Spor yazarları Ankaragücü - Galatasaray maçını yorumladı!
Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 26. haftasında deplasmanda Ankaragücü ile karşı karşıya geldi. Sarı-kırmızılılar maçtan 3-0'lık galibiyetle ayrılarak 3 puanı hanesine yazdırdı. Fotomaç Gazetesi yazarları da Ankaragücü - Galatasaray mücadelesini flaş sözlerle yorumladı. İşte ayrıntılar... | Son dakika Galatasaray haberleri (GS spor haberi)
Maçın tansiyonu 15 gün önceden başladı. "Bu zeminde top oynanır mı, bu ne rezalet!" falandır filandır. Hakikaten bu zeminde maç oynanmadı ama nasıl? Çünkü biri oynadı diğeri oynamadı, zemin bahane! Galatasaray 90 dakika boyunca istediğini yaptı. İlk yarı 3-0 yaptıktan sonra ikinci yarı oyuncu değişiklikleri, paslaşmalar, "Gol atsak da olur atmasak da olur çünkü önümüzde bir Avrupa maçı var" havası vardı sarı-kırmızılılarda. Futbolda bir deyim vardır; "En iyi antrenman maçtır." diye. Sen istediğin kadar iyi idman yap, maç yaparak kendini zorlarsan form tutarsın. Galatasaray dün gece ilk yarıda skoru aldı, ikinci yarıda tamamen antrenman yaptı. Güzel şeyler yaptılar, maçı da hakkıyla kazandılar.
Kimse kimseyi aldatmasın. Türkiye'deki zeminler öyle bir hafta 10 gün çalışmayla düzelmez. Makyaj yaparsın, o kadar! Ben hayatımda pavyona çok az gitmişimdir. Gece kulüplerinde loş ışıklarda makyaj yapan bayanlar çok güzel gözükürler ama sabah güneş çıkınca ne olduklarını görürsünüz. Türkiye'deki sahalar da aynen böyle!
Ben zemine parça çim getirilip koyulduğunu gördüm, kum atıldığını gördüm, parça parça başka yerlerden çimler kesilip toprağın üzerine 5-6 saat evvel serpildiğini gördüm. Daha da enteresanı yeşile boyandığını bile gördüm. Sonra diyorsunuz ki; Marka değeri! Hadi oradan ya ne marka değeri! Sen markanı toparlaman için önce sahalarını toparlaman lazım. Bunun da sorumlusu Türkiye Futbol Federasyonu. Çünkü her türlü yetki ve selahiyet onda var. Yoksa bunlar seneye yine konuşulur, havanda su dövülür. Valla şunu söyleyeyim bu zeminler devam ederse çok kaliteli oyuncu Türkiye'ye gelmez. Zaten gelmiyorlar, iyice biter.
Avrupa maçlarında İcardi gol attıktan sonra koşarak gelip çimde kayıyor. Çünkü hiçbir şekilde zarar görmeyecek onu biliyor. Türkiye'de gol attıktan sonra niye kaymıyor çimde? Dün akşam niye kaymadı mesela? Çünkü bir kayarsa üzerinde üç kilo çamurla kalkacak. Önceki akşam Rize-Fenerbahçe maçında İrfan Can Kahveci'nin suratını gördünüz. Adamın suratını temizlemek için bir kova su getirdiler kenardan. Hakem için söylenecek bir şey yok çünkü hakemlik bir şey olmadı. Düşünün Ankaragücü takımı bırakın Galatasaray'ı, hakemi bile zorlayacak futbol da oynamadı mücadelede de etmedi. Böyle giderlerse çok korkulu rüya görürler.
LEVENT TÜZEMEN – SANCHEZ MÜTHİŞTİ
Galatasaray, 23. şampiyonluğunu A.Gücü deplasmanında kucaklamıştı. Final haftalarına girilirken G.Saraylı oyuncular zirveye dev adımları yine Başkent'te attı. Coşkulu, disiplinli, istekli, arzulu, çalışkan ve yardımlaşması üst düzeyde olan bir G.Saray izledim.
