Dilmen: Gönderin gitsin!

Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe'nin sahasında 3-1 kazandığı Akhisar Belediyespor maçının ardından çarpıcı açıklamalarda bulundu: Oyundan 4 gol çıkması bu oyunun hakkı değil. Toplam 8 pozisyon var ama 4'ü hata. Son gol de hataydı. İlk golde kendi kalesine atıyor ki alnıyla veya kafasıyla kendi kalesine atamayabilir. Souza'nın golü geçen haftanın aynısı. Kjaer'in yaptığı hatayla Akhisar penaltısı geldi. 7500 civarında taraftar var. Artık seyirci de gelmiyor. Akhisar, Kadıköy'ü deplasman gibi de görmedi. İki senedir kaybetmiyorlardı. Karşılıklı ataklarla geçen ama pozisyon olarak sonuçlanmayan bir maç izledik. Penaltı doğru, sarı kart da doğru. Bu yıl ilk kez oldu, Fenerbahçe hiç oyuncu değişikliği yapmadı. Bu çok enteresan bir durum. Takım hafta içinde kupa maçında da oynadı Acaba ara var bu takımla devam etmek için yük binsin diye mi düşündü merak ediyorum. Ben değişik şeyler görüyorum. Van der Wiel bir anda ilk 11 oyuncusu oldu. Devre arası gönderemediler. Aatif da öyle, devre arasında göndermek istediler ama bugün 11'de. Wiel de piyasasını yapıyor, gidecekse oynayarak gitsin diye. Fenerbahçe, Hasan Ali'yle kontrat uzatmalı dedim ama bence van der Wiel de gitmemeli. Şener'le birlikte birbirlerini zorlayacak oyuncu UEFA kriterlerinde. Fenerbahçe'nin attığı bu gol ilerleyen dönemde 3'lü averaja da etki edebilir. Fenerbahçe, Başakşehir'le 1-0, 1-0 bitti. Galatasaray'ı 2-0 mağlup etti. İkili, üçlü averaj çok önemli. Bugün bir arkadaşım soru sordu bana. Beşiktaş şampiyon olur, Avrupa Ligi'ni de kazanırsa lig ikincisi direkt gider mi diye sordu. Bu kafalardaki soru işaretiydi. Geçmişte yaşanan benzer olayları araştırdım. Baktım gitmezmiş. Gidenler farklı statülerle geçmişte gitti. Beşiktaş 8 puan önde, belki yarın 5 puana düşebilir. Fenerbahçe 2'de 2 yaptı. Karabük'te de iyi oynamadı, bugün de iyi oynamadı ama 6 puan aldı. Attığı gollerin çoğunluğunda silah duran toplar. Beşiktaş'ta farklı kozlar var ama Fenerbahçe'nin duran top ve kontra ataktan başka bir silahını görmedik. Bireysel performanslara baktığımızda da zaman zaman Souza'nın ve son haftalarda Alper'in biraz daha ilerlediğini görüyoruz Lens'in de biraz daha hareketlenmesi lazım. İlk 11'e baktığımızda sezon arasında göndermeye çalıştığınız iki isim ve kiralık olan Lens var. Bazen büyük takımlardaki oyuncular şampiyonluk gidince illa hedef ikincilik olsun diye bir düşünceye girmiyor. Fenerbahçe en çok puan kaybettiği sezonlardan birini yaşıyor. Fenerbahçe içeride 30 bin üstünde oynadığı 17 maçın 14-15'ini kazanır diye düşünüyorum ben. Bugün oynadığınız takım (Akhisar) ligin en az gol atan takımı. 