HERR KUNTZ
Almancada güzel bir söz vardır; 'Düşmek suç değildir, düşüp kalmak suçtur' diye.
HERR KUNTZ
Almancada güzel bir söz vardır; 'Düşmek suç değildir, düşüp kalmak suçtur' diye.
Lüksemburg beraberliğiyle düşüp, Faroe Adaları yenilgisiyle tam anlamıyla yere serildik.
Bay Kuntz'un futbolcu seçimi, futbolcuların pozisyonlarıyla oynaması ve hamle tercihleriyle ilgili ciddi şüphelerim olsa da geldiğimiz noktadaki bir numaralı sorumlu olduğunu düşünmüyorum.
Bu bir süreç meselesi. Son yıllarda görev alan teknik adam ve yöneticilerin de bu sonuçlarda dahli var.
Ama Stefan Kuntz da utanç verici Faroe Adaları yenilgisinin sorumluluğundan kaçamaz.
Almanya Ümit Milli takımıyla böyle bir yenilgi alsa hali ne olurdu acaba? Alman medyası onun gözünün yaşına bakar mıydı? Bu tarz mağlubiyetler dünyanın her yerinde benzer tepkiler alır.
Faroe adalarına kaybedip, "10-11 kaliteli oyuncunuz olmayınca yerlerini doldurmak zor oluyor" demek ne? "Bu takımın şu anki realitesi bu" ifadesi ise tam anlamıyla talihsizlik.
Yani bizim gerçeğimiz, Faroe Adaları'ndan kötü olmak mı? Bence Kuntz'un asıl göstergesi maç sonu açıklamalarında saklı. Madem Almanca başladık öyle bitirelim. Herr Kuntz, Jeder ist seines Glückes Schmied... Herkes kendi kaderinin demircisidir Bay Kuntz.
İLETİŞİM PROBLEMİ
Güzel Türkçemizde, "Masaya yumruğunu vurmak" diye bir deyim vardır. Sanırım bu bazı insanlar tarafından yanlış anlaşılıyor.
Siz önünüzdeki sehpa ya da masaya vurduğunuzda olsa olsa karşınızdaki sizin astınızsa bir etki yaratabilirsiniz.
Ama bu hareketi eşitler arasında, hele hele televizyonda ve basın mensuplarına karşı yaparsanız, en nazik ifadeyle "yakışıksız" bir davranış sergilemiş olursunuz.
Hamit Altıntop'un, Faroe Adaları yenilgisinden sonra Kuntz'un görevinin başında olduğunu açıklamak adına başvurduğu yöntem bu olunca ortalık karıştı.
Devletin kanalında bu şekilde racon kesmek kabul edilebilir bir tavır değildi.
Eğer amaç medyaya ve bazı yöneticilere karşı güç gösterisinde bulunmak ise bu her şeyden önce iyi yönetim, iyi iletişim ve saha başarısıyla sağlanır.
Aksi halde bu isyan, "O Aslan buraya gelecek" fıkrasından öteye gidemez.