Maslahatgüzar!
Beşiktaş, şampiyonluk yarışında inanılmaz bir strese girmiş... Bunu maçın birinci dakikasından son dakikasına kadar hem biz hissettik daha da önemlisi bizzat oyuncular da hissetti. Rakip Bursaspor, ahı gitmiş, vahı kalmış bir takım... Süper Lig'den hem ruh olarak hem de kalite olarak çok uzaktalar. Üstelik, son 3 maçta 16 gol yemişler ve taraftarlarıyla aralarında büyük bir problem var. Buna rağmen ilk yarı direndiler. Beşiktaş, o kadar stresli ki iki pası bir arada yapamadılar. Top kayıpları, acele edilen paslar, manasız vuruşlar ve sahada kendini attırmak istercesine oynayan tuhaf bir Quaresma vardı. Rakip dirense de, Beşiktaş stresi yaşasa da her geçen dakika Beşiktaş golü ha geldi ha gelecek diyorduk. Fakat bunlara rağmen golü Bursaspor buluyordu. Kubilay sağdan bomboş içeri girdi. Aslında onu o anda boş bırakan Beşiktaş defansına da kızmak lazım. Ama kötü vurdu, daha doğrusu Fabri'nin üzerine vurdu ve Bursa golü kaçırdı. Belki de maçın kırılma anıydı. Bu dakikadan sonra Şenol Güneş, Cenk'i ikinci santrfor olarak sahaya sürdü ve ardından da Cenk golü buldu. Bu golü attıklarında Beşiktaşlı oyuncuların suratını görmek lazım. Aslında haklılar da... Bu maçta gelebilecek bir puan kaybı, Başakşehir'i lider yapacaktı. Tam maç böyle bitecekti ki Bursa tüm riskleri eline aldı ve bitime saniyeler kala da Aboubakar ikinci golü yaptı. Eğer bu maç normal şartlar altında şampiyonluğun haraketlendiği son birkaç maça denk gelmeseydi Beşiktaş, Bursaspor'u darmadağın ederdi. Görünen o ki, Beşiktaş aynı stresi pek tabii ki Başakşehirliler de önümüzdeki 3 karşılaşmada yaşayacaklar. Allah yardımcıları olsun.Gelelim Bülent Yıldırım'a... Artık hakem değil, maslahatgüzar gibi maç yönetiyor. Oyunun ilk dakikalarında Quaresma'nın rakibinin sırtına basması var. Bırakın kart vermeyi, dönüp yüzüne bakmadı bile. İlk devrenin son dakikasında Quaresma kart gördü ve bu kartı alkışladı. Burada da bir şey yok. Ve Quaresma, 89 dakika oyunda kaldı. Dedik ya Türk hakemleri çoğu zaman Türk futbolunun katili durumundalar.