Son dakika spor haberleri: PSV - Galatasaray maçı sonrası çarpıcı sözler! "Son 40 yılın..."

Son dakika Galatasaray spor haberleri: UEFA Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turu ilk maçında temsilcimiz Galatasaray, Hollanda ekibi PSV Eindhoven'a konuk oldu. Sarı-kırmızılılar, rakibine Eran Zahavi (3) ve Mario Götze'nin (2) golleriyle 5-1 mağlup olarak tur şansını zora soktu. Spor yazarları, karşılaşmanın ardından PSV - Galatasaray maçını dikkat çeken sözlerle değerlendirdi. İşte o yazılar... (GS spor haberi)

LEVENT TÜZEMEN - 40 YILIN EN KÖTÜSÜ

Atletik oyunculardan kurulu PSV'ye karşı Galatasaray takım olarak hantal kaldı. Galatasaray'ın fizik gücü, oyuncuların aklı ve çabukluğu maalesef PSV ile mücadele edecek kaliteden çok uzaktı. 1985 yılından bu yana Galatasaray'ın Avrupa'da oynadığı tüm maçların çoğunu canlı olarak izledim. Gördüğüm en etkisiz, en silik, en güçsüz, en ağır ve pozisyon bilgisi en zayıf Galatasaray'ına tanık oldum. Mutlaka oyuncu takviyeleri yapılacaktır. PSV kadrosu rol model olmalı ve transferde atletik oyuncular tercih edilmelidir. 1996-2000 takımı akıllı, zeki, çabuk düşünen, becerikli ve atletikti.

Muslera'nın yediği goller hatalıydı. Ama taç atışını Ömer'in Marcao'yu kullanması ve onunda baskı altındaki Muslera'ya pas atması daha büyük hataydı. Oysa Terim idmanda Yedlin'i "Merkeze taç atmayın" diye uyarmıştı. Bu arada Muslera hatalı yediği gol sonrası arkadaşlarının verdiği geri paslarda, PSV tribünlerinin alaylı tavrından olumsuz etkilendi ve bedenen olarak sahadaydı ama zihinsel olarak maçtan koptu.

Erken gol için, "'Moralimiz bozuldu" yorumunu kimse yapmasın. PSV'li oyuncular öyle bir baskı yaptı ki; Galatasaraylı oyuncular rakip kaleye yüzünü bile dönemedi. Arda Turan tercihi Terim'in yanlışıydı. Arda'nın fizik gücü PSV'nin temposuna karşılık verecek durumda değildi. Yenilen gollerde Luyindama-Marcao ikilisi Zahavi-Götze ikilisini kontrol bile edemedi. Zahavi hayatının en kolay gollerini Galatasaray'a attı.

Terim belli ki İtalyanlar'ın 3'lü savunma anlayışından etkilenmiş. Galatasaray'ın savunmada oyuna 3'lü başlaması büyük hataydı. Bu anlayış PSV'nin kanatlardan çabuk hücum etmesine neden oldu. Özellikle 19 yaşındaki Madueke sol kanadı otoban gibi kullandı. PSV'nin kalitesine ve fizik gücüne dayanamayan sezona Galatasaray hezimetle başladı.

Not: Seyirci büyük güç. Covid vakalarından dolayı ülkeyi kapatan Hollanda'da tribünlerin ağzına kadar dolu olması şaşırtıcıydı. Rövanşta tribünler de aynı dolulukta olmalı.

REHA KAPSAL - MUCİZELERE KALDI

G.Saray, bu maçtan önce eksik olan pozisyonlara transfer yapamadı. Bu maç öncesi en önemli handikap buydu. Savunmanın sol kenarı, sağ kenarı, orta sahaya, hücum hattına gerekli takviyeler yapılmadı. Özellikle bu seviyede oyuncu, fiziksel sorunların yanında oyun anlamında eksikler varsa işiniz daha da zora girer. Maçta Muslera'nın gereksiz bireysel hatasıyla da geriye düşünce ana planı olmayan, savunmada da kalabalık duran ve pozisyon veren bir görüntü ortaya çıktı.

Bir de 3'lü savunma anlayışında birbiriyle pratiği olmayan oyuncuların -en başta Alpaslan- bu pozisyonda oynaması, sağ bekte Sekidika, Babel ve Kerem tercihi, orta sahada dinamizm yerine Arda gibi tempoyu kaldıramayacak oyuncu seçimleri vardı. Fatih hocanın bu tercihleri yenilen ilk golden sonra PSV'nin kurduğu karşı pres tuzaklarıyla da ikinci golü bulmasını sağladı. Devre biterken sarı-kırmızılılar golü bulsa da ikinci yarının başında yine geriye yaslanan fakat rakibe alan-zaman veren yerleşimiyle savunma hatasıyla da 3. golü kalelerinde gördüler. Maç burada koptu. Ömer'in yaptığı asist olabilir ama kendi kanadında savunma anlamında pozisyon hataları yaptı. Sekidika iyi niyetli olsa da savunma anlayışı iyi değildi. Luyindama ve Alpaslan yetersizdi. Aytaç tempoya ayak uyduramadı. Arda da yetersiz kaldı.

