İtalya Serie A'nın tecrübeli golcülerinden Fabio Quagliarella, Bleacher Report'a kariyeri hakkında bilinmeyenleri anlattı. İtalyan forvetin ağzından işte o gerçekler... Yıllardır İtalya'nın önde gelen takımlarında forma giyen forveti Fabio Quagliarella, 34 yaşına gelse de hala ailesi ile yaşıyor ve küçükken kullandığı yatak odasını kullanıyor. Quagliarella'nın en yakın arkadaşlarından olan Giulio De Riso ise Napoli'de bir bilgisayar dükkanında çalışıyordu. Quagliarella, telefonunun hacklendiğini öğrenince bu iş için en yakın arkadaşına danışmakta bir sorun görmemişti. Golcü futbolcunun en yakın arkadaşı ise bu sorunu halledebilecek biri olduğunu söylüyordu. Ancak ikisi de bu kişinin mafya ile bağlantısı olduğundan habersizdi... Quagliarella, o anları şöyle anlatıyor: ''Bir sorun olduğunu söylediğimde De Riso, sorunu çözecek kişiyi biliyorum demişti. Ardından Raffaele ve Fabio (Napoli mafyası üyeleri) ile tanıştım. Bilgisayarımı kurtardıktan sonra arkadaş bile olduk!'' 2.5 sene sonra ise Quagliarella'nın hayali gerçeğe dönüşüyor ve İtalyan forvet, doğduğu şehir olan Napoli'ye transfer oluyordu. Quagliarella'nın 18 milyon Euro'ya transfer olması, Napoli mafyasını da mutlu ediyordu. Napoli mafyasından bir üye, ''Çok mutlu olmuştuk. Çok gurur duyduk çünkü o, bu şehrin çocuğu. Bu dünyanın bir çocuğu...'' derken Quagliarella ise ''Bunun şehir için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Napoli taraftarları bende kendilerini görüyor. Sahaya çıktığımda herkes benle oluyor'' diyordu. ''Şehrimin takımındayım! Rüyalarımı gerçeğe dönüştürdüm. Bu statta bir taraftardım ve bu takım için gol atan birisine dönüştüm. Bu en harika his!'' Quagliarella'nun Napoli için hissettikleri tam olarak buydu... Ancak Napoli mafyası Quagliarella'nın peşini bırakmamıştı. Bu sefer telefonuna 'kimliği belirsiz' kişiler tarafından mesajlar gelmeye başlamıştı. Bu mesajlarda bir adres yazıyordu. Quagliarella'nın en yakın arkadaşı De Riso, ''Telefonu bana ver, datalarını çalmaya çalışıyorlar. Temizlemeye gideceğim'' diyerek en mantıklı hareketin bu olduğunu söylüyordu. İtalyan futbolcu çareyi telefon numarasını değiştirmekte buldu. Yeni bir telefon, yeni bir numara... Her şey çözülecekti değil mi? Hayır, öyle olmadı. Hatta daha da arttı. Telefona mesajlar, eve mektuplar. Ailesine bile mektuplar gelmeye başlamıştı. Quagliarella, bu mektupları şöyle açıklıyordu: ''Mektuplarda çıplak kızların resimleri vardı. Beni sübyancı olmakla suçluyorlardı. Fotoğrafları internetten indirmişler. Benim için çok kötü anlardı. Benden kötüsü annem de bu mektupları görmüştü. Onlar için daha kötü'' ''Ailem beni stalk edenleri benden saklamaya karar verdiler. Çünkü endileşenmemi istemiyorlardı. Futbol oynamak zorundaydım. Onlara eve yeni bir şey geldi mi diye sorduğumda gelmedi diyorlardı. Ama işin gerçeği yüzlerce mektup geliyordu'' ''Mektupları toplayıp polise gitmeye karar verdik. Mektupları plastik bir poşete koyduk. Tıpkı bir polisiye dizi gibiydi. Ya eve mektuplar geliyordu ya da telefonlarımıza mesaj geliyordu. Evden çıktığımız an korkmaya başlıyorduk. Bizi dışarıda da gözetliyorlardı. Babama 'Oğlunun dışarıda olduğunu biliyoruz. Onu bacağından vuracağız. Onu bu gece öldüreceğiz'' mesajı gelmişti. ''Babam sürekli arkadaşlarımı arıyordu. Güvende olduğumu bilmek istiyordu. Çevremizdeki herkesten şüphelenmeye başlamıştık. İşler gittikçe zorlaşıyordu. İnternette videolar çıkmaya başladı. Küçük kızlarla birlikte olduğumu, uyuşturucu kullandığımı söylüyorlardı. Masum olduğumu biliyorum ama insanların hakkımda ne düşüneceğinden korkuyordum'' ''Kafam tamamen dağılmıştı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sürekli tehlikedeyim diye düşünüyordum. Korkuyordum, dışarı çıkamıyordum. Antrenmana gidiyordum ama işimi doğru düzgün yapamıyordum. Çok ağladım. Utanmıyorum çünkü acı çekiyordum. Bunu kimin yaptığını bilmiyordum ve ailem de benle birlikte acı çekiyordu. Benim yüzümden ailemin başına bir şey geleceğinden korkuyordum'' ''Ancak hala profesyonel bir futbolcuydum. Elimden gelenin en iyisini yapmak zorundaydım çünkü insanların benden beklentisi büyüktü. Kulüp bana maaşımı veriyordu. İşimi bırakamazdım'' Quagliarella, 2010 yılında ise ezeli rakip Juventus'a transfer oldu. İtalyan golcü, transferi ''Napoli taraftarlarının gözünde bir idolken haine dönüştüm. İnsanlar beni artık sevmiyordu'' sözleriyle özetliyordu. ''Evime yanmış formalarım gelmeye başlamıştı. Sosyal medya kullanmıyordum çünkü artık korkuyordum. Antrenman yaparken sürekli Napoli'de kalan ailemi düşünüyordum'' ''Eve hala internetten çekilmiş çıplak kızlı fotoğraflar gelmeye devam ediyordu. Hatta bir gün bir fotoğrafta küçük oğlumun fotoğrafını kullandılar. Quagliarella'yı stalk yapan kişi ise uzun bir aradan sonra ortaya çıkıyordu. Tehditleri yapan, stalk eden kişi Quagliarella'nın eskiden 'arkadaş olduk' dediği Napoli mafyası üyesinden başkası değildi... Polis ve ailenin ortak çalışmasının ardından hikayenin gerçeği nihayet çözülüyordu. İşin gerçeği uzun bir aranın ardından çıkmıştı. Geriye ise Quagliarella'nın yaşadığı korku dolu yıllar ve büyük bir yıldız olmasını engelleyecek tehditler kalmıştı...