Galatasaray'ın eski oyuncusu Bafetimbi Gomis, beIN Sports'a açıklamalarda bulundu. Fransız yıldız, Türkiye'deki günlerinden bahsederken, gelecek planlarına değindi. İşte golcü oyuncunun sözleri...
"TÜRKİYE'DE OLMAK İYİ HİSSETTİRİYOR"
Türkiye'de olmak iyi hissettiriyor. İlk günden beri kendimi evimde gibi hissetim. Galatasaray taraftarı tarafından harika karşılandım ve o sene harika bir sezon geçirdim. Her zaman çok güzel hisler beslediğim buradaki kültüre ve Türk geleneklerine olan yakınlığım ile beraber diğer takımların taraftarlarına karşı da hep rahat hissettim. Buraya gelmeden önce bana "Türkiye'de bir verirsen, sana 2 verirler" denmişti. Burada kendimden çok şey verdiğim doğrudur fakat eğer ben 1 verdiysem, 3 katını da aldım. Harika insanlarla tanıştım. Bu sebeple tatil planlarımı yaparken, İstanbul'u her zaman ilk durağım olarak seçiyorum. Ayrıca Türkiye'yi ziyarete geldiğimde benim için çok değerli olan arkadaşlarımı da görme şansım oluyor.
Suudi Arabistan'a çok çok iyi adapte oldum. 3 senede 100'den fazla gol atmak benim için çok önemliydi. Galatasaray'da da olduğu gibi yeni bir takımda, yeni bir sezona başlarken her defasında benden beklenen performansı göstermem gerekiyor. Üç sezon sonunda takımımla kupalar kazandığım için ve bireysel olarak bu kadar gol attığım için çok mutluyum. Tabii, Suudi Ligi'nin gelişmesine de yardımcı oluyorum. Suudi Arabistan'da çok yetenekli, çok değerli oyuncular var. Benim gibi tecrübeli bir futbolcu, ülkedeki gençlerin gelişmesinde ve yol kat etmesinde önemli rol oynayabiliyor. Ek olarak Al Hilal gibi harika yönetilen bir kulüpte oynama şansıma sahibim.
"TAKIMDAN AYRILMA NİYETİM YOK"
Suudi Arabistan'da güzel bir hikaye yazdım. Kesinlikle güzel zamanlar geçirdim. Al-Hilal'de 3 senedir forma giyiyorum. Çok mutluyum çünkü bana fazlasıyla sevgi gösterildi ve güvenildi. Ben de kendimden çok şey verdim. Al Hilal ile sezonu şampiyon tamamlamak ve gol kralı olmak çok güzeldi. Şimdi tatile çıktım ve çok mutluyum. Al Hilal'in renklerini sırtımda taşımaya devam edeceğim çünkü kontratım devam ediyor. Takımdan ayrılmak ve başka bir yere gitmek için hiçbir nedenim yok.
"GALATASARAY'I FAZLASIYLA ÖZLÜYORUM"
Galatasaray'ı fazlasıyla özlüyorum. İstanbul'da harika bir sene geçirdim. Galatasaray'daki maç gecelerini ve taraftarın benim için hazırladığı besteleri asla unutmayacağım. Kulüpten ayrıldığım zaman dediğim gibi, ben artık bir Galatasaray taraftarı oldum. Evet, çok fazla özlüyorum.
Daha maça gitme şansım olmadı fakat pandeminin bitmesiyle beraber, Galatasaray'ı muhteşem stadında destekleyerek, her şeyi hak eden bu taraftarın yanında olma şansı bulmayı umuyorum.
"TÜRKİYE FUTBOL ÜLKESİ"
Sadece Galatasaray taraftarından değil, Türk insanının bakış açısından bakmak gerekiyor. Çünkü burası bir futbol ülkesi. Trabzonspor'un da, Beşiktaş'ın da, Fenerbahçe'nin de, Galatasaray'ın da taraftarları ateşli. Futbol ülkesi olmanın bir sonucu olarak bütün statlar hep dolu. Galatasaray'ın taraftarı, diğer taraftarlara göre daha iyi diyemem. Böylesine bir futbol ülkesinde, böyle bir şampiyonada oynamaktan ötürü çok mutluyum.
Göztepe'ye karşı oynadığım son maçı hatırlıyorum da, kupa için sahadaydık ve süper bir atmosfer vardı. Göztepe görece daha düşük bütçeli bir takımdı fakat Türkiye'de küçük kulüp yoktur. Takımları destekleyen büyük topluluklar var. Bir keresinde, Karabük ile oynamaya gitmiştik. Sanırım 4-0 ya da 5-0 öndeydik, tam hatırlamıyorum. Yine de stadyumda süper bir ortam vardı çünkü taraftar takımını sonuna kadar destekliyordu ve bu bütün ülkeler için geçerli değil.