80 ile 90 arası 2-2'ye gelebilirdi. Soner'in ve Muğdat'ın pozisyonları var, savunmaya çarpıp kornere gitti. Neden oyuncu değişikliği yapmadı? Bu konu maçı izleyenlerin de dikkatini çekmiştir bence, mantıklı bir açıklaması olmalı. Oynayan oyuncuların da performansı yüksek değil. Kenarda oynayan oyuncular da kaleci hariç hepsi milli. Fabiano iyi oynuyordu, Volkan yokken iyi oynamıştı. Oynatsana Fabiano'yu, bu adam kiralık. Seneye devam ederse eğer diyecek ki, ben ağzımla kuş tutsam burada oynayamam. Kalecinin psikolojisini düşündüğümnüzde sadece İstanbul'da yaşamak değil de oynamak da ister. İyi oynadığı maçlardan gelip yedekte beklemek üzmüştür. 'ADVOCAAT'I GÖNDERİN GİTSİN' - Ben Fenerbahçe yönetiminin Advocaat'la devam etme kararını hayretlerle karşılıyorum. Oyuncuyu tersliyor, kötü konuşuyor, ona sorun, banane, yok Ukraynalı oyuncunun adı neydi diyor. Yani bir takımın da onuru vardır. Tazminatı ne ki, gönderin gitsin. Yeni gelen hocayla kaç puan kaybedersiniz ki? Advocaat da kafasında emekli olmuş, 3 oyuncu da değiştirir, 4 oyuncu da. Yok o oyuncunun adı neydi, yok bana sorma dersen böyle olmaz. Van der Wiel'i gönderecekti, şimdi Şener'in yerine 11'de oynatıyor Wiel'i gönderemedi, şimdi oynatıyor, Ozan'ı iyice sildi. Advocaat rapor vermiş. Ne raporu yani seneye yoksun sen ne raporu. Tamam belki Aziz Yıldırım'la konuşurken söylemiş olabilirsin. Neyin raporu ama bu? Devre arasında göndereceğim gitsin dedin, Avrupa listesine yazmadın şimdi Aatif'ı, Wiel'i oynatıyorsun. Takımda kaleci kiralık, Lens kiralık, Sow kiralık. Zaten Emenike diye bir oyuncu yok. Tedavülden kalkmış. Zaten taraftar takımdan bıkmış. Eyvah seneye bunlarda mı olacak diyecek Mehmet Ekici'yi aldı Fenerbahçe, iyi 3 tane daha oyuncu alabilirse şampiyonluk yarışında olur Fenerbahçe. Sağ tarafta iki tane oyuncun varsa bir daha oyuncu aramaktansa elinde tut. Solda da Hasan-İsmail'i tut. Savunman iyi zaten. Ama ileride ne yapacaksın? Aykut Kocaman gelecekse zaten Sow, oğlu gibidir. Ama nasıl Sow? Fizik durumu nasıl bunların analizi yapılması lazım. Şampiyonluk yarışından koptuğunuz zaman stat boş kalıyor. Eskiden çok maçlar yoktu. Ama şimdi Premier Lig, La Liga derken insanlar evde futbola doyuyor. Ülker Arena'da basketbol takımı full oynuyor. Ama takım iyi olsa bu sene de dolu tribüne oynarlardı. 4 büyükler şampiyonluktan koparlarsa 7-8 bine oynamaya mahkumdurlar. Kongre konuşuluyor, Aziz Bey devam edecek mi, etmeyecek mi. Bizim zamanımızda antrenmanlara 7-8 bin kişi gelirdi. Şimdi takım kötüyse maçlara gelmiyorlar. Malesef bu iyi günlerimiz. Seneye Fenerbahçe-Galatasaray şampiyonluğa oynarsa hareket olur ama Anadolu'da taraftar kalmaz Beşiktaş taraftarı maça konsantre oluyor, Beşiktaş'a gidiyor çayını kahvesini içiyor, yemeğini yiyor, eğleniyor. Önceden bakıyoruz Fenerbahçe, Galatasaray tribünlerine bakıyoruz neler varmış diyoruz. Ama şimdi nerede o taraftarlar? Ekonomistler, psikologlar, futbol adamları oturacaklar, bakacaklar, bir hesap kitap yapacaklar.