Spor yazarları Fenerbahçe-ONVO Antalyaspor maçı değerlendirdi!
Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig'in 26. haftasında evinde ağırladığı Onvo Antalyaspor'u 3-0 mağlup ederek önemli bir galibiyet elde etti. Sarı-lacivertliler, bu sonuçla puanını 61'e yükseltti ve lider Galatasaray ile arasındaki puan farkını 4'e indirdi. Karşılaşmanın ardından spor yazarları mücadeleyi değerlendirdi...| Son dakika Fenerbahçe haberleri.
Fenerbahçe HaberleriYayın Tarihi: 03.03.2025- 10:10 Güncelleme Tarihi: 03.03.2025- 11:19
ABONE OL
GÜRCAN BİLGİÇ - KAZANMA KÜLTÜRÜ
İlk yarı bittiğinde Fenerbahçe istediğini almıştı. Skoru 3-0'a getirdiği gibi, rakibine de "acaba" dedirtmedi. Birkaç saat önce Galatasaray'ın puan kaybetmesi, Kadıköy tribünlerine de coşkuyu getirdi. Hem maçı yaşadılar, hem de uzun bir aradan sonra "Sen şampiyon olacaksın" dizeleri dudaklardan döküldü.
Mourinho'nun 3-1-4-2'sinin "taşları" yerine oturduğu gibi "ağırlıklarını"da hissettiriyorlar. Maça tempo vermeden, hatta topu yine rakibe bırakarak, kendi dakikalarını bekliyorlar. Kalite farkı öylesine ortaya çıkıyor ki, Antalya takımı Fenerbahçe kalesine gelemediği gibi, neredeyse her girdikleri pozisyonuna gole çevirdiler.
Dzeko'nun hükümdarlığında organize olan ön taraf, ceza alanına giren her Fenerbahçeli oyuncu için fırsat kapısı. Vücudunu doğru kullandığı gibi pas aklını, doğru zamanda – doğru kararı her pozisyonda ortaya koydu. Karamboller içinden istediklerini aldılar.
Skriniar defansın merkezinde, Fred ise orta sahada enerji üretti. Bir ara kaç ciğeri olduğunu da merak ettik Fred'in. Antalya'nın ön baskısında sürekli olarak pas alternatifi oldu. Hücumu yönlendirdi, Tadic'e de fazla iş bırakmadı.
Rakibin kendi kaosunu yaşadığı bir günde, rüzgarı arkasına almış camiasına ikinci yarıda da baskı ile daha gollü bir galibiyet verebilirlerdi aslında. Ama Mourinho artık dengeyi, perşembe günü başka maç olduğunu, beş gollü galibiyete de üç puan verildiğini herkese telkin ediyor, en gözü kara Fenerbahçeli'yi bile "mantık" çizgisine taşıyor. "Kazanma kültürü" dediği de bu zaten... Bize "İtalyan usulü" olarak yansıyor.
EMRE BOL - İŞTE BÖYLE!
İşte tam olarak böyle yapacaksın. Rakibin puan kaybettiğinde çıkıp karşındakini paramparça edeceksin. Öyle goller atacaksın, öyle bir oyun oynayacaksın ki herkesin ağzını kapatacaksın. Gerçek Fenerbahçe budur işte...
Neye üzülüyorum biliyor musunuz? Haftalardır kötü oynayan Galatasaray'ı evinde yenemedin ya! Şimdi başka takımlardan medet ummak yakışmıyor. Yine de savaşan, mücadele eden Fenerbahçe'yi görmek umut ettiriyor.
Futbol takım oyunudur elbette... Ama bazen bir oyuncu çok oyuncu oluyor. Mesela Skriniar... Onun gelişiyle çokça eleştirdiğimiz savunma hattı harika işler çıkarmaya başladı. Galatasaray, Skriniar'ı alamayınca mecburen Cuesta'yı çekti. Aradaki farkı görüyoruz. Fenerbahçe öyle bir takım oldu ki rakipler kimi tutacağını şaşırıyor. Sağı kapatsan soldan onu kapatsan merkezden geliyorlar.
Dün özellikle Kostic'in olduğu kanat inanılmaz işledi. Dzeko bu yaşında yürüye yürüye adam geçiyor ve öyle paslar atıyor ki... Ben değil gençler utansın! Mourinho'nun ne kadar adaletli bir teknik adam olduğunu İrfan Can Eğribayat tercihinden anlıyoruz. Çocuk belki en 'premier' sezonunu yaşıyor.
