Lidersiz, dilsiz, ritimsiz
Ozan sakatlanıyor, Tolga oyuna girinceye kadar Milli Takım iki dakikada yine iki gol yiyor. Bu nasıl profesyonellik? Bir futbolcu kulübede forması üzerinde, ayakkabısı ayağında olmadan oturur mu? Tolga hazır olsa, Ozan çıktığında hemen oyuna girse kademe kaybolmayacak ve golleri de yemeyeceğiz.. Kulübeler podyum değil..Ukrayna'nın hocası Shevchenko basın toplantısında Emre Mor için, "Emre'yi durdurmak çok zor" demişti.
Terim'in 4-6-0 anlayışla Emre'yi kanattan koparıp uçta "santrfor" gibi kullanınca Milli Takım 10 kişi oynadı. Emre verimsiz olurken İzlanda savunmasının arasında kayboldu.
Terim'e "Yasin'de ne buluyorsun?" diye son kez soruyorum. Yasin, top tutamaz, adam geçemez, orta yapamaz, etkili pası da hiç veremez. Emre yine sağda oynasaydı, Mevlüt ya da Cenk'ten biri golcü olsaydı İzlanda savunması bu kadar rahat eder miydi? Emre kanatta olsaydı İzlanda'nın sağ tarafını da felç ederdi.
Fransa'ya kadro istikrarının yarattığı uyum sayesinde gitmiştik. Şimdi her maça değişik onbirlerle çıkıyoruz. Milli Takım'ın acilen kadro istikrarına ihtiyacı var. Deneme yanılma metoduyla kadro oluşmaz..
Savunmanın önünde iki ön liberoyla oynayacaksak bir oyuncu mutlaka Selçuk tipinde oyuna akıl koyan biri olmalı.
Çünkü Ozan Tufan, Kaan Ayhan ve Tolga Ciğerci rakibi karşılama ve top çalma konusunda başarılılar ama topu oyuna sokma konusunda etkili değiller.
Hakan Çalhanoğlu'na sadece frikik atsın, kornerleri kullansın, duran topları kessin diye mi katlanacağız. Hakan ayaklarına hakim bir oyuncu ama maalesef oyuna akıl koyamıyor. Oğuzhan'da ve Arda'da gördüğümüz farklılığı Hakan sahaya yansıtamıyor. Oyuncular saha içinde birbirleriyle hiç konuşmuyor. Bu Milli Takım hem lidersiz hem dilsiz hem de ritimsiz.