Spor yazarları İstanbulspor - Fenerbahçe yorumladı
Son dakika Fenerbahçe haberleri: Trendyol Süper Lig'in 19. haftasında Fenerbahçe deplasmanda İstanbulspor'a konuk oldu. Sarı-lacivertliler, Cengiz Ünder'in 4 gol atarak yıldızlaştığı maçta rakibini 5-1 mağlup ederek liderliğini sürdürdü. Fotomaç Gazetesi yazarları, İstanbulspor-Fenerbahçe maçını flaş ifadelerle değerlendirdi. İşte o yazılar... (FB spor haberi)
Önemli oyuncuların yokluğu bir tarafa, stat atmosferinin konsantrasyonu etkilediği, hava nedeniyle ısınma sorunlarının olacağı, sakatlıklara açık bir maçtı. İstanbulspor'un ligdeki pozisyonu Fenerbahçe'yi maçın net favorisi haline getirse de, yukarda saydığımız ekstra dinamikler maçı "sürprize" açık hale getirebilirdi. Ta ki; Fenerbahçe'nin "karakter" koyan oyuncuları böyle bir seçeneğe izin vermeyene kadar. Cengiz Ünder bu kez bayrağı taşıyan oldu. Attığı dört gol bir yana, önemli olan yedirdiği golün sorumluluğunu alıp, sahaya hırsını koymasıydı. Daha önce eleştirdim Cengiz Ünder'i; "Al – yat moduna mı geçtin?" diye yazdım.
Eleştirinin başladığı yer, dün yaptıklarının yüzde 10'unu bile göstermemesi… Oyuncu "Ben buradayım" diyen klasıyla, Fenerbahçe taraftarlarının kendisini kucaklamasıyla yüceldi bu maçta. Tadic ve Dzeko iyi sinyaller vermediler. Cengiz attığı gollerin yanı sıra Dzeko'yu da sürekli aradı. Doğrusu; takım hep O'nu görmeye çalıştı. Kuvvetli de değildi, formda da. Tadic, şu penaltı işinden vazgeçmeli. İsmail Kartal arkasında duruyor. Doğrusunu da yapıyor.
Ama kaçan, ya da kaçmak üzereyken gol olan bu atışların şanssızlıkla alakası yok. Kötü penaltı atıyor Tadic. Rakip ceza alanına bu kadar çok giren bir takımın hemen her maç penaltı kazanması çok normal. Artık , "Acaba kaçıracak mı?" endişesi artık bitmeli.
Dzeko oradayken, topun başına gitmeli. Hakem Volkan Bayarslan'ın gördüklerini analiz etmesi ile ilgili problemleri sürüyor. Uzatmalarda VAR hakemi de kendisine katıldı, İsmail Yüksek'e yapılan faulü veremedi. O yüzden kimse güvenmiyor onlara, her TFF – MHK tartışılıyor.
ERMAN TOROĞLU – DÜDÜĞÜN ADALETİ
İki maç arka arkaya olunca iki büyük takımı daha iyi değerlendiriyorsunuz. İkisinde de üst düzey oyuncular sakat ama Galatasaray'da bu bariz belli oluyor. Fenerbahçe'de fazla hissetmiyorsunuz. Nitekim dün sarı-lacivertliler, çok rahat işi bitirdiler. Çünkü neticeye tesir edecek etkili oyuncuları vardı. Bir de sahneye Cengiz Ünder çıkınca ibre bir anda değişti hatta maç ilk yarıda bitti.
Cengiz Ünder geldiğinde iyi değildi. İrfan Can sezona iyi başlamıştı, rekabet ortaya çıkmıştı. Fenerbahçe iyi de para verilmişti Cengiz Ünder'e. Bir de yerli oyuncu avantajı vardı ama o bir türlü bekleneni veremedi. Sebebini o daha iyi biliyordur herhalde. Nitekim bazı önlemleri almış ki dünkü Cengiz Ünder'i seyrettik. Bu maçta hakemlik de fazla bir şey olmadı zaten.
