Şampiyonluk yarışı hakkında flaş yorum! ''Galatasaray'ın genlerinde var''

Yarıştan koptu denen G.Saray, 5'te 5 yaptı ve F.Bahçe'yi geçerek 5. sıraya yükseldi. Mustafa Cengiz- Fatih Terim krizi de sona erdi.
ZEKİ UZUNDURUKAN: Haftalardır A Spor'da söylüyorum, Fotomaç'ta yazıyorum. Galatasaray şampiyonluk yarışının favorisi diye. 10 puan gerideyken de bunu söyledim. Peki bunu neden bir ezber gibi hep söylüyorum: 1) Fatih Terim faktörü. Şampiyonluklar, kupalar kazanmayı alışkanlık haline getirmiş bir teknik adam.
2) Güçlü kadrosu. 3) Takıma sahip çıkan ateşli taraftarı.
4) Mustafa Cengiz gibi başarılı bir başkana sahip olmaları.

Galatasaray emin adımlarla şampiyonluğa yürüyor. Emre Akbaba'nın dönüşü, takımda adeta bir serum etkisi yarattı. Emre Akbaba, can verdi takıma. Adem Büyük forma girdi. Falcao da dönünce takır takır goller atar ve maçlarını kazanmaya devam eder bu Galatasaray...
REHA KAPSAL: Birinci etken skorların gelmesi. İki tane iyi Galatasaraylı, sağduyulu insanın ara transfer döneminin bitmesi ile bu olayı sonlandırmış olmaları sağlıklı, saha içine odaklanılan ortamını ortaya çıkardı. Galatasaray'ın böyle bir genetiği var. Sezonların ikinci yarıları, tabii yapılan ara transferlerle birlikte daha olumlu bir tablo çizdiği somut olarak görünüyor. Ve de bu sezon da şampiyonluk yarışının son ana kadar içinde olacaklarının geçtiğimiz sezonları referans alarak söyleyebiliriz.

SERKAN KORKMAZ: Galatasaray'da gelinen noktada fikstürdeki nispeten kolay maçların payı büyük.
Fatih Terim'in takımı ilk yarıya göre daha derli toplu bir performans sergiliyor olsa da şampiyonluk yolunda ilerleyen bir takımın performansına henüz ulaşmış değil.
EKSEN KAYIYOR
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ile Fenerbahçe Başkanı Ali Koç arasında sert tartışmalar sürüyor. Size göre bu durumun temel nedeni nedir?
ZEKİ UZUNDURUKAN: Türk futbolunun; ne yazık ki polemikler üzerinden, komplo teorileri üzerinden ekseni kaymaya başladı. Herkes, adalet terazisinin kendinden yana yükselmesini istiyor. Kulüp başkanları, önce kendi camialarını sonra da Türk futbolunu temsil ederler.
Ama şampiyonluk baskısı ve taraftar baskısı, başkanları fair-play ruhundan uzaklaştırıyor. Rakibini eleştiren, masaya yumruğunu vuran, sesi daha gür çıkan başkanlar, taraftarlarca el üstünde tutuluyor.
Maalesef böyle bir anlayış yerleşti Türk futboluna. Başkanlar da koltuğunu sağlamlaştırmak ve başarısızlıklarının üzerine kül örtmek için rakiplerine çatıyor.

