SERKAN KORKMAZ - İKİ KRİTİK SEÇİM
Galatasaray'da başkan gidiyor, biliyoruz ki; hoca da gidici. Oyuncu kadrosunda da durum, yönetim ve teknik heyetten çok farklı değil.
SERKAN KORKMAZ - İKİ KRİTİK SEÇİM
Galatasaray'da başkan gidiyor, biliyoruz ki; hoca da gidici. Oyuncu kadrosunda da durum, yönetim ve teknik heyetten çok farklı değil.
Babel ve Feghouli pahalı ve sözleşmeleri bitiyor. Dün akşam nitelikli bir orta saha olduğunu gösteren Pulgar ile Halil'se kiralıklar ve kesinlikle ayrılıyorlar... Atan (Gomis) ile tutan (Muslera) yaşlılar ve önümüzdeki sezonki verimleri hayli şüpheli. Finansal durum felaket.
Gelecek olan yönetim, gemiyi ilerletmek bir yana, su üzerinde tutmak için bile büyük enerji harcayacak. Yeni bir hoca, yeni oyuncular için (yoktan var edemeyeceklerine göre) eldekilerden satmak dışında kaynak bulmaları çok zor.
Takımdaki satılabilir ve özel oyuncular; Marcao, Nelsson, Mostafa Mohamed ve Kerem. Onları satınca gelecek parayla bu dörtlünün boşluklarını doldurmak ve bu sezon (27 milyon avro harcanmasına rağmen) çok dikkat çeken eksikleri gidermek için iş bilmek yeterli olmayacak.
Cimbom'a adeta sihirbazlık lazım; satarken de, alırken de... Bu şartlarda aday olan iki isme de "helal olsun". Üyeler, kulüp tarihinin en kritik seçimlerinden birine gidildiğinin idrakindeymiş gibi gelmiyorlar bana. Keza; çoğu bayram tatilinde olacak.
Seçilecek yönetimin futbol akıllarının (Cenk Ergün ya da Levent Nazifoğlu) seçeceği hocaysa 117 yıllık spor kulübünün geleceğini tayin edecek. Maçı bırakıp herkes takkeyi önüne koysun bence!..
REHA KAPSAL - TUTARSIZLIK!
Altay'ın ligde kalma ümitlerini yüksek bir şekilde devam ettirmesi için Galatasaray'ı yenmesi gerekiyordu. Tabii ki Büyük Altay, bu sezon bu konuma nasıl geldi onun irdelenmesi gerekir. Yeni stadıyla buluştuğu yıllar sonra bir sezonda, sezon başında yapılan teknik, taktik ve oyuncu transferlerini yanlış uygulaması sonucunda ligdeki konumunun buralarda olması tesadüf değildi.
Yoksa alt sıralarda düşme potasındaki takımlar içinde doğru organizasyonla yaklaşık 20 seneye yakın tekrar Süper Lig'e çıktığı bir sezonda çok rahat ligde tutunabildiği gibi ileriki sezonlar için de yapılanmayı doğru bir şekilde hayata geçirirlerdi. Doğru futbol aklının olmadığı günlük konuşmalar, heyecanla yapılan işler, bilgi ve doğru çalışmanın eksikliğiyle büyük olasılıkla geldiği 1. Lig'e üzülerek geri dönecek.
Galatasaray özellikle maçın ilk yarısında Kerem'le golü bulduğu gibi çok fazla da pozisyon da üretti. Bu golleri atmış olsaydı ilk devre maçı çok rahat koparabilirdi. Torrent'in bazı uygulamalarını anlamak mümkün değil.
Muslera, Gomis, Babel, Omar gibi 30 ve yukarı yaş oyuncularla oynamak, Boye, Halil, Mohamed, Cicaldau'yu yedekte bekletmek, Barış'ı, Morutan'ı kadroya almamak, Galatasaray'daki son sezonda ilk 11 oynayan ve yedektekileri bu geniş kadroda değerlendirmek hem de Altay gibi düşme potasındaki, yönetimi başta olmak üzere belirsizlik yaşayan bir takıma karşı bu seçim, tamamen yanlış.
Yanlış olduğu gibi Hamza Akman ve onun gibi gençleri bile İzmir'e götürmemesinin tek açıklaması; kendinin ne kadar kalan maçlarda puan alıp, gelecek yönetimin bu istatistiği görmesini sağlamak, aynı zamanda da bunun futbol kamuoyu içinde olumlu bir veri olarak konuşulup kendisinin başarılı olduğunu insanların bilmesini istemesidir.
Bir takımı aldıktan sonra ona oyun kalitesi ve standardı belirlemesi yüzde yüz olmasa da savunma ve hücumda daha kaliteli anlaşılabilir bir felsefe belirlemek, bir teknik adam için çok önemlidir. Farkı da bu yaratacaktır. Ama antrenmanda teknik-taktik olarak "tutarlılık" oluşmadığı zaman oyun ve oyuncu gelişiminden bahsedemeyiz.