Günün ikinci maçında Galatasaray çok zorlandı. Sarı-kırmızılılar Konyaspor'un istediği gibi oynadı. Özellikle ilk yarıda göbekten Konyaspor ceza alanına dalmaya kalktılar. Olmadı, oyunu kenarlara götüremediler. Galatasaray'ın omurgasındaki dört oyuncu sakattı. Bir tek Muslera oynuyordu, sağlamdı.
Konyaspor zaman zaman iyi ataklar yaptı, iyi pozisyonlar da yakaladılar ama atamadılar. İstanbul'da bunları kaçırırsan mağlup olursun. Çünkü yalnız rakiplerinle oynamıyorsun bu şehirde, bir de hakem gerçeği var. Baktı ki Galatasaray zorlanıyor, Ali Şansalan dedi ki; "Bir omuz vereyim." Konyaspor'un lehine bir faul çalmadı, o top döndü Galatasaray lehine bir faul çaldı, o top döndü gol oldu.
Ondan sonra herhalde utanmış olacak ki Konyaspor lehine iki üç tane saçma sapan faul çaldı. Bu çaldıkları tabii ki suçluluk duygusuydu. Konyalı oyuncular itiraz ettiler ama baktılar ki sarı kart, kırmızı kart gelecek "Biz bu hakemi Allah'a havale edelim" dediler, bıraktılar ve doğruyu yaptılar.
Zaten dün gece Galatasaray'ın gol atması için ya duran toplarda Abdülkerim'in ceza sahasına girmesi gerekirdi veya karambolde atacaklardı. Nitekim öyle de oldu. Maçın skoru farklıydı ama maalesef bu skor düdüğün adaletsizliğinden geldi. Konyaspor'un formasıyla kalecisinin formaları hemen hemen aynı renkteyken hakem bu renge nasıl izin verdi? Zaten bunu bile göremeyen bir hakem maçı nasıl idare etti artık siz düşünün!
EMRE BOL – HAFTANIN GOLÜ HANGİSİ?
Farklı ve görkemli galibiyete rağmen rahatsız olduğum şeyleri söylemezsem olmaz. Maçın hemen başında öne geçilmesine rağmen ligin dibine demir atmış İstanbulspor takımına hem birçok pozisyon verip hem de gol yemek olmadı. Bu aslında Mert, Serdar ve Oosterwolde savunmasının çürük olduğunun bir göstergesi… Daha sert ve denk takımlar karşısında bu savunma dağılabilir, dikkat! Fred'in yokluğunda beraber oynayan İsmail- Crespo ikilisi de uyumsuz. İsmail'e hep yazıyor, söylüyorum; ekstra yapmasına gerek yok diye… Ya sen basit oynayınca daha etkili oluyorsun. Neden bu ekstra sevdası? Kimse senden topu iğne deliğinden geçirmeni beklemiyor. Sadece asli görevlerini yaptığında ışıl ışıl parlıyor sahada.
Sezona sırtında 15 milyon euro'luk bonservis kamburuyla başlayan Cengiz Ünder'in hareketlenmeye başlaması çok ama çok önemli. Zira oyunun sıkıştığı anlarda atacağı bir uzak şutla dengeleri bozabilecek bir oyuncu. Ayrıca yerli olması İsmail Kartal'ın elini rahatlatır. Zayıf İstanbulspor karşısındaki performansını çok fazla övmek anlamsız. Aynı oyunu büyük maçlarda ortaya koyacak ki değerlendirme yapabilelim.
Herbiri haftanın golü olabilecek güzellikteki golleri, bize bu oyunu neden sevdiğimizi hatırlattı. Bu arada bence Tadiç'in kaçırdığı penaltıyı da Cengiz atmalıydı. 4 gol atan futbolcunun daha çok atması desteklenir. Hele de bu oyuncu sezon başından bu beklentilerin altında kalan Cengiz ise… İstanbulspor için yolun sonu görünüyor. Artık bundan sonra ligde kalması çok zor. Düşüncesizce yapılan bir hareket nelere mal oluyor.