Spor yazarları Galatasaray-İstanbulspor karşılaşmasını değerlendirdi!

SERKAN KORKMAZ - OKAN'A BORÇLU!

Okan Buruk'u yetersiz bulanlar online mı? 14 maçta 30 puan ve liderlik… Geç kurulmuş, yeni bir takım ve yeni bir yönetimle… Emre Taşdemir ve Barış Alper'le kazanılan Beşiktaş derbisi… Şampiyon yaptığı, şampiyonluk adayı Başakşehir'i 7-0 yenerek… "Bir var, bir yok Icardi", bitkin Seferovic ve emeklilik arifesindeki Gomis'le…

Okan Buruk'un buraya kadarki performansıyla en az Jesus kadar takdir edilmek en doğal hakkı. Onu sosyal medya kurgularıyla "yemek" için aportta bekleyenler online mısınız?

Ama Okan hocanın mücadelesi esas şimdi başlıyor. Rakip analizi, forma adaleti, maç önü ve maç sonu demeçlerinde "sıfır hata" hedeflemeli.

Eksiklerin tamamlanması kadar fazlalıklardan da kurtulmaya çalışılmalı. Hızlıca takıma kanalize olacak kaliteli yerli oyuncu almak şart.

Futbolu aşkla oynayan Mertens ve Gomis, takdiri fazlasıyla hak ediyorlar. Yusuf Demir oyuna girer girmez kalitesini sergiledi; daha çok süre almalı.

Icardi'yi tribünde görmek bile Galatasaraylıları mutlu ediyor. Dünkü maçta o olsa tarihi fark kaçınılmazdı. Aslında Kerem'in biraz daha şuurlu bir katkı yapması bile farklı galibiyet için yeterli olabilirdi.

Maçın sonunda İstanbulspor'un duran topla bulduğu golle bir çuval incir neredeyse berbat oluyordu. Galatasaray şu an liderse bunu Emir'in şutunu ayağıyla çıkaran Okan'a borçlu.

Kötü bir yönetim sergileyen hakem Bitigen bu pozisyonda "aut" diyerek en çok Okan'a haksızlık etti doğrusu.

Skor, yaşanan maçın karşılığı olmasa da 662 günlük liderlik hasreti sona eren sarı-kırmızıların Sivas deplasmanında işleri hiç kolay olmayacak.

Sebebi; ucuz bir kartla cezalı duruma düşen Torreira, Okan hocaya Sivas'ta en çok lazım olan oyuncuydu.

LEVENT TÜZEMEN - HOCAYA UYARI!

Galatasaray'a liderlik hayırlı olsun. Zirveye oturmak yönetime, teknik heyete ve futbolculara dilerim moral olur, oyuncular da önlerindeki maçlara liderliğin verdiği sorumlulukla çıkarlar.

İki ruhlu bir Galatasaray izledik. İlk yarıda Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir takım havasındaydılar.

İkinci yarı gol yememek için panik yapan, fazla top kaybıyla oynayan, taraftarın telaşlanmasına neden olan bir takım görüntüsündeydiler.

İlk yarıdaki Galatasaray, ideal kadrosuyla sahadaydı. Özellikle 37'lik delikanlı(!) Gomis, 5 net pozisyonun 2'sini gol yaptı, 3'ünü cömertçe harcadı.

Sağlı, sollu ataklarla İstanbulspor'a top göstermeyen, hücumun her türlü güzelliğini sahaya yansıtan, seyirciyi maçın içine çeken, Mertens'in harika oynadığı Galatasaray, attığından fazlasını kaçırarak soyunma odasına girdi.

İkinci yarıdaki Galatasaray'ın tanınmaz hale gelişindeki temel neden Okan Buruk'un yaptığı değişikliklerdi. Okan hoca, bence iyi oynayan takıma fazla dokunmamalı. Değişikliklerle Galatasaray'ın takım boyu kısaldı.

İstanbulspor'da Mehmet'in kafayla attığı gole savunmada müdahale edecek oyuncu yoktu. Yusuf, Mata, özellikle Berkan oyuna girdikten sonra Galatasaray'ın orta alan gücü düştü, ritmi ve dengesi bozuldu.

Okan hocayı bir kez daha uyarıyorum; Mata, Berkan, Yusuf Galatasaray'ın olmazsa olmazları değil. Galatasaray'ın istikrarlı kadrosu oynayabildiği kadar sahada kalmalı. Sakatlık olmadığı sürece değişiklik yapılmamalı.

Eğer Galatasaray garantili skor avantajını ele geçirirse o zaman Okan Buruk her türlü değişikliği yapabilir.

10 dakikalık uzatmada taraftar takımla birlikte savunma yaptı. Panik üst düzeydeydi. Herkesin "Aman gol yemeyelim" şeklinde yüreği hop hop etti.