Spor yazarları TÜMOSAN Konyaspor-Fenerbahçe maçını değerlendirdi

Son dakika spor haberi: Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig'in 19. haftasında TÜMOSAN Konyaspor'a konuk oldu. Bu mücadeleyi sarı-lacivertli ekip 3-2 kazandı. Karşılaşmayı ise Fotomaç Gazetesi yazarları çarpıcı ifadelerle değerlendirdi. İşte o yazılar... (FB spor haberi)

EMRE BOL – OLACAK!

Fenerbahçe yarım puan bile kaybetmesinin şampiyonluğa havlu atacağı anlamına geldiği karşılaşmada zor da olsa kazandı. Dostlar ilk yarıda atılan golleri kimler attı? Savunmacılar! Peki, golleri kimler yüzünden yedi sarı lacivertliler? Yine savunmacılar! Sizce burada bir sıkıntı yok mu? Golcüler atmalı, defanstakiler savunmalı…

Öncelikle gol yememek önemlidir. Fenerbahçe'nin savunması da, golcüleri de rakibi Galatasaray'dan kötü. Sorunu anlamak için önce problemi çözmek gerekiyor. Mourinho bence ligin ilk yarısını boşa harcadı. Biz söyledik, yönetim söyledi lakin kafasının dikine gitti. Heyhat geçte olsa bazı şeylerin farkına vardı. Bu gecikmişlik sezonu kupasız kapatmaya neden olabilir.

Ancak Mourinho'nun Fenerbahçe kariyerinin zaman tanınırsa çok iyi olacağına eminim. Artık zor da olsa çift forvet denemeleri bile onun ligimizi tanımaya başladığının göstergesi… Şampiyonluk oyunu bizim ligde biraz farklı oluyor. Öncelikle olarak önde oynamak, özellikle Anadolu takımlarını boğmak zorundasın.

Son basın toplantısında Ali bey, "Mourinho ile konuştuk. Ligin böyle olduğunu bilseydim, transferleri farklı yapardım" dediğini söyledi. Demek ligin bugg'ını çözmeye başlamış. Fenerbahçe taraftarı sonsuz bir şekilde Mourinho'ya destek vermeli. Zira bu işin sonu iyi olacak. Belki yarın belki yarından da yakın!

GÜRCAN BİLGİÇ – KORKAK!

Kazanılması gereken maçı kaybetmek için strateji üreten bir teknik adamı var Fenerbahçe'nin. Hareketli maçta orta sahayı ve defans arkasını Konyaspor'a hediye etmekle kalmadı Portekizli, önlem almak veya kontrol sağlamak adına da hamle yapmayı tercih etmedi. Bir defans hatasından, golü çıkartan Tadic'e şükretsin.

İkinci yarıyı ele geçiren, tüm dönen toplara hakim olan, maçı doğru bir şekilde oynayıp, Fenerbahçe ceza sahasında karambol arayan Konyaspor'u seyretti. Hamlesi dörtlü defansif dizilişden, Osayi ile beşliye dönmek oldu. Sonrasında yine Yusuf'u oyuna alarak Samsun'daki kabullenişi tekrarladı. "Korkak" bir bakış açısı ve kaderci yaklaşım ile maçın galibi olmanın "gururunu" yaşıyordur muhtemelen.

Jesus döneminden beri çift santraforlu oyunlar Fenerbahçe'nin baş belası. O dönem hiç olmazsa önde baskıyı kora kor yapıyorlar, dönen topları da alıyorlardı. Mourinho'da o da yok… Fred ile Symanski'yi oradan oraya koşturmak dışında, takımın bütününü kurguya dahil edecek görüntü de yok. Bir maçlık değil, Ağustos'dan beri aynı kafa yapısı ve ısrarın içindeyiz. Fenerbahçe kadrosu bu oyunun daha iyisini, fazlasını oynayacak güçte ve kalitede.

İlk yarı kaçırılan pozisyonlar veya farklı bir skordan da bahsedebiliriz. Fakat bu teslim olunun ikinci 45'i açıklamaz. Başakşehir galibiyeti sonrasında Galatasaray yorumlarında "kötü oynarken kazanmak"dan bahsedildi. Fenerbahçe için de aynı cümle kurulur. Ancak bu cümlenin hak edeni Mourinho'dur, Fenerbahçe oyuncuları değil… Eğer "yapı" veya "sistem" ile mücadele edecekse Fenerbahçe Yönetimi, böyle "yüreksiz" kararlarla bunu yapamaz.

MUSTAFA ÇULCU – SİZDEN OLMAZ!

Konyaspor maça golle başladı. Her hızlı çıkışında Fenerbahçe kanatlarından büyük boşluklar yakaladı. Fenerbahçe savunması birbirinden bağımsız kademe ve yardımlaşma anlayışından uzak görüntü verdi. Üçüncü bölgeye yerleşip pas oyunu ile rakibi açmaya çalışan bir Fenerbahçe izleyemedik. İkinci golde Konya kalecisi Slowik hatalıydı. Fenerbahçe'nin yediği ikinci golde Kramer stoperlerin arasından kafayı vuruyorsa çevre kontrolü yapmayanlarla 3'lü savunma yapılamayacağı görüldü.

Konyaspor'un her atağında Fenerbahçe 9 kişi ile yaslanıyor topun arkasında bekliyor. Tadic kalecinin hediyesini sağ kanattan elini kolunu sallayarak kolayca Konyaspor ceza alanına girdi ve golü attı. Yine bir Mourinho klasiği izledik oyun kötü üç puan güzel.

Hakem Direnç Tonusluoğlu verilmeyen fauller, sarı ve kırmızı kartlar, penaltı, bu nasıl hakemlik böyle? Sen şimdi "Ben Süper Lig hakemiyim" mi diyorsun ? İlk yarıda Tadic ve Oğulcan'a gösterdiği sarı kartlar doğru ancak 36'da Oğulcan'a yaptığı kontrolsüz hareketi dolayısıyla Kostic'e sarı göstermeliydi. Fenerbahçe'nin 2. golü öncesi verdiği korner hatalıydı çünkü top en son En-Nesyri'den çıkıyor.

52'de Dzeko topa vurmada geç kalıyor topa Uğurcan vuruyor. Dzeko adım frekansını ayarlayacak zamanı ve basacağı alan varken Uğurcan'ın ayağına kaval kemiği bölgesine basıyor, bu pozisyon kırmızı kart olmalıydı. VAR müdahale etmeliydi. Ne hakem verdi ne de VAR devreye girdi. Kırmızı kart kaynadı gitti.

Hava topuna çıkışta Kramer önce rakibin ayağına basıyor sarı olmalıydı. 67'de yüksek hava topunda Kostic, sol kol el ile rakip Prip'e yaptığı eylem net penaltı ve sarı kart ama bu majör kararda hakem de VAR da yine yoklar. Böyle hakemlik olmaz. Tacı, korneri, autu, orta alan faullerini, herkes verir. Hakemin varlığı, cesareti, kalitesi, markası, büyük kararlarda belli olur. Direnç Tonusluoğlu ve Sarper Barış Saka, tası tarağı toplayın gidin. Bırakın bu işi sizden hakem falan olmaz. Yazıklar olsun!

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.