Karadağ-Türkiye maçı sonrası yıldız isme büyük övgü! "O harekete şapka çıkartılırdı"

CANA CAN KATAR - TURGAY DEMİR

Grubun en iddialı takımlarından birine dört, ötekine üç atarak başladığımız grupta daha sonra tüm avantajımızı kaybetmiştik. Kötü gidişatı ortadan kaldırmak için birileri bir şey yapmalıydı, TFF de onu yaptı ve doğru kabloyu kesti; Şenol Güneş gitti, Kuntz geldi, böyle oldu; artık Milli Takım uzun yoldan da olsa Katar'daki finallere gitme şansına sahip. Çok şükür.

Karadağ bizim grubun en ısırgan takımı, ne canlar yaktılar. Maçın hemen başında golü yiyince, "Eyvah!" dedik… Erken cevap vermeliydik, aksi halde rakibe öz güven gelirken biz panikleyebilirdik. Kerem, Abdülkerim, Halil gibi çabuk oyuncularımız var ama ön tarafta da kalabalık savunma arasında kaybolan bir de Burak var. Topu ona versen olmuyor, vermesen olmuyor.

Bizim iki süper bücür baktılar olacak gibi değil, aralarında paslaştılar, Ömür verdi, Kerem attı ve maça döndük. H H H Burak önde top tutamıyor, Caner klasik ortalarla takılıyor, Berat risk almıyor ve topu yanındakine vermekten öte gitmiyor.

Kapanan bir takıma karşı bu şartlarda ikiyi bulmak kolay değildi. Berat-Orkun değişikliğiyle ortadan öne doğru harika bir dörtlümüz oldu; Orkun, Ömür, Kerem, Halil. Nitekim Orkun bulduğu ilk pozisyonda golü attı. Kuntz, oyunu tutmak adına bir çok hamle yaptı ve orta sahayı güçlendirdi.

Hollanda, Norveç karşısında öne geçince yapmamız gereken tek şey buydu çünkü artık beraberlik bile bize yetiyordu. Kazandık, mutluyuz… Şimdi play-off oynayacağız. Kaybettiği parayı bulan çocuk gibi mutluyuz... Milli sevinç başka bir şey, insan duygusala bağlıyor. Kim, ne derse desin, cana can Katar böyle galibiyetler.

GENÇLİK ATEŞİ - SİNAN VARDAR

Yazıma bir turizmci olarak başlamak istiyorum. Karadağ harika bir ülke, mutlaka tavsiye ederim. Maç için kaldığımız 3 günde bize harika konukseverlik gösterdiler. Karadağlı kiminle görüşsem bizi Dünya Kupası'nda görmek istediğini belirtti. Kağıt üzerinde kolay gözükse de böyle maçları oynamak zordur. Maça erken yediğimiz golle yenik başladık.

Millilerimiz, bu sürpriz golün ardından oyunu rakip sahaya yığdı. Tabii bu baskının en önemli nedenlerinden biri de ev sahibi ekibin 7 önemli isminin forma giymemesiydi. Rakipte; korona virüs nedeniyle oynamayan 4 oyuncunun birinin de dünyaca ünlü golcü Djurdjevic olması takımımız için önemli bir avantajdı. Zeki'nin formsuz olması nedeniyle savunmada zor anlar yaşadık.

Uğurcan klasına yakışmayacak hatalar yaptı, Burak formsuz, Hakan milli formayla yine etkisizdi. Gençlik ateşleri dün gecedeki zaferimiz mimarlarıydı. Çağlar; 90 dakika boyunca tek başına bir takım gibi oynadı. Merih'le birlikte takım arkadaşlarını ateşlerken öne geçtiğimiz golün hemen ardından kale çizgisinden öyle bir top çıkardı ki; sakatlanma pahasına ayakla topa uçuşu şapka çıkartılacak cinstendi.

Abdülkadir gibi müthiş yeteneğin eski günlerine dönmesi beni keyiflendirdi. Burada teknik direktör Kuntz'u da tebrik etmek istiyorum. Büyük cesaretle ikinci yarıda oyuna soktuğu Orkun iyi futbolunu harika bir golle süsleyerek geceyi aydınlatan isim oldu. Alman Hoca'nın, gençlere inanması beni umutlandırıyor. Bravo hocam aynen devam...

Neticede grup elemelerinde gerilim filmini aratmayan bir sürecin ardından grubu ikinci sırada bitirerek PlayOff şansını yakaladık. Ben bu takıma inanıyorum. Çoğunluğu gençlerden oluşan AyYıldızlı millilerimiz iyi konsantre olursa rakip kim olursa olsun başarılı olur. Bu gençlere inanalım, milli takıma destek olalım. Bu doğru yoldan ayrılmazsak güzel günler bizi bekler.

