Spor yazarları Galatasaray - Fenerbahçe maçını değerlendirdi!

11 Nisan Stadyumu'nda oynanan Süper Kupa karşılaşmasında Galatasaray ile Fenerbahçe karşı karşıya geldi. Sarı-lacivertliler karşılaşmaya U19 takımı ile çıktı. Maçın hakemi Volkan Bayarslan, Fenerbahçe'nin 2. dakikada sahadan çekilmesiyle maçı tatil etti. Fotomaç Gazetesi yazarları ise Galatasaray - Fenerbahçe karşılaşmasını çarpıcı ifadelerle değerlendirdi. İşte detaylar...

EMRE BOL – ÇOK YAZIK

Keşke keşke, keşke... Fenerbahçe yönetiminin bu karşılaşmayla ilgili o kadar çok keşkesi var ki… Madem yapılan haksızlıklardan sonra taraftarın yüreğini soğutacaksınız yöntem kesinlikle bu olmamalıydı. Gelmesen, çıkmasan ne olacaktı? Yine bir kriz ve yine yönetilemedi! Fenerbahçe verdiği tepkide yerden göğe kadar haklı. Hakemlerin adaletsiz yönetimi, Trabzon'da yaşanan olaylar artık bardağı taşırmıştı. Artık sert bir karar alınması gerekiyordu. Ama kararın en talihsizini verdiler.

Bir kere durumu iyi anlamak lazım. Türkiye'nin en büyük takımlarından olan Fenerbahçe'nin bu duruma düşürülmesine üzüldüm. Yayınlarda hep anlatmaya çalıştım. Olağanüstü kongre günü Şanlıurfa'ya gitmeme kararı alınmalıydı. Genç takımı götürüp 49 saniyede gol yemeyi başardınız. Galatasaray, Fenerbahçe başkanının gözünün içine baka baka sevindi.

Bu arada sahadaki sevinci anlamakta zorluk çekiyorum. Neyi, nasıl kazandın? Rakip sahadan çekilince sevinilir mi? Saygı duyulur. En azından ebedi dostluğa saygı duyarsın. Fenerbahçe ve Galatasaray sonsuza kadar yaşar. Ama oyuncular, yöneticiler gelip geçicidir. Sen rakibinin hassasiyetine saygı göstermezsen gün gelir saygıya muhtaç kalırsın.
Hiç sahaya çıkmasan alacağın ceza ne olacak? Alınacak her ceza 25 milyon Fenerbahçe taraftarının başının üzerineydi. Göze almadınız!

GÜRCAN BİLGİÇ – DOĞRUYU ARAMAK

Olayları değerlendirirken, mantığı yakalamak gerekir. Bunun için de ilk şey "Neden?" diye sormaktır. "Neden Fenerbahçe U19 ile Süper Kupa maçına gitti, sahadan çekildi? Bu karara varırken neler yaşandı, ne yapılsaydı olmazdı?" Pendik ve Trabzonspor maçlarındaki hakem kararlarının peşinden Ali Koç bir açıklama yaptı. 2 Nisan'daki Genel Kurul'a kadar TFF'nin elinde bir sürü fırsat vardı. En azından VAR hakemlerinin yabancı olmasına karar verebilirlerdi. Dünkü görüntülere izin vermemek için maçı erteleyebilirlerdi. Bir açıklama yapıp, yaşananlar konusunda üzüntülerini bile bildirebilirlerdi. Sorun şu; sanki bu itirazlar hiç yaşanmamış, yokmuş gibi davranarak, dün gecenin temelini attılar.

Fenerbahçe kazanabileceği bir kupadan vazgeçti, ezeli rakibine hükmen yenilmeyi göze aldı. Bunlar kolay kararlar değil. Problem; ateşi söndürmek için çaba göstermeleri gerekenlerin, yangına benzin taşıması, kaosa izin vermesinde. Neredeyse tüm takımlar hakem kararlarından şikayetçi, adaletli olduklarına inanmıyor, değerlendirme toplantılarında itiraflar yaşanıyor. TFF Başkanı Büyükekşi ve MHK sanki hiçbir şey olmamış gibi, tek yorum yapmadı. Bu kez son 13 yılın özetinde, yaşananlarında, kazanılan – kaybedilen maçlarından birikenler, dün geceyi görmeyi nasip etti.
Gencecik çocuklar soyunma odasına giderken, koca koca adamlar hoplaya – zıplaya galibiyeti kutladı.

ZEKİ UZUNDURUKAN – ALİ KOÇ BİZİ CEZALANDIRDI

Maçtan iki gün önce Şanlıurfa'ya geldim. Şanlıurfa'da bulunduğum süre içinde bine yakın Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarlarla sohbet ettim. Bu taraftarların yüzde 90'ı Şanlıurfa'da yaşayan futbolseverler... Şanlıurfa'daki Galatasaraylılar, çok heyecanlı ve mutluydular. Nasıl mutlu olmasınlar ki... Onların İcardi'si, Mertens'i, Torreira'sı, Muslera'sı, Kerem'i, Zaha'sı... geliyor.

