nin şampiyonluk şansını devam ettirmesi için 3 puan gerekliydi. Böylece bu oyuncular beraber daha hızlı hücuma özellikle Samuel ve Thiam'la daha hızlı hücum edilebileceği gibi hem rakip yarı alanda da daha fazla duran top kazanma şansı da sarı-lacivertlilerin olabilirdi.

Oyunun hareketlendiğinde sayısal eksikliği hissedersiniz, ama saha içinde o eksikliği hissetmeyeceğiniz tek yer duran toplardır. Böylece fazla duran topta rakip yarı alanı fazla tehdit edemediği için rakibini bu duran top şanslarını da fazla yaratamadı sarı-lacivertliler.

Tabii ki bir teknik adam için ilk yarıyı iyi oynayıp, rakibe oyun üstünlüğünü kabul ettirdiğiniz bir oyunda ikinci yarı 10 kişiyle mücadele etmeniz krediniz olmadığı maçlara çıktığınız bu haftalarda ister istemez bütün oyun dengelerini aynı zamanda kurgularını da ister istemez hiçbir önemi kalmadığı gibi haftalardır başarılı oynadığınız oyun pratiğinden farklı bir oyuna da saha içinde eziliyorsunuz.

Oyunun Gökhan atılmadan önce ve sonrasında oyunu nasıl oynamak ve maçı kazanmak için hamleler ve riskler daha önce de alınması gerekirdi. Çünkü Emre Belözoğlu geldikten sonra oyun seviyesi ciddi anlamda güçlendiği gibi oyuncuların da seviyeleri güçlendi.

Burada tabii ki en büyük faktör de belirtmek gerekir; bir oyuncu topluluğu bu değişimi sağlıyorsa teknik direktörüne güvenmesi gerekir. Bu oyuna ikna etmesi için. Bunu da Emre Belözoğlu, elinden geldiğince en iyi şekilde takımına aşıladı. "Sarı-lacivertliler 3 puandan FAZLASINI kaybetti". Aldıkları 1 puanla bundan sonraki süreçte matematiksel olarak tabii ki şampiyonluk şansı var. Ama daha gerçekçi hedef şu anda; 2. olup Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynamak olmalıdır.

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.