ARTILAR VE EKSİLER - REHA KAPSAL

Yine bir grup aşamasında son maça kalan matematik hesaplamalar, hem bizim oynadığımız maç, hem Norveç-Hollanda maçı ve bunun da devamındaki play-off klasmanındaki alacağımız sıralama… Futbolda herhalde bizim ülkenin makus kaderi bu olsa gerek. Hep bunun nedeni turnuvalardaki ya başlangıçları çok iyi yapıp, ondan sonraki istikrarsız sürecimiz veya çok kötü başlayıp işleri toparlayıp son bölümdeki başarılı performansımız...

Karadağ'ı yenmemiz tabi ki bizim açımızdan çok önemliydi. Bu maçı geçtiğimiz için teknik kadro ve oyuncuları kutlamak gerekir. Yalnız playoff oynayacağımız sürece kadar saha içindeki bozuklukları düzeltmek adına da yapılacak çok iş var. Çünkü maça Kuntz bu kadro ile başlayabilirdi. Yalnız hem ilk devre hem de ikinci devre, öne geçtikten sonraki 2-1'lik süreçte biz önde olan takımdık.

Sanki maça 2-1 gerideymişiz gibi hem oyuncu hamleleri, hem de oyun hamleleri oldu. Bir de oyuncu değişiklikleri geç dakikalarda olduğu gibi hamle oyuncuları da o oyunun çağırdığı oyuncu profilleri değildi. Hakan Çalhanoğlu ile Çağlar Söyüncü'nün çok başarılı performansına diğer oyuncular ayak uyduramadı.

Böyle final maçına daha fazla saha içinde reaksiyon veren oyuncu topluluğu olması gerekirdi. Sahadaki oyun liderimiz Hakan ise, duran toplarda yalnız kornerleri değil cepheden tüm frikikleri de Burak değil Çalhanoğlu'nun kullanması gerekir.

Bunun gibi çok detay ve saha içindeki gelişmesi gereken ayrıntılar üzerine bu 5 aylık süreçte Kuntz ve ekibinin ciddi mesai harcaması gerekir. Oyuncuları daha iyi tanıması gerekir. Örnek olarak takım 2-1 öndeyken, Berkan Kutlu'yu hücumda sol çizgi pozisyonunda hamle yapmak yerine orta sahanın düştüğü dakikalarda Berkan'ı orta sahaya monte edip hücumda da sol çizgiye Kenan Karaman'ı değerlendirebilirdi.

Tüm umutlarımızın bittiği anda milli takım play-off'a gittiği için emeği geçen herkesi tebrik etmek gerek. Yalnız bu artımız kadar da saha içindeki kurgular, planlar, oyuncu seçimleri, değişiklikler, dizilişlerdeki eksiklikleri de mart ayına kadar gözden geçirmeliyiz.

FUTBOL BÖYLE BİR OYUN - ERMAN TOROĞLU

Sinirleri geren iki maç Norveç-Hollanda, Türkiye'nin sinirleri gergin, Karadağlı oyuncular daha rahatlar. Yapılacak bir hata çok şeyi götürecek. Milli takımımızın oyuncuları çok koştular, iyi yardımlaştılar, sahaya iyi yayıldılar ama maçta da defansta Çağlar'la Merih müthiş oynadılar özellikle Çağlar.

Hücumda zaman zaman etkisiz kaldık. İlk başlarda rakibimiz daha etkili pozisyonlara girdi. Biz daha hücum eder gözüktük ama onlar daha tehlikeli yerlerden kalemize geldiler. Ama maç ilerleyip, skoru bulduktan sonra çok rahat oynadık.

Geçen maç Kuntz, Barış'a çok tahammül etmişti ama Barış da o maçta çok koşmuştu. Yalnız bu maçta Burak'a haddinden fazla tahammül etti. Çünkü Burak güçsüzdü. Toplara vurup şut atacak hali yoktu. Onun güçsüzlüğü ve rakip defansın arasında ezilmesi iki hücumcumuzu etkiledi.

Kimleri? Kerem'le Halil'i. Orada fizik olarak daha hazır bir oyuncu olsa hava toplarına çıksa, rakip defansı biraz meşgul edip dağıtsa, Kerem'le Halil o zaman çok daha fazla iş yapıyorlar. Ama Burak hareketsiz olup, etkili olmayınca diğer ikili de rakip defansın arasında ezildiler.

Kerem bir pozisyon yakaladı kendine has bir gol attı. Ama Burak bu ikilinin daha fazla gol pozisyonu girmesini engelledi. Tabii bunu Kuntz'a sormak lazım. Karadağ'a elinden geldiği kadar mücadele etti.

Top tekniği yüksek oyuncuları var ne de olsa Yugoslav ekolü ama takım olarak zamana ihtiyaçları var. Birkaç sene sonra çok daha iyi hale gelecekleri belli. Alman hakem Alman gibi maç yönetti.

Kuntz'un teknik direktör olduğu yerde Alman hakemin bizim maça verilmesi de bizim açımızdan biraz şanstı herhalde! Bu turnuvaya iyi başlayan milli takımımız sonra aldığı sonuçlar işi zora soktu. Neyse bir müddet daha işi uzattık. Bazıları diyecekler ki "Ne var kardeşim İtalya'yla Portekiz'le aynı pozisyonda oynayacağız" futbol böyle bir oyun.