Ne ekersen onu biçersin!
Diyeceksiniz ki, tuhaf bir maç. Aslında, futbolda tuhaflık arada sırada olur. Ne ekersen, onu biçersin. Sarı-lacivertli takımın maçlarına bakın. İlk başta biraz hevesli ve istekliler; ama maç devam ettikçe oyundan düşüyorlar, tempoyu yükseltemiyorlar. Peki, bakın bakalım sezon başından bu yana Fenerbahçe kadrosuna, kaç futbolcu sakatlanmış ve bu sakatlıklardan dolayı oynayamıyorlar.Sarı-lacivertliler, daha hala ideal kadrolarını bulmuş değiller. Sakın sakatlık bahanesinin arkasına saklanılmasın. Sakatlığın iki sebebi vardır; ya teknik direktör tarafından yanlış çalıştırma ya da futbolcunun kendisine bakmaması, bu kadar net. Gerisi laf-ı güzaf!
Aykut Kocaman geçen hafta hakemleri hedef gösterdi. Peki hakemleri hedef gösterince ne oluyor, şu oluyor: "Ben bu işi iyi yapıyorum, yönetici iyi yapıyor, futbolcular ellerinden geleni yapıyorlar ama hakemler bizim galip gelmemizi engelliyorlar!. Bize verilenler verilmeyenler, rakiplere verilenler verilmeyenler.."
İyi güzel de bunları dediğin zaman yönetici ve futbolcu da diyor ki: "Biz vazifemizi yapıyoruz, vazifelerini yapamayanlar hakemler!
Buyrun dün akşam F.Bahçe'nin yediği gollere bakın... Volkan bir yan topta dağlara taşlara çıkıyor ve önündeki stopere konuşmuyor. Stoperi kafayla indiriyor ve gol oluyor. Volkan da stopere fırçayı basıyor. Yani seyirciye diyor ki, "Kabahat stoperde, bende değil!"
Stoper de diyor ki; "Niye bana konuşmadın" ve kulağını gösteriyor. Yani Fenerbahçe'de herkes birbirini şikayet ediyor. Futbolcular birbirlerini, teknik direktör hakemleri ve yönetimini.. Peki, seyirci kime şikayet etsin bu Fenerbahçe'yi? Kombine al, forma al, seyahate git, maçlara git; sonra sinirden hasta ol, parmaklarını ye. Neredeyse ayak baş parmaklarını yiyecekler Fenerbahçeli seyirciler..
Gençlerbirliği aman aman futbol mu oynadı, hayır... Ellerinden geldiği kadar mücadele ettiler. Mağlup olsalardı kimse onlara bir şey demeyecekti.
Ama 1 puan çıkarttılar.
Şimdi bakalım kabak kimin başına patlayacak, Aykut tarafından... Ama Aykut'un yedek kulübesindeki yüz ifadesi şunu gösteriyor: "Ben oyunu kaybettim, okeye dönüyorum!