Orta saha devrede!
İlk maçların zorluğu bilinir. İyi de çalışsanız, kaliteli de olsanız, omuzlarınızdaki yük ayaklarınızı kilitler. Saracoğlu'nda 45 dakika bunu izledik. Oyunu döndüren, baskıyı kıran, bu zeminin şoka alışık isimleriydi. Hasan Ali ortaladı, Moussa Sow kafayı vurdu ve düğüm çözüldü.Eskişehir'in Volkan ile karşılaştığı ilk dakika 20'ydi. O ana kadar Fenerbahçe ceza alanına top bile atamadılar. Baskı, gol arzusu ve bir an önce kaleye gitme isteği maçı tek kale haline getirdi.
Meireles'e geliyordu ilk toplar. Diego bu kez üçüncü bölgede, "son karar" için bekletildi. Bu organizasyon ön tarafta daha çeşitli atak şansları ve fauller kazandırdı Fenerbahçe'ye. Ancak kalabalığın içinden çıkacak, beklenen bireysel parlamaları izleyemiyorduk. Hasan Ali'nin tek başına, "her şey" olmaya çalıştığı sol kanadın atak etkinliği neredeyse yoktu. Tek orta, ilk golün getirdi: bu da maçın kendi ironisiydi.
De Souza'yı Shaktar maçlarında çok ağır eleştirdim, dün ise defansif olarak mükemmele yakın oynadı. Bu rakip farkı mı, form gelişmesi mi? Beklemeye geçtik.
Diego'nun şovu sonrasında Fernandao'nun çivisi vardı. 2-0 sadece devreyi değil, maçı da bitirdi aslında. Bunun üstüne Causic'in 58'deki kırmızısı gelince, takım tempo yapıp, risk almaktan vazgeçti.
Skoru kabullenen Eskişehirspor'u görünce Pereira, kulübedeki kozlarını da attı sahaya, oynayanları dinlendirmek, kenardakileri maç havasına sokmak için. Maçın göze batanlarını orta sahalar olduğunun belirtelim tekrar. Nani'nin önceliği hala tribünlere gol sevinci ile koşmakta. Gole rağmen Moussa ortada yok. Fernandao bu bölgede yine en isteklisi.
Kalite ile maçı kazandılar. Koşmaktan da sakınmadılar. Ama birbirlerini tanımaya, anlamaya ve hissetmeye ihtiyaçları var. Yani; zaman herkese doğru performansı gösterecek.