Galatasaray'ın iki farklı yönünü izledik. Kaleci Mert atılıncaya kadar oyun hakimiyeti, pozisyon zenginliği Galatasaray'ın elindeydi. Bu süreçte İcardi'nin yoktan var ettiği gol, bireysel kalitesinin ve pozisyon takibinin güzelliğiydi. Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra Galatasaraylı futbolcular, buna ister rakibi küçümsemek, ister, "Nasılsa kazanırız" duygusuna kapılmak deyin, gereksizyere vites düşürdü. Final paslarında ciddi hatalar yaptılar, hücuma çıkarken inanılmaz top kayıpları yaşadılar. Tete'nin iyi oyunu Torreira'nın mücadele gücü, Boey'in savaşçılığı, Sanchez ile Abdülkerim'in mükemmel uyumuna Zaha;Kerem, Kaan Ayhan ve özellikle geldiği günden beri hiçbir maçta etkili oynayamayan Angelino eşlik edemedi. Okan hoca, oyuna müdahalede geç kaldı. Zaha'yı daha erken kenara almalıydı. Galatasaray;temposuz, etkisiz oynarken vemaç bitti gibi davranırken Chamberlaincezayı kesti. Golün başlangıcında Angelino'nun rakibini engellememesi çok büyük hataydı. Amir'in hediyesi ile kazanılan penaltıyı İcardi gol yaparken Galatasaray'ın aklını başına getirdi ve bu gol arkadaşlarını Bayern Münih öncesi yaşayacakları travmadan çıkardı. Beşiktaş'ı dakutlamak gerekir 10 kişilik süreçteGalatasaray'dan daha iyi pas yaptılar,daha organize atağa çıktılar. Tek zaafları savunmalarının ağır olmasıydı. Okan hoca, Zaha'yı ve Tete'yi daha uzun süreli oynayabilecek fiziksel performansa taşımalı. İcardi, çok çalıştı, takımını sırtladı, mükemmel bir golün yanı sıra penaltı golüne imza attı ve tribünleri ayağa kaldırdı. Galatasaray'ın beraberlik skoruna isyan eden oyuncusuydu. Galatasaray, Mertensgirdikten sonra Beşiktaş savunmasınınönünde daha çok top tutup,daha etkili paslar yaptı.