Sen yaptın!
Fenerbahçe için yazacak-söyleyecek yeni bir şeyimiz yok. Vitor Pereira için de öyle. Her maçın final olduğu bir dönemde, "Beşiktaş'ta puan kaybedecek" edasıyla oynadılar. Kaybı göze almış, kazanmayı "bir şeylere" bırakmış gibiydiler. Oyuncularına duygusal diyen Portekizli genç hoca, yine rakip takım oyuncusuyla didişti. Kulübeler birbirine giriyordu az kalsın. Sakin kaldılar, sakin oldular, normal bir maç yaptıklarını anladılar.Diego'yu oynatarak ofansif, Hasan Ali ile de defansif olduğunu zannediyor birisi. Maç boyunca Konya ceza alanına topla girmeye çalıştılar, olmadı. Ortalarla denediler, elbette olmadı. "Nasıl kaçar?" diyeceğimiz bir hareket, pozisyon göremeden dakikalar devriliyor, kazanılan değil, rakibin kaybedeceği puanlar üstüne şampiyonluk hesapları yapılıyordu. Fenerbahçe nasıl ellere düşmüş, nasıl yönetiliyor, bu anlayışı nasıl kabul ediyor anlamak mümkün değil.
Böyle durumlarda oyunculara yönelir şimşekler. Hepsi, taktik konsantrasyon içinde sınırlarını zorluyor aslında. Kapasitesi olup da, eksik kalan belki Nani diyebiliriz. Pereira'dan da torpili alıp, sahada kaldı 90 dakika. Alper için Volkan Şen'i işaret eden tabela kalktığında, o bile kendi kendine "haksızlık" diye düşünmüştür muhtemelen. Konya golünün hikayesi bol. Elle düzeltilen top, ofsayt pozisyonunda pas haline geldi. Cüneyt Çakır da, Bahattin Duran da birlikte yol verdiler atağa. Bu ikili, ilk yarıdaki Kasımpaşa maçında da, Beşiktaş'ın üçüncü golü öncesi, tacı yanlış vermiş, Atiba'nın elle oynamasına "devam" demişti. Uyumları mükemmel yani!
Aykut Kocaman'ı beğenmeyip, Pereira'yı takımın başına getiren "akıl", şimdi trollerini harekete geçirir. "Onlar mı yaptı, ben yaptım" derken, baksın Konyaspor'un gelişimine-istikrarına... Evet, "Sen yaptın"; bu takımı bu hale sen getirdin. Kalan maçların sözü bitmedi elbette. İki takımın da puan kaybedeceği haftaları yine yaşayacağız. Fenerbahçe için rahmetli Çetin Altan'ın deyimiyle "enseyi karatmayın" demek isterdik ama "şampiyon" gibi oynamıyorlar. Şampiyon takımın aklına sahip teknik adamları da yok, büyüklüğü bilebilecek başkanları da.