REHA KAPSAL - PLANLI!
Galatasaray'ın 11 maç üst üste kazandıktan sonra yeni bir rekor ve zirve yarışındaki puan farkını koruyup hatta açması açısından Trabzon maçı çok önemliydi. Çünkü yakaladığı ritmi sürdürebilmek şampiyonluk yolundaki en önemli motivasyondu. Bordo mavillerde özellikle son 3 deplasmanında mağlup olarak Galatasaray karşısında lig yarışına az da olsa ortak olmak açısından alacağı 3 puan sezonun geri kalanı açısından çok önemliydi.
Abdullah Avcı'nın 11 tercihinde Lahtimi'nin oyuna başlamasına anlam veremedim çünkü UEFA listesinden bile çıkarılan bir oyuncuyu hem de son haftalarda hiç oyuna sokmadan süre vermeden bir anda böylesine önemli bir derbide başlatmak çok doğru olmadığı gibi Trabzonspor özellikle ilk 45 dakikada bir kişi eksik oynadı.
Trabzonspor'un en büyük sorunu sezon başından olduğu gibi bu maça da yansıdı. Oyun anlayışı olmayan bir takımın saha içindeki dizilişi sistemini konuşmak da çok doğru olmaz. Böyle bir orta sahayla böyle bir derbiye başlamak merkezde tek Siopis'le başlamak, Trezequet dururken Bakasetas'ı oyundan almak akıllıca değildi.
Geçen sene bu zamanlarda neredeyse hangi ay şampiyon olacak diye konuşulan bordo mavili takımın bu sene aynı aylarda lige bu kadar erken havlu atması gelinen noktadaki başarısızlığı net şekilde anlatıyor.
Galatasaray'ın bu seneki farkı yalnız öne geçtiği maçı kazanmak değil geriye düştüğü maçları da çevirebilmesi; oyun kaletesini net bir şekilde anlatıyor. Özellikle takımın omurgasındaki pas akışının ve mekaniğini Abdülkerim, Oliveira ve Mertens'le yine çok doğru yaptılar.
Belki ilk yarı zaman zaman telaştan sezonun geneline bakıldığında çok gereksiz acele ederek sabırsız şekilde yaptıkları pas hataları hücumda çoğalmalarını engelledi.
Saha içinde iyi odaklanan iyi savaşan galip gelmek için limitlerini zorlayan sarı kırmızılılar hak ettikleri 3 puanı alarak yollarına devam ediyorlar. Galatasaray iyi oynar kötü oynar, iyi günündedir kötü günündedir bazen saha içinde bazı takımlara zorlanır ama ben sahada her zaman ve her şartta planı olan bir takım görüyorum. Hemen hemen her maçta... Güçlü, dirençli, enerjisi yüksek ve kolay çözülmeyen bi' takım.
ZEKİ UZUNDURUKAN - NEREDEN NEREYE?
Trabzonspor derbiye 1-0 önde başladı. 12. saniyede Muslera'nın, tehlike hunisi içindeki Torreira'ya attığı pasta araya giren Abdülkadir Ömür, Maxi Gomez'e belki de futbol hayatının en kolay golünü attırdı.
Bu golden sonra Trabzonspor'dan yeni bir reaksiyon ve tempolu bir oyun bekledik. 1-0'ın avantajını kullanamadı Trabzonspor. Şoku erken atlatıp, baskıyı artıran ve golü bulan taraf Galatasaray oldu.
Abdullah Avcı'nın, bu sezon toplam 42 dakika görev verdiği Lahtimi'yi ilk 11'de oynatması doğrusu beni şaşırttı. Lahtimi, fuleli bir oyuncu olabilir ama güçlü bir fiziğe sahip değil. Savunma yönü de çok zayıftı. Naci Ünüvar neden oynatılmıyor! Bu kadar formsuz oyuncunun olduğu bir takımda Naci'ye görev verilmiyor! Neden?
Abdullah Avcı, ikinci yarıya başlarken Lahtimi'yi kenara alıp Gbamin'i sahaya sürdü. Yaptığının hata olduğunu anladı. Okan Buruk'tan da 2. yarı hamleleri geldi. İlk yarının iyilerinden Barış Alper'i çıkarıp, Yunus Akgün'ü oyuna dahil etti. Torreira'nın yerine de Berkan Kutlu girdi. Trezeguet gibi tecrübeli bir oyuncu, ceza sahasında rakip oyuncunun ayağına neden basar? Pozisyon bile yokken...
Penaltıda Icardi, Galatasaray'ı öne geçiren golü attı. Bu golle Nef Stadı'nın tribünlerini dolduran Galatasaray taraftarı adeta bir bayram yaşadı. İcardi, 9 gol, 6 asiste ulaşarak takımına mükemmel bir katkı vermiş oldu. Büyük oyuncu Icardi!