Böyle giderse Livakoviç kaleyi zor alır. Sarı-lacivertliler, Avrupa maçı öncesi çok rahat bir karşılaşmayı antrenman tadında oynadı. Bundan sonra lig yarışı ne olur bilemem ama Fenerbahçe'nin hem oyun hem de psikolojik üstünlüğü ele aldığı bir gerçek.
Zorlu deplasmanları olan Galatasaray'ın puan kaybetmesini bekleyip bütün maçlarını kazanmak zorunda. Sonrası Allah Kerim!
MUSTAFA ÇULCU - KARTLARI PAS GEÇTİ
Fenerbahçe'nin sahada futbol ve psikolojik üstünlüğünü engelleyen hiçbir unsur yok. Fenerbahçe tam bir Mourinho takımı olmuş. Mehmet Türkmen Fenerbahçe'nin içeride 3, toplamda 4. maçına çıktı. Faul ve kart tasarruflarıyla Mourinho'nun sevgisine mazhar olmaya devam ediyor. Fenerbahçe'nin 5. dakikada penaltı beklediği pozisyonda top Thalisson'un sol omuzuna (Armpit) geliyor penaltı olmaz, devam kararı doğru.
Szymanski ve Soner'e yaptıkları faullerde vermediği sarı kartlar en önemlisi... Thalisson'a kayarak kontrolsüz girişinde Dzeko'ya çıkmayan sarı kartı kabul edemeyiz. Szymanski'nin yaptığı faulleri hakemin bir kez daha izlemesini tavsiye ediyorum. Fenerbahçe'nin 2. golü öncesi top auta çıkmadı. Üçüncü gol öncesi Çağlar-Soner mücadelesinde faul yok, devam kararı doğru.
Fred'e faulünde Townsend'e çıkmayan sarı kart! Cenk Tosun, 84'te rakibine kendisi çarpıyor, penaltılık bir durum yok. Nasıl ki uçana kaçana kart göstermek yanlışsa, maçı sarı kartsız tamamlama çabası, net sarı kartları pas geçmesi de yanlıştır. Çağdaş hakemlik değildir. Pozisyonların önünde ve içinde kalması yer alma problemi devam ediyor. Oyunu okuyup deplase olmak yerine, toptan sonra koşmaya başlıyor. FIFA'daki geleceği adına bu konularda daha hızlı gelişim göstermesi gerekiyor.
Oyun genetiği oturmuş Kasımpaşa'yı oynadığı futboldan dolayı kutlarım. Cihan Aydın kolayı seçti, majör kararlarda VAR'a yaslandı. Bazı faul ve kart kararlarında tercihlerini Galatasaray'dan yana kullandı. Adil olmayan bir hakemlik profiliydi. Galatasaray lehine VAR'dan gelen penaltı doğruydu. Topu dürten Osimhen, geç kalıp faulü yapan kaleciydi, net penaltı.
Hakem maalesef sahada veremedi. Kasımpaşa'nın penaltı beklediği pozisyonda sunulan görüntüye göre; Ben Ouanes topa sahip olmada öncelik almış, Lemina geç kalmış ayağını salladığında Ben Ousnes'in ayak altına vuruyor Ouanes topa sahip olmasa da öncelik almış, Lemina geç kalmış, ayağını salladığında Ben Ouanes'in ayak altına vuruyor. Pozisyon sahada penaltı ama hakem vermedi. VAR ile iletişim kurdu. VAR hakemi Tomasz çok tecrübeli pozisyonu gri olarak değerlendirmiş olmalı ki devreye girmedi Kasımpaşa lehine VAR'dan gelen penaltı doğru.
Cuesta iki kolu ile Can'ı sarmalıyor, çekiyor, indiriyor. Net penaltı ve 'bariz gol şansını' engellediği için de Cuesta kırmızı olmalıydı. Kaleye mesafe çok kısalmış top için mücadele yok, tutarak, çekerek indiriyor. 88'de Osimhen açık ofsayt, gol iptali doğru. Maçı maalesef Cihan Aydın değil VAR hakemi Polonyalı Tomasz Kwiatkowski yönetti.