ERMAN TOROĞLU – İYİ MÜCADELE
Güzel mücadeleli bir maç oldu. 11'e 11 oynansaydı daha iyi olurdu. Önce şunu söyleyelim Batshuayi'nin gördüğü ikinci sarı kart bence sarı değil çünkü öyle bir pozisyonda sarı kart da gösterilmez.
ERMAN TOROĞLU – İYİ MÜCADELE
Güzel mücadeleli bir maç oldu. 11'e 11 oynansaydı daha iyi olurdu. Önce şunu söyleyelim Batshuayi'nin gördüğü ikinci sarı kart bence sarı değil çünkü öyle bir pozisyonda sarı kart da gösterilmez.
Niye çünkü öyle bir sarı kart göstereceksin ki ikinci kırmızı olacak. Birinci sarı kart ama ikincisi değildi. Yani hakem 11'e 11'i yapamadı.
Serdar Aziz'in penaltı pozisyonunda top ele kola geliyor mu? Eğer geliyorsa penaltı vermesi gerekirdi.
Ama görüntüler öyle bir şekil ki bırakın bizi VAR ve hakemler de çözemiyorlar.
Rıza Hoca Fenerbahçe'yi iyi tahlil yapmış. Yani sarı-lacivertlilerin istemediği şekilde oynattı takımını ve ikinci yarıda üç sarı kartlı oyuncusunu oyundan aldı eyyam olur diye.
Düşünün teknik adamlar hakemlerin vereceği kararları önceden tahmin edip korkuyorlar ve oyun planlarını değiştiriyorlar.
Aslında iki sarı kartlı oyuncu Fenerbahçe'de.
Birisi Emre Mor, birisi Batshuayi. Ben Batshuayi iyi bir profesyonel görmez diye düşünmüştüm, Emre Mor görür demiştim ama tersi oldu.
Sahanın en fazla çalışan adamı İrfan Can Kahveci, ondan sonra da Valencia. Valencia, Batshuayi ile beraber oynadığında çok fazla varlık gösteremedi. Ama Batshuayi atıldıktan sonra ne var ne yok mücadele etti. Bu tip maçlar öyledir. Hakemin verdiği penaltı penaltıydı, kart da gerekmezdi.
Haa yorgunluk derseniz ikisi de bence eşit yorgunlukta. Sivasspor Avrupa'da başarılı. O maçları da oynayınca buradaki maçlarda onlara daha fazla güven geliyor. Aslında Sivas'ın kadrosu Fenerbahçe'ye göre daha dar ama dün Sivasspor iyi mücadele etti, iyi futbol oynadı tebrikler.
Bu sene lig mücadeleli olacak o belli. Katar'dan sonraki ilk 3-4 haftada üstte kalacaklar şekillenecek zannediyorum. 10 kişi kalan Fenerbahçe çok iyi mücadele ederek 3 puanı kazandı. Hakem zaman zaman iyi işler yaptı. En kötüsü pozisyonların içine girip topla çarpıştı ve futbolculara engel oldu. Karşı kenardaki yardımcının son kaldırdığı iki bayrak skandaldı. Arkadaş sen oynat, varsa bir şey VAR'dan düzeltirler.
Son zamanlarda izlediğimiz iyi mücadelelerden birini seyrettik.
REHA KAPSAL – EKSİK PARÇA
Sivasspor F.Bahçe'ye karşı iki tane planla hazırlanmış. Birincisi genelde uzun top oynayarak dönen ikinci topları alarak rakip yarı alana yerleşmek ve defansta risk almamak.
İkincisi de orta sahada tüm alanlarda adam adama oynayarak kazandıkları toplarla F.Bahçe kalesine en hızlı şekilde hücum geçişleri sağlamaktı.
Bu iki düşünce ilk yarıda doğru işledi.
Sivasspor 11'e 11 oyunda 2-3 pozisyon buldu, fazla pozisyon da vermedi.
F.Bahçe, rakibin bu oyun anlayışına karşı sezon başında da zaman zaman olduğu gibi top ayağındayken hücum etmekte sıkıntı yaşadı.
İlk devre yüzde 65 topla oynayan F.Bahçe, 6 kez Sivasspor ceza sahasına girdi. Bu hücum organizasyonundaki çeşitlik ve kombinasyon eksikliğinin göstergesiydi.
Bu yerleşik savunmalara set hücumu yapılacaksa 2'ye 1 veya 3'e 2 hücum varyantlarının daha doğru organize edilmesi gerekir.
Topun hareketliliğinden daha önemli olan oyuncu hareketliliğidir.
Alan bulmak, alanı yaratmak, doğru konumlanmak burada yaşanılan hücum senkronizasyonundaki üretkenliği etkiledi.
Çünkü F.Bahçe'nin oyununun en büyük özelliği toplu ve topsuz oyunu kontrol etme. Bunun da önceliği top rakipteyken yapılan güçlü presle en kısa yoldan golü bulma. Ama Sivasspor buna izin vermeyince F.Bahçe'nin pozisyon zenginliği de azaldı.
F.Bahçe'nin öyle bir disiplini var ki 11'e 10 kaldıktan sonra Sivasspor'a 11'e 11'ken verdiği pozisyonların hiçbirini vermedi. Çok doğru pozisyon aldılar, fizik kaliteleri eksik kaldığında öne çıktı. Özellikle Crespo, Valencia gibi önemli oyuncuların bu sezon başından beri oynanan yoğun maç trafiğinden etkilendiği de görüldü.