Abdullah Avcı, skora denge getirmek için peş peşe değişiklikler yaparak Bartra, Yusuf Yazıcı, Enis Bardi ve Umut Bozok'u oyuna aldı. Ama giren oyuncuların, haftalardır takıma bir katkısı yok. Giren de formsuz, çıkan da...
Uğurcan Çakır, Trabzonspor adına derbinin en iyisiydi. Müthiş kurtarışlar yaptı. 66'da bir kurtarışı var ki, Mertens gözlerine inanamadı ve içinden 'bu golü nasıl çıkardı?' dedi adeta...
Bordo-mavililer, Galatasaray ataklarında savunmada çok telaş yaptılar. Orta saha hücuma katkı veremedi. 78'de Bakasetas'ın yaklaşık 35 metreden vuruşunu Muslera çıkardı. Muslera bu pozisyonda sakatlandı ve oyuna devam edemedi. Dilerim önemli bir şeyi yoktur. Geçmiş olsun Muslera!
Lider Galatasaray, şampiyonluk yolunda önemli bir engeli daha 3 puanla aşarak galibiyet serisine devam etti. Daha çok pozisyona giren, daha baskılı oynayan Galatasaray'dı. Maçın son anlarında Boey'in net pozisyonu ve Kerem'in direkte patlayan şutu, Galatasaray adına şanssızlıktı.
Galatasaray 2-1 kazandı ama Uğurcan olmasaydı tarihi bir fark da elde edebilirdi. Trabzonspor'da kötü futbol ve deplasman yenilgileri devam ediyor.
Geçen sezonki Trabzonspor ile bu sezonki Trabzonspor arasında güneş ışığı ile mum aydınlığı kadar fark var. 13 yeni transfer yapıyorsun ve tel tel dökülen bir takım var ortada!
Dün Uğurcan kalede olmasaydı yanmıştı Trabzonspor! Şubat ayının başında ligde hedefinin çok uzağında kalan bir Trabzonspor var ortada artık. Bu kadro ilerisi için de hiç umut vermiyor.
Nereden nereye! Ne teknik direktör ne de futbolcular, artık kötü sonuçlara bir reaksiyon gösteremez oldu. En kötüsü de bu zaten! Galatasaray emin adımlarla şampiyonluğa koşarken, Okan Buruk'u da alkışlamak lazım. Yönetimin ve kadronun baştan aşağı değiştiği bir sezona damgasını vuruyor! Alkışlar Okan hocaya...
SERKAN KORKMAZ - 12. SANİYE 12. DAKİKA
Abdullah Avcı, maç günü Twitter'da "bu akşam İstanbul'da fırtına var" diyerek heyecan yaratmıştı. Maçtan önce yayıncının mikrofonuna "Galatasaray'ın geçen sene bize benzer gidişatı var. İştahlı ve arzulu oyunları var. Ciddi şekilde zaafları da var.
Baskılı olmalıyız" diyerek 12. saniyedeki golün sinyalini vermişti. Sarı kırmızılılar, Muslera - Torreira ortaklığıyla yenilen golden sonra uzun süre toparlanamadı. Barış Alper, Kerem yine savruk oyunlarıyla yerli oyuncu oynatma kuralına sitem ettiriyorlardı.
"Sanatçı Arjantinli" ceza sahasında nadiren buluştuğu toplardan birinde Mertens'e tarifsiz bir asist yaptı ve tabelaya eşitlik geldi. İkinci devre başında Okan Hoca, Barış'ın yerine Yunus'u oyuna sürmesi kimseyi şaşırtmadı ancak Torreira - Berkan değişikliğiyse zannımca çok büyük kumardı. Buruk, Berkan'a çok kritik bir maçın, en kritik dakikasında güvenerek farkını ortaya koydu.
Yunus'un, Rashica ve Barış Alper'den her koşulda iyi olduğunu söylemekten dilimde tüy bitti. Oyuna sonradan giren Yunus, penaltı yaptırarak Icardi'yi golle buluşturmayı başaran isim oldu. Oliveira ile Mertens, son birkaç maçtır sergiledikleri performansın üzerine çıkarak Galatasaray'ı dev maçta ayakta tutan önemli isimler oldular. Kerem'se ikinci yarıda çok daha verimliydi.
Okan Hoca'ya bir tavsiyem olacak; madem bu takım bu kadar korner kazanıyor acaba onları da mı Oliveira kullansa… 12. saniyesinde gol olan maçın 12 uzatma dakikasında iki takımdan birinin gol atamaması çok şaşırtıcıydı. Muslera'nın yaşadığı sakatlık sarı kırmızıların dev maç heyecanının önüne geçti.
Maçlar kazanılır, kaybedilir, şampiyonluklar da öyle… Fakat Muslera gibi sayısız zaferde başrol oynamış bir kaleci bulmak günümüz futbol evreninde neredeyse imkansız. Geçmiş olsun Muslera; umarım bu kez uzun süre sahalardan ayrı kalmazsın.
