REHA KAPSAL - CESARET VE MEYDAN OKUMA
Böyle önemli turnuvalarda özellikle favori gösterilen rakiplere karşı alacağınız galibiyet ve puanlar gruptaki sıralamayı direkt etkiler. Hollanda Milli Takımı, Norveç ve bizimle beraber bu gruptan çıkmaya üç aday ülke takımı. Birbirleriyle oynayacakları maçlar, grubun kaderini belirleyecektir.
Hollanda, özellikle Ronald Koeman ayrıldıktan sonra, Frank De Boer'in gelişiyle ciddi manada oyun olarak geriye gitti. Antrenör yeterliliği tartışılan Frank De Boer'in başında olduğu bir Hollanda Milli Takımı ile oynamanın avantajını doğru bir şekilde kullandık. Oyuna ön alanda baskı yapıp, topun kurulumunu özellikle De Ligt ve Blind'e savunma başlangıcında kestik. İstekli oyun anlayışımız Burak'ın golünden sonra da topu rakibe verip sahayı hem enine, hem de boyuna daraltarak kalemize yakın alan parselizasyonunu doğru yapıp, taktiksel dizilime bağlı kalarak 75'inci dakikaya kadar fazla pozisyon vermeden götürmeyi bildik.
Savunmada özellikle Ozan Kabak ve Çağlar dengeli ve pozisyonlara bağlı bir şekilde yerleşim hatası yapmadan sahadaki duruşlarıyla güven verdiler. Okay'ın da savunmanın önünde hem yaptırdığı penaltı, hem de 45'inci dakikada çizgiden çıkardığı topla milli takım kariyerindeki hemen hemen en iyi maçını oynadığını söyleyebiliriz.
Hakan Çalhanoğlu, her zaman saha içinde oyuna kalite katan, akıl katan, rakip yarı alana oyunu taşıdığımızda en etkili hücum silahımız ve oyun güvencemiz. İkinci yarıda Hakan'ın golünden sonra maçı 3-0 yapınca 'Maç bitti' görüntüsüne girdik. Burada Hollanda'nın Klaassen ve Luuk de Jong gibi iki önemli silahının girmesiyle, topu da daha fazla rakibe bırakıp oynama anlayışımızın neticesinde iki gol yedik.
Burak Yılmaz, tartışmasız Milli Takım'ın 'ALFA' oyuncusu. Attığı goller kadar sırtı dönük oyunlarda topu tutup rakip yarı alanda kaldı, kendi yarı sahamıza gelip pas trafiğinin içinde akışı doğru bir şekilde sağladı. Son haftalarda kendi takımı Lille'de sakatlığından dolayı oynamasa bile kalitesini, zekası ve oyun bilgisiyle çok ekonomik olarak kullandı. Attığı frikik golü hem nefisti, hem de sıkıntıya giren A Milli Takım'ı rahatlattı. Her yaşında oyununu geliştiren görüntüsüyle, saha içi ve dışında Milli Takım'ın sosyal birlikteliğini sağlayan özelliğiyle Milli Takım'ın 'ALFA' oyuncusu Burak Yılmaz.
Uğurcan Çakır da ligdeki başarılı performansını milli takıma taşıyıp kalede güven veren görüntüsüyle arkadaşlarını rahatlattığı gibi saha içinde onlara da güven aşıladı. Özellikle son dakikada kurtardığı penaltıyla, grup favorisi Hollanda karşısında ileride oluşabilecek ikili averaj konusunda Milli Takım'ın avantajı elinde tutmasını sağladı. Tabii bu oyunun çıkmasındaki en büyük faktörlerden biri de teknik direktörümüz Şenol Güneş.
Avrupa Şampiyonası elemelerinde grup kuraları çekildiğinde hedefi yüksek koyup, Avrupa Şampiyonası'na gittiğimiz gibi Dünya Kupası eleme kuraları çekildiğinde de bu hedefi ve iddiayı ortaya koydu Şenol hoca. Dünya Kupası'na gideceğimizi söyledi. Turnuvaların farklı oynandığını, bu dinamikleri lehine çevirebilecek potansiyel bir oyuncu topluluğumuz olduğunu dile getirdi.
TURGAY DEMİR - TARİH BÖYLE YAZILIR
Hollanda üç kez Dünya Kupası finali oynamış bir rakip. Mevcut kadrosundaki oyuncuların önemli bir bölümü, Liverpool, Juventus, Barcelona, Lyon, ManU gibi devlerde forma giyiyor… Peki bunlar bizi korkuttu mu? Hayır! Burak Yılmaz'ın dediği gibi biz hiç kimseden korkmayız… Korkmadık da… Maçın başından itibaren, güçlü rakibimiz karşı rahat, özgüvenli ve yaptığımız işten keyif alarak oynadık. Burak Yılmaz tarih yazdı ve bunun üzerine benim Burak için başka bir şey yazmama gerek yok.
Eskiden onlar bu kadar rahat olurlardı, dün de aslında öyle havalı bir başlangıç yaptılar. Biz kaleye gitmek için zorlanırken onlar iki pasta kalemize gelebileceklerini gösterdiler. Sonra mı… Sonra bizim çocukların akıllarına kimseden korkmamaları gerektiği geldi. Bizimkilerin önemli bir bölümü de Avrupa'nın devlerinde forma giyiyorlardı ve özgüvenleri yerindeydi…
Çağlar, Ozan, Burak müthiş oynadılar diyeceğim ama böyle bir detaya gerek yok çünkü tüm takım şahane oynadı. Çoğu maçta kaçırdıklarımızı bu kez attık. Burak ve Hakan'la durumu 3-0 yaptığımızda rakibimizin yaşadığı şaşkınlığı anlatamam.
Fark üçe çıktıktan sonra oyunun şekli değişti. Şenol hoca 64'teki Yusuf- Caner değişikliği dışında bekledi… Sanırım iyiler arasından kimi çıkaracağını bulamadı ya da kıyamadı. Bu durum az kalsın 3-0'dan 3-3 olan Beşiktaş-F.Bahçe maçına dönüyordu ki, Kral Burak bir kez daha sahne aldı ve muhteşem bir frikikle maçı aldı, götürdü… O gol olmasa işi kotarabilir miydik, bilmiyorum.
Yorulan oyuncuyu değiştirmek, çok beklememek, sahaya taze kan sürmek gerek sevgili hocam… Skorlar çok çabuk değişebiliyor malum. Her neyse… Kupa 2022'ye iyi başladık. Darısı Norveç ve Letonya maçlarına…
