Acilen bu işi bırak!
30 Eylül 2015, Çarşamba

ERMAN TOROĞLU

Acilen bu işi bırak!

Beşiktaş-Fenerbahçe derbisindeki hakemle Kasımpaşa-Rize maçındaki hakeme gelelim gelmesine de öncesinde şunu da bir konuşalım... 40 yıldır Türkiye'de futbol ahlaksızı, pozisyon sahtekarı veya pozisyon hırsızı futbolcularını konuşan ne bir teknik adam gördüm ne de yönetici... Hiçbirisi çıkıp da "Benim futbolcum futbol ahlaksızlığı yapmıştır. Biz bu ahlaksızlıkla 3 puan kazandık. Bir daha böyle bir şey istemiyoruz. Çünkü bunlarla benim takımım kazanırsa yarın kaybedecektir. Bu futbolcuların hepsinin kökünün kazınması lazım. Ben de takımımda böyle futbolcular istemiyorum" dediyse bana bildirin. Bu da yetmiyor, kazandığı sahte bir hareketle, futbol hırsızlığı ile aldığı puandan sonra sahanın ortasında teknik direktör ve futbolcular sevinç yumağı oluyorsa, hakemin çıkıp (kusura bakmasın) son derece aptalca, "Ben hata yaptım, yanlış yaptım" beyanatını vermesi doğru değil. Hakemin maç bitiminden sonra konuşması yasaktır. Sen böyle konuşursan sana bugün, "Aslanım ne güzel yaptın, sen ne kadar şeker çocuksun. Sayın Deniz Çoban seni pışpışlayarak uyutmak lazım" diyen o basının bir kısmı, yarın senin idare edeceğin başka bir maçtan sonra, "Hadi bakalım bugün de özür dile Çoban" diyecekler. Hatta diyecekler ki, "Derbi maçının hakemi de çıksın özür dilesin." Senin acilen bu işi bırakman lazım. Bu yazılı ve görsel basının ağırlığı, üç büyük kulübü tutarlar. Bunlar için hakemler zurnanın son deliğidir. Çünkü onların taraftarı vardır. Hakemin taraftarı yoktur. Onun için de ne bir teknik direktör ne bir yönetici ne de bir başkan, "Benim futbolcum sahada futbol ahlaksızlığı yapmıştır" diye konuşur. Onun için de hakem hakem gibi olacaktır. Doğru ya da yanlış düdüğünü çalıp basıp gidecektir. Hatayı fazla yapıyorsa da bu işi bırakacaktır. Kimse onlara Allah aşkına gelin de hakem olun demiyor. Bu işi de silah zoruyla yapmıyorlar. Bıraksınlar bu işleri.

NE TORBALAR DEĞİŞTİ NE DE TAVŞANLAR
Hakemlik yaparken binbir cambazlık yapıp binbir takla atarak, bazıları da kişiliklerinden harcayarak maç almaya bakarlar. Bazıları hakemlikten sonra gözlemci olmak için 4 takla atar. Bazıları da komitelere girmek için bırakın 4 taklayı, 14 taklayı, siyasileri devreye sokarlar. Peki bu taklaları atanlar bu araya soktukları insanlarla MHK'lere gelenler sonra nasıl hakem tayini yapacaklar. Yukardan birileri onlara, "Bu maça şu hakemi gönder" dediğinde ne yapacaklar? Bakın çok net yazıyorum... Yıllarca bu işler böyle oldu. Zaman zaman düzgün yapıldı. Ama o düzgün zamanlar azdı. Onun için de kimse kimseyi kandırmasın. Beyler! Size çok ufak bir hatıramı anlatayım. Yıllar önce bir Trabzon- Fenerbahçe maçından 5 gün önceydi. Fenerbahçe'de o zaman yönetici olan Hayri Yazıcıoğlu, "Bu haftaki maçımıza seni istiyoruz" dedi. "Trabzon'da senle oynarsak yüzde 50-50 oynarız yoksa bizi duman ederler" diye ekledi. Kendisine "Bu hafta benim sıram yok. Hafif de bir sakatlığım var. Bu iki sebebi de bırak hakemler kura ile çekiliyor" dedim. O zamanlar hakemler torbadan kura ile çıkıyorlardı. Üst düzey hakemler buna son derece karşıydık. Hayri'nin cevabı enteresandı, "Sen torbayı filan bırak maçı yöneteceksin." Hayri benle konuştuğunda salı günüydü. Perşembe günü TFF'deki kurada maalesef Erman Toroğlu çıkarak o maçı yönetti. Çünkü torbanın içine 3 tane Erman Toroğlu atarsan bir tane Erman Toroğlu çıkacaktır tavşan gibi. Maalesef yıllar geçiyor ne torbalar değişiyor ne tavşanlar ne de sahada oynayan futbol sahtekarları, futbol üçkağıtçıları, futbol düzenbazları. Bazılarına bu cümleler ağır gelebilir ama maalesef bunlar yüzünden çok maçlar kaybediliyor, çok maçlar kazanılıyor haksızlıkla. Belki de çok ocaklar sönüyor... Neden derseniz, haksız şekilde küme düşürülen takımlardan futbolcular başka takımlara transfer olarak giderken ölüyorlar yollarda bunu da gördük. Bazen insanın ağzına konuşmak için neler geliyor ama yutkunuyorsunuz. Ama hiç olmazsa sizi aptal yerine koyamıyorlar. Uygulamaları net görüyorsunuz. Yöneticilerin birbirinden farkı yok. Hepsi bu alemi çok iyi biliyorlar. Kafalarında hep şu var, "Dün benim yaptığımı bugün başkası yapıyor mu?" Futbola zarar vermişler, marka değerini ayaklar altına almışlar hepsi hikaye. Türkiye'de bir şike süreci yaşandı. Sonucunun ne olduğunu gördük. Daha neden bahsediyorsunuz.