Ligde her maçta F.Bahçe farklı kazanacak diye bir şey yok, yeri geldiğinde zorlanacak. Eksik de kaldığı bir oyunda 3 puanı alması şampiyonluk yarışı için çok önemliydi.
F.Bahçe top ayağındayken organize olmuş savunmalara set hücumu yapma çeşitliğini geliştirmeli.
'Yapbozda hani eksik parça vardır ya bazen...' O tamamlanırsa her şey tamam olur. F.Bahçe'nin oyunundaki en önemli eksik parça bu görünüyor.
GÜRCAN BİLGİÇ – FİNAL GİBİ
Jorge Jesus iki haftadır yorgunluk ve sakatlık sınırlarından bahsetmesine rağmen, Perşembe takımıyla fazla oynamadı.
Kadıköy'ün atmosferine güvendi ya da Sivasspor'un da kendileri gibi yıpranarak oynayacağını düşündü.
Başlardaki tempo, arka arkaya şutlar, taraftarın oyuna hemen girmesi, önceki maçları hatırlattı. "Sıkıntı yok" diye düşündük.
Bu kez Sivas takımı tecrübesini konuşturdu.
Tempoyu düşürmek için ağırdan aldılar. Orta sahayı pas ile geçmeye başladılar. Oyun bir anta iki tarafa da döndü. Ama planı uygulayan Fenerbahçe değildi.
Bir anda iyi oynamak değil, kazanmak "formül" oldu. Rakiplerin puan kaybettiği haftada, tribünler gol için sabırsızlanmaya başladı.
Saha gerildi. Kimsenin pes etmeye niyeti yoktu. Dişe diş bir mücadele başladı. Hakemle de, rakiple de uğraşıyorlardı.
Batshuayi'nin iki sarı karttan atılması tam bir şok getirdi aslında.
Hemen arkasından penaltı ve Valencia'nın soğukkanlı vuruşu geldi.
Her şey "çok zor" olacakken, Rıza Çalımbay baskıyı hissetti ve üç ofansif hamle yaptı.
İki teknik adam da sarı kartları oyuncularını çağırıyordu yanına.
Bir anda final tadına gelen maçta, sinirlerin normal, hareketlerin kontrollü olması tehlikedeydi.
50 dakikadan fazla 10 kişi oynamasına rağmen bunu sahada hiç hissettirmeyen bir organizasyon devre girdi. Önde baskıya devam ettiler, Valencia iki kişilik koşmaya başladı, rakibin kontrollü hücum etmesine izin vermeden, taraftarın büyük desteğini de yanlarına alarak eşitlediler sayıyı.
İyi mücadele edilerek de maç kazanılabileceğini gösterdiler bu kez.
Her maça ayrı bir damga koyuyorlar, müthiş bir karakter gösteriyorlar.
Sadece futbol topunun değil, doğru psikolojinin de sonucu etkilediği bir maç izledik.
Sonuç; yola devam ediyor; yine yenerek…
EMRE BOL – ZAMAN
Önce hakem Hüseyin Göçek'ten başlayalım. Aslında kariyerinin aksine bu sezona iyi başlayan hakemlerden birisiydi. Sivasspor kalecisi Ali Şaşal'ın oyunu yavaşlatma- provoke etme çabalarına sessiz kalmasına rağmen ilk yarıda iyi bir yönetim gösterdi. Lakin ikinci yarıda Batshuayi'nin, "temassız" pozisyonuna ikinci sarı kartı göstererek sınıfta kaldı.
Serdar Aziz'in kafasından sekerek eline değen bir top var. Buna penaltı diyenle futbol konuşmayın. Atayım senin kafana topu, elinle al bakalım!
Nereye gideceği bile belli olmayan bir darbede, ele gelen topu penaltı olarak değerlendiren kötü niyetlidir.
Fenerbahçe çok penaltı kazanıyor diyen bir güruh var. Kim penaltı kazanır?
Rakibin ceza sahasına çok girersen, penaltı kazanma ihtimalin o kadar artar. Bakın bu haftaki Trabzonspor'a… 2 penaltıyla beraberliği kurtardı.
Her takımı ofsayt manyağı yapan F.Bahçe, Sivasspor'u maç boyunca sadece 3 kez ofsayta düşürebildi. Bu durum Rıza Çalımbay'ın dersini iyi çalıştığının bir göstergesi. Jesus'un artık yeni planlar yapması şart. Zira rakipler yavaş yavaş sisteme karşı, taktik üretmeye başlayacak. Bu durum Sivasspor'la başladı lakin devam edecek.
Maçın sonlarına doğru Sivasspor teknik heyetinin, Fenerbahçe'nin zaman geçirmesiyle ilgili itirazları oldu.
Bu itirazlarını maç henüz 0-0 iken yerden kalkmayan Ali Şaşal'a yapsınlar bir zahmet. İstatistikler belli, kimin daha çok zamandan çaldığı belli! Bakarız hesap ederiz.
Neredeyse 50 dakika eksik oynayıp, Sivasspor gibi bir rakip karşısında kazanabilmek çok önemliydi.
Bunlar hep şampiyonluk alametleri… Hadi bakalım!