Ya Fenerbahçeli taraftarlara ne demeli. Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi üzgün ve mutsuzlar! İçlerinden bir Fenerbahçe taraftarı bile Başkan Ali Koç'a takımı Urfa'ya getirmediği için hak vermiyordu. Hepsi isyanlarda ve sitemlerini dile getirdiler. Bazı Fenerbahçeliler de 'Helal olsun Başkan Dursun Özbek'e. Üç gün öncesinden şehrimize geldi. Bizleri dinledi, moral verdi. Acınız ve dertleriniz derdimizdir, acımızdır. Bu şehir için ne gerekiyorsa Galatasaray olarak yapmaya hazırız' dedi. İşte büyüklük böyle olur!

Ya bizim başkanımız ne yaptı! Fenerbahçemizi Urfa'ya getirmeyerek bizleri cezalandırdı. Biz yine de (maç günü) bakın ailecek formamızı giydik. Dzeko, Fred, Tadic, İrfan Can, Szymanski gelecekmiş gibi yollarını gözlüyoruz. Galatasaray'ı yenip, 100. Yıl Süper Kupası'nı kazanabilirdik. Böyle protesto mu olur? Ali Koç, hem Şanlıurfa'daki biz Fenerbahçelileri hem de 30 milyon taraftarımızı cezalandırdı. Çok kırıldık. Fenerbahçe'mize bu maçta Galatasaray'ın karşısına çıkıp aslanlar gibi mücadele etmek yakışırdı.

Maçtan sonra geleceklermiş. Hiç gelmesinler. Aziz Yıldırım, 2010'da Fenerbahçe'yi Şanlıurfamız'a getirmişti. Havalara uçmuştuk. Ne güzel bir maç ortamı olmuştu. Bu kez Galatasaray burada. Bizim takımımız gelmedi. Boynu bükük öksüz çocuklar gibiyiz. Biz yine de formamızı giydik ve maça gideceğiz' diyerek sitemlerini dile getirdiler.

URFA'DA BAYRAM HAVASI
Ülkemizin her karış toprağı çok güzel. Ramazan Bayramı'na yaklaştığımız şu günlerde bir taraftan Süper Kupa heyecanı, diğer taraftan da bayram hazırlıkları var. Çarşılar, pazarlar kurulmuş. Halk, bayram alışverişi yapıyor. Şehirde büyük bir canlılık var. Esnafın yüzü gülüyor. Balıklı Gölü'yle, Göbeklitepe'siyle Şanlıurfa gezilmesi, görülmesi gereken bir şehir!

11 NiSAN STADI'NIN ÇiMLERi
Süper Lig takımlarımızın çoğu bu sezon bozuk çimlerde mücadele ediyor. Milyonlarca euro'luk bütçelerine rağmen! Çünkü saha zeminlerine bakmıyorlar, ilgilenmiyorlar. Yoksa o güzelim çimler, patates tarlasına dönüşür mü? Şanlıurfa'da Süper Kupa'ya ev sahipliği yapan 11 Nisan Stadı'nın çimleri şahane! Pırıl pırıl! Stat müdürüne sordum: 'Bu çimler hibrit mi' diye. Normal çimmiş. Haftada 1 gün maç ve idman yapılmasına rağmen çimlerde en ufak bir bozulma yok. Çünkü çimlere gözü gibi bakmışlar. Helal olsun!

GALATASARAY YAKIŞANI YAPTI
Galatasaray, Fenerbahçe'nin U19 ile çıkacağı maç için tam kadro 11 Nisan Stadı'nda sahaya çıkarak Süper Kupa'nın itibarını korudu. Saygı görmek istiyorsan saygı da duyacaksın! Galatasaray'a gönül verenler de dün kendilerine ayrılan tribünlerin tamamını doldurdu. Maçtan önce sahaya ısınmak için çıkan Galatasaraylı futbolcuların tribünlerle iletişimi de mükemmeldi.

Dün Şanlıurfa şehri, Galatasaray sayesinde tarihi bir gün yaşadı. Galatasaraylı taraftarlar, mutluluk şarkıları söyledi. Az sayıdaki Fenerbahçeli taraftarlar ise mutsuz ve üzgündü. Yüzlerinden 'Keşke bizim A takımımız gelseydi, görseydik, izleseydik' der gibiydiler. Bütün bu yoğun duyguların altında başlayan maçta İcardi'nin 49. saniyedeki golünden sonra yönetici Ahmet Ketenci, Fenerbahçe'yi sahadan çekti ve maç bitti. Süper Kupa Galatasaray'ın oldu. Sonrasında ise Galatasaray'ın as takımı ile yedek takımı çift kale maç yaptı. Bunları da gördük. Yazıktır, günahtır!