Hakem hatalarında MHK'yi, TFF'yi eleştiriyor. Bu yıllardır süren ve daha yıllarca sürecek bir kısırdöngü maalesef. Yani bunu sadece Mustafa Cengiz ve Ali Koç üzerinden irdelemek de doğru değil. Çünkü ondan önceki başkanlar da aynı yöntemlerle aynı yoldan gittiler...
Türk futbolunda acilen adil, dürüst ve ahlaklı bir yarışı dizayn etmek zorundayız. Ancak o zaman bu tartışmalar biter.
REHA KAPSAL: Tabii ki tek nedeni takımlarını şampiyon yapma istekleri. Çünkü sezon başında her iki başkan da bu hedefi koydu. Bu gerginlik omuzlarındaki yükten kaynaklanıyor. Çünkü taraftarları ve camiaları şampiyonluk istiyor. Tabii hakemleri de baskı altına almak, vereceği kararların kendi lehlerine olmasını istiyorlar.
Esas burada odaklanmaları gereken saha içi, teknik adam, futbolcu ve oyun performansıdır. Saha içinde oynanan oyunu şampiyonluk için yeterli olup olmadığına gözlemlemeleri gerek. Yoksa şampiyonluk hedeflerinde sıkıntı yaşayabilirler. Yöneticiliğin en önemli unsuru futbol takımının başarılı olacağı sağlıklı ortamı oluşturmaktır.
SERKAN KORKMAZ: Sağlıksız futbol kültürümüzde hem finansal, hem kültürel, hem de sportif açıdan yaşanan tüm sıkıntıların en büyük sebebi son 30 yılda görev alan kulüp yönetimleridir.
Herkes eksiğini ve başarısızlığını kapatmak için ya rakiplerden ya hakemlerden ya da medyadan düşman yaratmak peşinde.
İflasın eşiğinde olan kulüplerin, Avrupa'da dökülen takımların futbol kültüründeki tüm aksaklıkların nedeni bir rakip, bir hakem ya da bir yorumcu olamaz.
Bu kesin bir durum. Yöneticilerimiz şunu da hesaba katmalı ki spor kamuoyu denen şey kendi taraftar ve sosyal medyalarından ibaret değil. Dünya tarihinde bireysel ve takım sporlarında sempati ile kazanılmış şampiyonlukların sayısı hiç de az değil. Herkes kendi camiasına oynayıp geriye kalan herkesi düşman ilan ederek aslında kendisine engel teşkil ediyor. Bu görülmeli.
SERGEN ÖZEL BİRİ
Beşiktaş, Sergen Yalçın ile 2'de 2 yaptı ve yeniden zirve hesapları yapmaya başladı. Yeni transfer Boateng de iyi başladı.
Sergen Yalçın uyumu tutmuş gibi gözüküyor.
UZUNDURUKAN: Sergen Yalçın ile Kara Kartal kanat çırpmaya ve yüksekten uçmaya başladı. Beşiktaş taraftarı, Sergen Yalçın'ı, Sergen Yalçın da taraftarı çok sevdi. Bu birliktelik kısa sürede başarı getirdi. Beşiktaş'ın önünde çok zorlu maçlar var şimdi. Sergen hoca için bu büyük maçlar, test niteliğinde olacak aynı zamanda. Beşiktaş, Sergen hoca ile bu maçlardan iyi sonuçlar alabilirse zirve yarışının en büyük ortaklarından biri haline gelir...
KAPSAL: Sergen Yalçın gelir gelmez farkını ortaya koydu. Ondan beklenen kendi söylediği gibi mazeret değil maharet üretmesiydi.
Bunu da yeni gelen teknik adamın oyuncular üzerindeki etkisiyle beraber ilk iki haftada olumlu bir şekilde lehine döndürdü. Bu moral motivasyonla beraber oynayacakları 5 maç Beşiktaş'ın ligdeki geleceğinin ne olacağını gösterecek.
Özellikle de bu haftaki Başakşehir karşılaşması bir eşik maçıdır. Kazanırsa, Sergen hoca taraftarına şampiyonluk hayalleri kurdurabilir. Sergen Yalçın özel bir futbolcuydu, özel bir teknik adam olma yolunda çok doğru bir şekilde ilerliyor.
KORKMAZ: Sergen Yalçın sadece Beşiktaş'ta bir kenetlenmeye yol açmadı. Türk futboluna Türk futbolseverin ilgisini de artırdı. Sergen kazandıkça Beşiktaş daha da morallenip geleceğe umutla bakacak. Hem Sergen'in hem de Boateng'in kendi seyircileri önündeki ilk maçlarında kazanmaları hayli önemliydi. Boateng'in başlangıcı, Kagawa'nınki kadar etkiliydi. Umarım ki sonu öyle olmasın.
ÇİMŞİR İLE BAŞARI GELEBİLİR
Hüseyin Çimşir, 2008-09 sezonundan bu yana Trabzonspor'un başında ilk üç lig maçını kazanan ilk teknik direktör oldu.
Çimşir ile başarı gelir mi?
UZUNDURUKAN: Hüseyin Çimşir, bu takımın ruhunu biliyor. Futbolcularını genlerine kadar tanıyor adeta. Genç, idealist, öğrenmeye aç, gelişime açık bir teknik adam. Newton'u bu yüzden istedi. İngiliz hocadan öğreneceği çok şey var. Hüseyin hocanın en büyük avantajı, elinde çok kaliteli bir kadro var. Bir büyük avantajı daha şu; camia şampiyonluk için tek ses, tek yürek olmuş durumda! Hüseyin Çimşir ile bu sezon şampiyonluk gelmese bile arkasında durulmalı. Sonuçta Hüseyin hoca da bu camianın bir öz evladı... Saha kenarında Hüseyin hocayı gözlemliyorum.
İnanmış ve tertemiz bir yüz görüyorum. Türk futbolunun Hüseyin Çimşir gibi yeni teknik adamlara ihtiyacı var...
KAPSAL: Trabzonspor'un hedefi şampiyonluk. Devre arasında da 4 tecrübeli futbolcu transferi var.Kadro derinliği artmış durumda.
En son Gençlerbirliği maçında da görüldü, Hüseyin hoca orta saha denklemini daha doğru yapmalı. Hem orta saha dizilişi, hem topu kontrol etme hem de hücum çeşitliği açısından bu durum zaman zaman ciddi sıkıntılar oluşturuyor. Bu orta saha düzenini bir daha doğru bir şekilde gözden geçirmeli. Bazen sistem içinde bir futbolcunun doğru pozisyonda oynaması o takımın özellikle oyun akışını çok doğru bir şekilde geliştirebilir. Özellikle orta saha seçimlerinde oyuncularının 6-8-10 numara özelliklerini daha doğru analiz edip o kurguyu öyle belirlemeli. Defans kurgusunu da Hüseyin hocanın planlaması gerek.
KORKMAZ: Hüseyin Çimşir ile ilgili çok fazla gündeme gelmeyen bir detay var ki hayli şaşırıyorum.
Çimşir, Türk futbol tarihinin en sansasyonel şampiyonluklarından birisinde 2010 yılında Bursaspor'un kaptanı, saha içi ve hatta daha da önemlisi saha dışı lideriydi. Hem vücut dili hem de şu ana kadar ki kısa görünen ama önemli teknik adamlık kariyeri Çimşir'in başarıya ulaşabilecek bir profil olduğunu gösteriyor.