Tenis mücadelesi gibi oldu!
90+5'TE kendi hatalarınla maçı veriyorsan, ağlamayacaksın. Topu kendi kalende görmek istemiyorsan, o topu kendi kalenden tutabildiğin kadar uzak yerde tutacaksın. Çünkü rakip o topu getirene kadar mutlaka hata yapacaktır.Mesela Abdülkadir Ömür, Trabzonspor takımında topu ayağında en iyi tutan adam. Ayağına topu verirsen ya rakibini geçiyor, ya da faul yaptırıyor. Abdülkadir'in topla oynadığı her pozisyonda bordo-mavililer tehlikeli ataklar yapıyor ya da rakibin yaptığı faulü sonrasında nefes alıyor.
Peki ne oldu dün gece? Sen topa vurdun, top tenis topu gibi kalene sürekli geri geldi durdu..
Hakem mi? Çok düzgün maç idare etti çocuk. Vücut dilini çok iyi kullanıyor.
"Ben bunu gördüm, bu kararı verdim" diyor. Haliyle de futbolcular onun vücut dilinden etkileniyorlar.
Hakem dün Trabzonsporlu futbolcuyu net kırmızı kart sonrasında attı.
Aslında Trabzonsporlu Hosseini'nin yaptığı hareket taammüden adam öldürmek. O suçtan direkt olarak hapse girersin. Ama ardından ne oldu? Bu kez de Alanyasporlu oyuncu N'Sakala onlara yardım etti. Yani demek ki o da adeta zeka özürlüymüş.
Maç bir anda 10'a 10'a geldi.
Dün akşam Tanrı da yardım etti ama Trabzonspor bundan faydalanamadı.
Şampiyonluk yarışında yürüyen bir takım, 90+5'te gol yemez.
Senin defansında 1.90-1.95'lik adamlar olur, her kafa topuna çıkıp alırsın; defansının önünde bir duvar olur, rakip bu duvara gelip çarpar geri döner; böyle bir özelliğin yok!
O zaman bu kadar mahkum oynamaya da hakkın yok. Dün akşam Trabzonspor, denizaltının aldığı yara gibi büyük bir torpille yara aldı. Denizaltıda delik açıldı.
Zaten görünen o ki, ligin ne olacağı 1-2 haftaya kadar netlik kazanacak. Trabzonspor dün gece fazla da oynamadan eline gelen nimeti resmen tepti