Hücumdaki isimlerin de beceri eksikliği saha içinde G.Saray'ın organizasyonunu sıkıntıya soktu. İlk devreye 2-1 girmişken oyuncu hamleleri de olabilirdi. Oynanan oyun 3 tane oyuncu değişikliğinin veya en kötü 2 değişikliğin bu dakikada olması gerekirdi 60. dakikada değil. Hatlar arasına bu kadar rahat top sokarken reaksiyon vermeyen, rakibin güçlü taraflarına önlem alamayan ve oyun merkezindeki baskılara karşı kurgusu olmayan, doğaçlama oyunlar bizim ligimizde yeterli olabilir.

Fakat bu seviyelerde sağlam oyun, ezberlenmiş oyunlar üzerine güçlü planlar olması gerekir. G.Saray'ın özellikle son yıllardaki en büyük eksikliği buydu. Kötü veya iyi oynarsınız fakat bir takımın oyun hafızasının olması gerekir. Çözümü oyuncu üzerinden değil oyun üzerinden rakibe karşı üstünlük sağlayacağınız ve o alışkanlığa bir an önce adapte olduğunuz düzen, size Avrupa'da diğer rakiplere karşı üstünlük sağlar.

PSV belki en üst seviyede değil ama en önemlisi bütün oyuncular ne oynadığını biliyor. Futbol aklı olan, tüm oyuncuların duracağı yeri bildiği, rollerin ezberlendiği sağlam tutarlı planları ve bunun getirdiği bir oyunları var. Rövanş için tabii ki şansını minimuma indiren G.Saray, oyuncu ve oyun eksiğiyle ilk maçta aldığı kötü sonuçla rövanşta turu geçmeyi mucizelere bıraktı.

SERKAN KORKMAZ - İPİ NEDEN ÇEKİLDİ?

Maçın başında Galatasaray taraftarında, yöneticiden teknik heyete, teknik heyetten tüm futbolculara kadar "kredisi en yüksek isim" Muslera'nın hatasıyla gelen gol kabus gibi bir gece vadediyordu. O gol başka birinin hatasıyla gelse, taraftar açısından sarı-kırmızılılardaki kariyer sonu bile olabilirdi.

İlk beş dakika dolmadan farkın ikiye çıkmaması mucizeydi. Temsilcimiz 20. dakika civarında bulduğu birkaç korner dışında sahada varlık gösteremiyordu. Hollanda'dan gelen yayın da "teknik arıza" nedeniyle sıkıntılıydı ve 25. dakikada tamamen koptu. Ben olsam maç görüntüsü gidince, zorunluluktan ekrana koyulacak "donuk kare" olarak, Galatasaray yedek kulübesindeki Feghouli, Mohamed ve Falcao ile birlikte kadraja giren bir Terim fotoğrafı seçerdim. Bu kare bile sahadaki Galatasaray'dan kat be kat daha özellikli bir seyirlik olurdu kuşkusuz.

Sebebi her ne olursa olsun bu seviyedeki bir maçı dakikalarca izleyememek tuhaf. Umarım Melih Gümüşbıçak'ın açıklaması uyarınca TV8'den kaynaklandığını sanmadığım bu aksaklığın gerekçesi ve sorumluları en kısa sürede ortaya çıkar. Keza; illegal bahis sitelerinin sanal pano reklamları nedeniyle yayında aksama olduğu yönündeki iddia (ya da iftira) dehşet verici.

Zahavi'nin 35'teki golüyle, Galatasaray açısından maç, hiçbir ışık vermeyen kadro ve futbol nedeniyle kolay kolay telafi edilemeyecek bir noktaya geldi sanmış ve farklı bir yenilgiye hazırlanmaya başlamıştık. Ta ki; Emre Kılınç'ın tek gerçek atağımızda bulduğu gole kadar (izleyemediğimiz bölümde ne olduğunu bilemiyorum elbet). Umutlanmıştık bir şekilde. PSV'nin üçüncü golüyle yeniden ekmeğimizle oynanıyordu. Skor 3-1'di ve sonuç maalesef ki fazlasıyla adildi. Üstelik vasat bir futbolsever bile rahatlıkla, PSV için "eksik ve kötü bir takım" diyebilecek durumdayken...

5-1'lik bir hezimete uğrayan Galatasaray içinse ne diyeceğiz, nasıl diyeceğiz bilemiyorum. "Umut, fakirin ekmeği" derler, -peki ya- "mucize" nesi o zaman; pastası mı? Çünkü sadece rövanşta değil sezon boyunca lazım olan şey hayli net; mucize... Galatasaray taraftarı sezon öncesi ekmek bulamadı bakalım bu sezon pasta yiyebilecek mi? Sahi; Mustafa Cengiz'in ipi tam olarak neden çekilmişti; hatırlayan var mı?

DİĞER HABERLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.