UEFA Uluslar Ligi’ne bakışımız değişmeli
Macarıstan'I hafife alıp hedef maç olarak dün akşamı gördüğümüz fikrini önceki gün dile getiren Sırbistan'ın hocası "haklı olabilir" diye düşünmüştüm ama dün sahaya çıkan 11'imizin kazanmaktan daha çok kaybetmemek üzerine kurgulanmış olduğunu baştan söylemek lazım. Ruslardan 3 gol yiyen Sırplar'ın son 8 maçında iki kalede 36 gol olması Güneş'i tedirgin etmiş. Rakip 3-5-1-1 dizilişiyle oynarken bizim 4-2-3-1'deki ısrarımız da oyunu kısırlaştırdı. Bazen rakibe göre radikal dizilişler, hatta bu stoper zenginliğinde üçlü defansı denememeliyiz.Kale ve defans göbeğinde çıtayı çok yükselttik ama hücum konusunda eksik kalacağımız daha santra düdüğünde belliydi. İrfan, Cengiz, Hakan Çalhanoğlu ve Burak'ın olmadığı bir 11'den yaratıcılık ve hücum zenginliği beklememek lazım zaten. Enes Ünal ve Kenan Karaman, Süper Lig'de şampiyonluk yarışı verecek takımlarda banko 11 oynayacak seviyede değiller, Milli Takım kadrosuna da derinlik katmak dışında bir işlevleri yok. Bu iki isimde ısrarcı olmak milli formayı bekleyenlere de haksızlık oluyor… Son 8 maçta rakip fileleri 12 kez havalandıran Mitrovic'i iyi kitledik, Tadic'in tadı kaçıktı, Milinkovic Savic de kadroda yoktu. Sırbistan'ın hocası Tumbakovic "Coşkulu oyun ve bol pozisyonlu bir maç bekliyorum" demişti ama dün Kolarov kırmızı görmeden önce de sahalarında oyununun kontrolünü kısa dilimler haricinde ellerine geçiremediler. Biz de 40 dakika 10 kişi oynayan rakibe 1 gol bile atamadık
Bizim Uluslar Ligi'ne bakışımız değişmeli. Bu maçları hazırlık olarak görmek ilerideki turnuvalarda hesaplarımızı bozabilir. Çalhanoğlu, Cengiz ve İrfan, 20'li yaşlarında 3 günde bir maça çıkmaya alışkın. Milli Takım'ın hücumda beraber oynama alışkanlığını kazanması gerekiyor. Abdülkadir Ömür'ün de katılımıyla Güneş'in ekim ayı hedefi bu olmalı, olacaktır da zaten…