LEVENT TÜZEMEN – ACİLEN SÜKÛNET SAĞLANMALI

Şanlıurfa'da Türk futbolu adına skandal bir gece yaşadık. 117 yıllık dev çınar, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un talimatıyla sahadan çekildi. Şimdi bu görüntüler Avrupa'da manşetlere bile taşınacak. Takımı sahadan çekmek sorunları çözer mi? Çözmez. Doğru yol karşılıklı oturmak, görüşmek ve eteklerdeki taşları dökmektir.

Sayın Ali Koç hiçbir empati yapmadan Galatasaray yönetimini samimi ve ciddi bulmuyor. Hatta kötü kalpli olduğunu vurguluyor. Peki Ali Bey'in hiç mi hataları yok? Samimi ve ciddiyetsiz davrandığı durumlar yok mu? Kalben çok masum mu? Tehditle, şantajla, kavgayla çözüm üretemeyiz.

F.Bahçe ile G.Saray, Türk futbolunun lokomotifleridir. Bu iki takımın birbirleriyle oynadığı maçlar, ''Dünya derbisi'' olarak anılır. Ali Bey'in sorunu Galatasaray'a duyduğu nefrettir. Bu nefret oldukça, Ali Bey başkanlığını devam ettirdiği sürece Fenerbahçe-Galatasaray ilişkileri kolay kolay düzelemez. Aziz Yıldırım'ın 20 yıllık başkanlığı döneminde bile Galatasaray-Fenerbahçe ilişkileri gerginlikler yaşamış ama asla nefret düzeyine ulaşmamıştı.

Bu gerilim maalesef taraftarlar için büyük bir tehlike arz ediyor. Bir voleybol maçından sonra G.Saray kongre üyesi ve kızı, F.Bahçeli taraftarlar tarafından saldırıya uğradı. Söylemlere ve eylemlere dikkat etmezsek daha büyük olayları yaşamaya mahkum oluruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan eski bir sporcu olduğu gibi sadece futbola değil sporun her dalına büyük değer ve destek veriyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu gerilimin durması için mutlaka olaya el koyması zorunluluk arz ediyor. Türk futbolunun sükunete, birliğe ve dostluğa acilen ihtiyacı var.

SERKAN KORKMAZ – TEMİZLİK

Sözün bittiği yere çok az kaldı ama umudu yitirmemek lazım. Neyse ki; TFF seçime gidiyor. Nisan ayında hala bir temsilcimiz Avrupa'da, milli takım Euro 2024'e katılma hakkı elde etti, Euro 2032'nin ev sahipliğini aldık ama futbolla mutlu olmayı beceremiyoruz. Keza bunların tadını çıkarmak yerine ülkenin en değerli maçlarından birini, Süper Kupayı da tamamlayamadık.

Ülkenin bir numaralı hakeminin, bir kulüp başkanının yumruğuyla yüz kemikleri kırıldı, İstanbulspor bir maçtan çekildi bu sezon. Bu kadar büyük maddi ve manevi pozitif potansiyele sahip, ülkenin en sevilen oyunundan, komplo, kin, kavga ve gerilimden başka bir şey üremiyor. Futbolla alakasız ne kadar adam varsa futbolda söz sahibi. "Futbolda temizlik" diyenlere yüzde yüz katılıyorum.

Ama en çok kulüplerde gerekli bu temizlik. Kulüplerin karar mekanizmalarında ve onların yakın çevrelerinde çok yönlü ve derinlikli bir temizlik gerekiyor. Politik ve maddi rant o denli büyük ki; sosyal medya, dijital medya ve ana akım medyayı şekillendirmeye cüret edecek kadar da egolu bir hal aldı kulüplerimizi yönetenler (ve yancıları).

Futbolda temizlik şart. Çok kötü niyetli insanların, para, politik çıkar ve ego savaşına dönüştü futbol. Kulüpler yanlış ve fahiş transferlerle adeta hortumlanırken, toplumun temeline dinamit koyma cesareti de bulmaya başladı artık futbolun baş rollerindekiler. Temizlik şart.

İki gündür Şanlıurfa'da o kadar güzel, huzurlu, misafirperver insanlarla tanıştım ki; onlar sayesinde bir günde hallolur gözümüzde büyüyen ve büyütülen sorunlar. Futbol dediğimiz şey sosyal medyadaki paralı askerlerden ve ruh hastalarından ibaret değil, çok şükür. İşler daha da rayından çıkmadan; namuslu, iyi niyetli, akıl ve vicdan sahibi insanlar seslerini daha çok yükseltmeli. Kuşkusuz, 19 yaşındaki çocukları öne atanlar ve o çocukları önlerinde bulduğunda onlara küfredenlerden umut yok.

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.