SAHTEKARLARI TESPİT İÇİN EKİP KURULMALI
Peki bu futbol düzenbazlarını neden şimdiye kadar halledemedik? Futbol Federasyonu sahadaki hakemi aldatmaya yönelik hareketler için bir ekip kurmalı, bunları televizyondan belirlemeli ve bunlara en az 5 maçtan başlayan cezalar vermeliler. Bakın o zaman bir daha bu futbol sahtekarları piyasaya çıkacaklar mı? TFF Başkanı'nın bu konuda yetkisi vardır, istediğini PFDK'ya gönderebilir. Yıllar önce Ankaragücülü bir oyuncu kramponlarıyla kalenin yan ağlarını yırttı ve hakeme yanlış karar verdirdi. Hakem Adnan Türkkan hakemliği bıraktı. Futbolcu ceza heyetine gitti ama aldığı ceza azdı çünkü disiplin kurulu futboldan nasibini almamış hukukçulardan kurulmuştu (zaten genelde böyle oluyor) sonunda ne oldu biliyorsunuz o zamanki TFF Başkanı Şenes Erzik bu futbolcuya bir kez daha disiplin heyetine gönderdi ve iyi bir ceza verdirdi. Yıllarca benim gördüğüm tek olay budur. Başka da görmedim.

ÖNCE FORMAYA BAK SONRA DERBİ YÖNET
Derbi maçının hakemi Halis Özkahya'ya gelince; hakem olsa soyunma odasına geldiğinde formaların hem önüne bakardı hem de arkasına... Bakmadığı için sahadaki pozisyonlara tek taraflı baktı herhalde. Birinin formasının arkası lacivert diğerininki siyahtı. Daha bunu bile beceremeyen bir hakem derbiyi nasıl yönetsin!

CÜNEYT YUKARI DİĞERLERİ AŞAĞI
Türkiye'de hakemler kötü... Futbol Federasyonu manevi, özellikle de maddi çok büyük destek vererek Cüneyt Çakır'ı yukarıya doğru itti. Bence doğru da yaptılar. Ama Cüneyt Çakır'ı iterken, Cüneyt Çakır'ın babası, oğlunun rakiplerini geriye doğru itti. Mesela; Fırat Aydınus, mesela Selçuk Dereli, mesela Bülent Yıldırım... Acaba diyorum şimdi sırada istikbal vadeden Ali Palabıyık mı var? Çünkü bu hakem derbide çizgi hakemi olarak görev yapıyor. Öyle bir maçta ben şahsen Ali Palabıyık'ı bu görevde görmek istemem. Çünkü hakemlik aleminde söylenenler, "Şimdi sırada Ali Palabıyık var." Bu alem enteresandır, içinde olmayan bilmez. NO T: Cüneyt'in final maçı idaresine Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören özel uçağı ile giderken, Serdar Çakır'ı da yanına alırsa sonra o Serdar Çakır profesyonel hakemlerin eğitilmesinde başrol oynarsa sonra da Türkiye'de bu işler olursa sakın kimse bu işler neden bu halde demesin.

VAN PERSİE HAKLI
Van Persie yardımcı hakemin yanındaki daracık çim alanda ısınmaya başladı. İkazlara rağmen tribünün önündeki ısınma alanına gitmedi. Kimisi "ukala" dedi kimisi "şımarık." Ama bu işi araştırdığımda o kenardaki futbolcu ısınma alanının halı saha gibi suni bir çimden olduğunu öğrendim. Van Persie de orada ısınmamakla son derece haklıdır. Bu ligde tonlarca para harcıyorsunuz, o statta derbi oynatıyorsunuz sonra futbolcuya diyorsunuz ki "Sen mermerde ısın sonra da sana bilardo sahasında top oynatayım." Van Persie hareketinde son derece haklıdır. Bizim aptalca yaptığımız uygulamalar yüzünden.

GÜNEŞ AYIP ETTİ
Şenol Güneş bazen güzel şeyler söylüyor bazen de ayıp ediyor. G.Birliği ile oynadıkları maçta İlhan Cavcav bir pozisyonla ilgili kimseyi töhmet altında bırakmadan fikrini söylüyor. Ama Şenol Güneş'in cevabı sınırları aşıyor:"Cavcav'ın o mesafeden gözleri görüyor mu?" Cavcav çok sakin karşılık veriyor, "Ben gazeteyi gözlüksüz okuyorum." Ya şöyle deseydi ne olurdu acaba? "Şenol Güneş benim yaşıma gelse göreyim onun gözünü." İnsanların sağlıklarıyla asla alay etmeyeceksiniz.
BİZE ULAŞIN