Oyuncular hem keyif verdiler hem de kendileri oynadıkları futboldan keyif aldılar. Davidson Sanchez'e hayran kaldım. Sanchez'i iyi ki yönetim transfer etmiş. Kolombiyalı yıldız oyuna resmen hükmetti. Doğru pozisyon alarak rakibe pozisyon vermedi. Sakin ve sabırla geriden topu oyuna akıllı paslarla soktu.
Hücuma çıktı golünü attı. Hava toplarını kaybetmedi. Güvenliydi ve çevresine de güven verdi. Topu kaptıran her G.Saraylı oyuncu başta Mertens, Tete, Demirbay, Aktürkoğlu olmak üzere yeniden kazanmak için disiplinle rakiplerini kovaladı.
Bir şutu direkten dönen Oliveria yeni transfer gibi döndü. Oyunun başında yapılan önde baskı G.Saray'ın erken iki gol bulmasını sağladı. Kerem belki çok top kaybıyla oynadı ama çok çalıştı, çok mücadele etti. Tete'nin performansına bakınca dilerim bu güzel, etkili ve çalışkan oyunun artık bir istikrara oturtur. Köhn'ün kumaşı gerçekten parlıyor.
Alman disipliniyle yoğrulmuş Köhn'ün hücuma çıkmasını, ikili mücadelelerde ayakta kalıp topu kazanmasını, yabancılık çekmemesini hedef transfer olarak gördüm. İcardi daha diriydi ama yine istediği topları alamadı.
Bir ara kendisine pas atan ama topu şiddetini ayarlayamayan Kerem Aktürkoğlu'na, "Olsun takma takma kafana" diye tebessüm yaptı. Okan Hoca tüm oyunculara adaletli davranıyor. Zaha da hocasının adaletinin kıymetini bilmeli ve Joker Barış'a, Berkan'a, Mertens'e, Kerem'e bir göz atıp arkadaşları kadar koşup mücadele etmeli.
SERKAN KORKMAZ – MUHTEŞEM YARIŞ
"Bu lig son haftaya kadar nefes keser" cümlesini artık söylemeyen kalmadı. Kalbi zayıf olan Galatasaraylılar'a ve Fenerbahçeliler'e yakınları ve kendileri mukayyet olsun. Bu saatten sonra yok zemindi, yok yorgunluktu, bahane yok, iki takım içinde.
Ülke futbolunun başına gelip gelebilecek en güzel şeyleri bir arada yaşıyoruz; iki takımımız yeni yılda hala Avrupa arenasında, milli takımımız Euro 2024'e katılacak, 2032'nin ev sahipliğini aldık ve en az bunlar kadar önemlisi iki ezeli rakip; Fenerbahçe ve Galatasaray kıran kırana şampiyonluk yarışında...
Peki tüm bunları maddi ve manevi değerlere ne kadar çevirebiliyoruz? Futbol sıklıkla toplumun huzurunu ve neşesini kaçırmanın ötesinde finansal olarak da aşağıya doğru gidiyor. Bu kadar büyük bir eğlencenin, bu kadar çok pozitif gelişme varken bizleri yeterince mutlu edemiyor olması, anlaşılır şey değil. Sosyal medyada doğrudan ortaya atılan ve bazı yorumlarda ima edilen hakaretler, suçlamalar, komplolar neyse de kulüplerin resmi ağızları ve resmi hesapları da işin içine aynı makamdan girince "marka değeri" yerlerde sürünüyor.
Futbolumuzun ana geliri olan "yayın hakları bedeli" her geçen ihalede ufalıyor. Çok ama çok acı. Bu ortamda Fenerbahçe ve Galatasaray'ın teknik heyetleri ve futbolcularının birbirleri hakkında söyleyeceği her övgü, takdir ve iltifat çok değerli. Okan Buruk birkaç kez rakibi hakkında güzel cümleler kurmayı denedi ama diğer taraftan bir tek cümle dahi duyamadık. Benim haberim olmadıysa içtenlikle özür dilerim.
Okan hocam ve İsmail hocam; iş sizde bitiyor. Lütfen sahada döktüğünüz tere saygı duyun, sporcularınızla verdiğiniz mücadelede, sosyal medya trollerine ve yönetici ajandalarına kendinizi ezdirmeyin. Asırlık rekabetin, bu sezon sahne aldığı muhteşem yarış, nefes kesmesin, hayat versin.