Bordo-mavili kulübün sosyal medya hesapları üzerinden yayımladığı röportajda soruları yanıtlayan Çimşir, sert mizaçlı görülmesine rağmen öyle birisi olmadığını, çok konuşmayı sevmediğini ancak dinlemeye gayret ettiğini söyledi.
İkizler burcunun özelliklerini taşıdığını anlatan teknik adam, "Bazen onun ruh haliyle git gellerim olabiliyor. Bunu farkında olmadan yapıyorum. Bundan da bazen eşim rahatsız oluyor. Gülerken bir anda yüzüm düşüyor ama ailesini seven sessiz, sakin olumlu bir adamım. İnsanları üzmekten çekinirim, korkarım." ifadelerini kullandı.
Çimşir, "Hayatında futbol olmasaydı?" şeklinde soruya, "O tarafını hiç düşünmedim. 40 yaşındayım bugüne kadar gelenlere olumlu veya olumsuz hepsine şükrettim. Tercihlerim var. Değiştirebildiklerim, değiştiremediklerim var. Tercihlerim zaten benim isteklerimdi. Futbol bunlardan bir tanesiydi. Onda da elimden geldiği kadar başarılı olmaya çalıştım. Futbol olmasaydı ne olurdum bilmiyorum. Memur, işçi veya doktor olabilirdim. Ancak ne olursam onu da en iyi şekilde yerine getirmek için uğraşırdım." yanıtını verdi.
Futbolculuk yıllarında kendisini etkileyen teknik direktörün Özkan Sümer olduğuna işaret eden Çimşir, çok sayıda teknik direktör ile çalışmasına rağmen Sümer'in kendisinde farklı bir yeri olduğunu vurguladı.
Hüseyin Çimşir, "Elinizde sihirli bir değnek olsaydı takımda hızlıca neyi değiştirirdiniz?" şeklinde soru üzerine, "Yusuf Sarı'ya Türkçe öğretirdim. Anlayıp anlaşılmakta sıkıntı yaşıyoruz. Ona Türkçe'yi öğretmek isterdim." diye konuştu.
"FUTBOLDA HIZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ"
Oyun felsefesine değinen Çimşir, topa sahip olan, topla beraber hızlı hücum ve savunma yapabilen bir formatı benimsediğine dikkati çekerek, "Hücum yaparken savunma güvenliğini alıp savunma yaparken de topu kazanıp biran önce hücum yapmak gibi bir felsefem var. Futbolda hız benim için önemli. Fiziksel ve düşünsel hız önemli. Bunları takıma adapte edebilirsem çok daha farklı olabilir diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Trabzonspor sevgisinin anlatılamayacağını ancak yaşanabileceğini ifade eden Hüseyin Çimşir, şöyle devam etti:
"Trabzonspor aidiyetle bağlı olmayı öğretti. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Bir camiaya, bir gruba veya bir topluluğa ait olmak ister. Aidiyet sevgiyi gerektirir. İnsan sevmediği bir yere aidiyet duygusuyla bağlanabileceğini düşünmüyorum. Parçalar bütünü oluşturur ama bütünün güzelliği parçaların ortak değeriyle alakalıdır. O da aidiyettir. Mutlu olduğun yerde fedakarca davranıp kendinden bir şeyler verirsin. İlla karşılık beklenerek yapılan bir şey değildir."
İyi bir teknik direktör olmanın ilk şartının, anlamak ve anlaşılmak olduğunu vurgulayan Çimşir, kulübün tarihinde hikayesi okunan bir antrenör olmayı hedeflediğini kaydetti.
Futbolcu olmasını en çok isteyen kişinin babası olduğunu anlatan Hüseyin Çimşir, şu görüşleri paylaştı:
"Balıkçı bir ailenin çocuğuyuz. Balık işinde kazanıyorsunuz, kazanamıyorsunuz, geçim şartları kolay değildi. Ona rağmen babam yememizi, giyinmemizi bir şekilde karşılıyordu. Borç alıyordu, ödüyordu. Bazen geceleri sabaha karşı kalkar ballı süt yapardı. Futbolcu olmam için kulübe girdikten sonra buraya gelebilmek için fedakarlıklar yaptığını düşünüyorum. O konuda hakkı ödenmez."
Ligde takımın kazandığı puan ve potansiyel açısından herkesin bir beklentisi olduğuna işaret eden Çimşir, kulüp başkanı Ahmet Ağaoğlu ve yönetim kurulunun kendisini teknik direktör yaparak bir özveride bulunduklarını aktardı.
"BEN DE TARAFTAR OLSAM KAFAMDA ACABALAR OLABİLİR"
Trabzonspor'da teknik direktörlük görevinin kolay olmadığının altını çizen Çimşir, şunları kaydetti:
"Benim bir antrenörlük geçmişim var ama birinci adam olarak bakıldığı zaman ilk takım Trabzonspor. Sağ olsunlar o konuda bana güvendiler, inandılar. Onları mahcup etmemek birinci önceliğim. Bunun için de daha fazla çalışmak gerekiyor. Ben de taraftar olsam kafamda acabalar olabilir. Acaba yapabilecek mi, becerebilecek mi? Bunlar doğal şeyler ama ön yargı, yapamaz, edemez demek kötüdür ve doğru bir yol değildir. Benim antrenörlük potansiyelimi bilmiyorlar. Bilip de bunu 'yapamaz, başaramaz' demek ön yargıdır. O ön yargıyı da kırmak kolay bir şey değildir. Bunun için özellikle başarılı olmam gerekiyor."
Taraftarlara da mesaj gönderen Hüseyin Çimşir, "Kimsenin tarafı olmasın, taraf olacakları yer Trabzonspor. Camianın etrafında birleşsinler. Oyuncu da olur antrenör de olur. Sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz ama eğer bu kulübün ben teknik direktörüysem, oyuncu da formasını giyiyorsa koşulsuz, kayıtsız, şartsız destek olmak zorundalar. Ondan sonra zaten gidişatla ilgili bir olumsuzluk olacaksa zaten tepkilerini gösterebilirler. Benim onlardan ricam; bu takımın yanında olsunlar, destek olsunlar. Tarafları Trabzonspor Kulübü olsun. Biz yan yana durursak biz bize yeteriz." şeklinde görüş belirtti.