"TARAFTAR BİZİ AYAĞA KALDIRDI"
Galatasaray'da taraftarlarla aramızda çok güçlü bir etkileşim ve iyi bir birliktelik vardı. Oyuncular arasında da çok iyi bir etkileşim ve dayanışma vardı. Bazen farklı egolar ön plana çıkabiliyordu ama kaptan Selçuk İnan gibi takımı bir arada tutan önemli oyuncular vardı. Çoğu zaman yedek kalmasına rağmen her zaman bizim yanımızdaydı ve en önemli destekçimizdi. İlk senem olmasına rağmen her zaman yanımdaydı ve desteğini esirgemiyordu. Türkiye Ligi'ni tanımıyordum, kaptan Selçuk yeni oyuncuları ve yabancıları gerektiği şekilde adapte olmaları için gerekli ortamı sağlıyordu. Bu ortamın oluşmasında taraftarın da büyük payı vardı. Bazen kötü sonuçlardan sonra döndüğümüzde, örneğin deplasmanda kaybettiğimiz Gençlerbirliği maçı sonrası, bizi havalimanında bekliyorlardı. Gerçekten o akşam çok üzgündüm ama taraftarlar geldi ve bize desteklerini gösterdiler. Bize şarkılar söyleyerek 'Endişelenmeyin, şampiyon olacağız' mesajını verdiler ve şampiyonluk yolunda bizi ayağa kaldırdılar.
"FATİH TERİM BÜYÜK BİR TECRÜBE"
Fatih Terim... Tabii ki büyük bir tecrübe ve ligi çok iyi tanıyan bir teknik adam. Üzerimizde büyük baskı hissettiğimiz son anlarda, son maçta soğukkanlılığıyla bize güven verdi ve tecrübesiyle o zor anları kolaylaştırdı.
"YÖNETİCİLER KONTRATIMI YENİLEMEDİ"
Maaş konusunda çok fazla spekülasyon yapıldı. Fakat gerçek şu ki; Türkiye'ye geldiğimde kendimi çok iyi hissettim ve kariyerimi burada bitirmeyi hayal etmiştim. Ne yazık ki gerçekleşmedi çünkü yöneticiler kontratımı yenilemek istemediler. Fakat sürecin finansal boyutunu açıklamalar gerekirse, kontratımın yenilemesinden önce her zaman oynadığım gibi her an iyi bir performans vermeyi düşündüm. Bu Galatasaray'da da böyleydi, Al Hilal'de de böyle, her zaman böyleydi. Her zaman kalbiyle oynayan bir oyuncuyum ve özü sözü bir yapım var. Bundan ötürü Galatasaray taraftarları beni çok sevdi.
Kontratımın uzatılmasını hak ettiğime inanıyordum. Ne yazık ki mümkün olmadı ve bu duruma saygı duydum. Bildiğiniz üzere Al Hilal'e gittim ve eski yöneticilerimin hakkımda oluşturduğu tüm şüpheleri ortadan kaldırdım. Çünkü devam eden bir aşk hikayesi için karşılıklı anlayış olması lazım ve şu bir gerçek ki taraftarlar beni çok sevdi ama yöneticilerin tavırlarından dolayı hikaye devam etmedi ve bir boşanma gerçekleşti. Belirttiğim gibi bir aşk hikayesinde karşılıklı sevgi olmalı. Galatasaray'da kalmak istememe rağmen yalnız kaldım ve yeni bir meydan okumayı tercih ettim çünkü Galatasaray yöneticilerine güvenim kalmamıştı.
Galatasaray'da yöneticiler belki de çok yaşlı olduğumu düşündüler, belli bir yaşım vardı ama aradan geçen yıl 3 yıl sonrasında genel tablo ortada, Bafe gollerine devam ediyor ve şurası çok önemli; Suudi Arabistan'da Al Hilal'de hedefleri olan ve bana güvenen yöneticilerle karşılaştım. Benden çok memnunlar ve her yıl kontratımı yenilemek için görüşüyoruz. Çünkü ben kulübün hedeflerine ulaşması için çok sıkı çalışan birisiyim.
Göztepe maçında tüm Galatasaray camiasını sevince boğan gole çevirdiğim penaltı atışını unutamam. Galatasaray çok özel bir takım. Büyük bir sürpriz yaşadım çünkü örneğin Fransa'da şampiyon olduğunuzda tek bir şehirde kutlama yapılır. Benim için inanılmaz bir andı çünkü Galatasaray, İstanbul'un bir takımı ancak şampiyon olduğumuzda sadece İstanbul'da kutlamalar olmadı. Almanya, Belçika ve Fransa'da da büyük coşku yaşandı. Galatasaray sevgisi sınırları aştı. Coşkuyu yaşayan milyonlarca insan vardı. Bu duruma inanmakta zorlandım ve statta çok fantastik bir gece yaşadık. Florya'ya ulaştığımızdaysa gerçekten kariyerimin en mükemmel anlarından birisiyle karşı karşıyaydım. Fakat Türkiye kariyerimin kesinlikle en mükemmel anı o kutlamalardı.
"BELHANDA'YA BAĞIRDIM"
Bu bir ekip çalışması çünkü ben topu alıp giden, çok farklı meziyetleri olan bir oyuncu değilim. Doğrusu, yardımlaşmaya ve kolektif yapıya ihtiyaç duyan bir oyuncuyum ve bu yaşta ve bu tecrübede bazı detaylara çok dikkat ediyorum. Örneğin Fenerbahçe derbisinde bir an var ki bulabilirsiniz o görüntüleri, Younes Belhanda'ya bağırdım ve sakin olmasını istedim. Bazen tüm oyunculara önerilerde bulunmanız gerekir. Örneğin Garry Rodrigues bizim sistemimizde benim için çok önemli bir oyuncuydu. Benim gibi oyuncuların rol model olması, liderliğe soyunması çok önemlidir.
Galatasaray'ın hücum oyuncularına gelirsek, Radamel Falcao, Oğulcan Çağlayan ve Mostafa Mohamed ki çok iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Falcao'ya gelirsek kalitesini gösteremiyor çünkü sakatlık kurbanı olduğunu düşünüyorum. Çok çok büyük bir oyuncu, sakatlıkları olmasa Türkiye Ligi'nin ve Avrupa'nın en büyük golcüleri arasına adını yazdıracağından eminim. Futbol, kolektif uyum ve ortak payda gerektiren bir oyun. Ayrıca benim oynadığım dönemde Galatasaray çok sayıda önde baskı yapan oyuncuya sahipti. Çünkü forvetler olarak kaleye ne kadar yakın top alırsanız o kadar fazla gol atma şansı bulursunuz. Bence Galatasaray her zaman ileride baskı kurarak oynamalı. Bu durum takımı daha çok gole yaklaştırır. Türk futbolunda takımlar geriye yaslanarak oynamayı seviyorlar ve çok fazla geri pas yapıyorlar. Bu durum gole yaklaşma ihtimaliniz arttırıyor ve ben her zaman rakibi karşılayan oyuncuydum.
"BEŞİKTAŞ VE F.BAHÇE'DE OYNAMAM DİYEMEM"
Türk kulüplerinin ilgisi olduğu doğru ama şu an için Al-Hilal'de mutluyum. Galatasaray'ı çok seviyorum ancak bu ilgiyi ve sevgiyi ayrılırken Galatasaraylı yöneticiler tarafından hissedemedim. Beşiktaş'a ve Fenerbahçe'ye de çok büyük saygım var. Asla 'Beşiktaş veya Fenerbahçe'de oynayamam.' diyemem çünkü gerçekten çok büyük kulüpler. Galatasaray her zaman için ilk önceliğim çünkü orada çok güzel bir aşk hikayesi yaşadım.
Her hafta Türkiye Ligi'ni izliyorum. Galatasaray şampiyonluğa ulaşamadı, üzgünüm. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse Beşiktaş hak etti. Beşiktaş, golcüleri Cyle Larin ve Vincent Aboubakar'ın yanı sıra Süper Lig'in en iyi oyuncusu seçilen Rachid Ghezzal'ın gösterdiği performanslarla harika bir sezon geçirdi. Galatasaray'ın ilerleyen günlerde küçük problemleri çözmeye çalışacağını düşünüyorum. Galatasaray ayağa kalkacaktır ve gelecek sezon şampiyon olmalarını umuyorum.
"FATİH TERİM'LE KONUŞUYORUM"
Fatih Terim ile çok güçlü bir ilişkimiz var. Sezon boyunca birçok kez konuşuyoruz, fikir alışverişinde bulunuyoruz. Zaman zaman koyu sohbetler yapıyoruz. Çok takdir ettiğim ve saygı duyduğum birisi. Çok nadiren tüm jenerasyonları tedrisatından geçiren bir teknik direktör görebilirsiniz. Türkiye'nin en iyi teknik direktörü. Türk futboluna Avrupa'dan kupa getirdi. İmparator ile çalıştığım için gurur duyuyorum. Umarım Galatasaray'ın başında kalır çünkü Galatasaray'ın ona çok ihtiyacı var.