Fikret Orman'ın Beşiktaş'ın başkanlık koltuğuna oturması, siyah-beyazlı kulüp için milat oldu... Çok sıkıntılı bir süreçten geçiyordu Beşiktaş… Kulübün kapısında icra kamyonlarınınbeklediği, alacaklıların sıraya girdiği bir alacakaranlık kuşağına girmişti Kara Kartal… Beşiktaş'ailişkin medyaya yansıyan haberler;sadece borç yükü ile alakalıydı. Öylesine bir girdabın içine girmişti ki Beşiktaş, sportif başarı Kaf Dağı'nın ardı gibi görünüyordu.. Yönetim o sıkıntılı süreci,o darboğazı, akıllı adımlarlayavaş yavaş atlattı, asla popülizmbatağında boğulmadı, aslahayal tacirliği yapmadı… Önce adını 'Feda' koydular, genç oyuncuların dilinden, huyundan, suyundan anlayan Beşiktaş efsanesi Samet Aybaba ile yola çıktılar… Aybaba hoca, elindeki imkanlar doğrultusunda piramidin temellerini sağlam attı, Beşiktaş'a oyun karakteri ve futbol kamuoyunun takdirini kazanan bir anlayış kazandırdı. Kahır çeken Aybaba, tesislerde düzenlediği menemen partileri ile öğrencilerine arkadaşlığı, takımdaşlığı öğretti, paylaşmayı felsefe edinmelerine vesile oldu… Adım adım ilerleyenBeşiktaş yönetimi, Aybaba sonrasıyine akılcı bir hamle yaptı,Slaven Bilic ile takıma uluslararasıkültürü kazandırdı. Entellektüel Hırvat teknik adam idaresinde Beşiktaş, pahada hafif yükte değerli oyuncu transferleri ile rasyonel adımlarını sürdürdü ve oyun kalitesini bir tık daha yukarı taşıdı. Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda Arsenal karşısında, Avrupa Ligi'nde ise Liverpool karşısında ortaya konan oyunlar, bugünlerin müjdesiydi esasında. Kulübe zenginliğinin az olması üzerine erken yorulan Beşiktaş, geçen yılı belki es geçti ama yönetimin kapristenuzak idare anlayışı, ŞenolGüneş hamlesi ile piramidin son taşını yerine koydu. O günleri atlatan Beşiktaş, şimdi 250 milyon lira geliri kasasına koyan, imrenilecek bir stada kavuşan bir hüvviyete kavuştu ve bir dev olma yolunda ilerliyor. Üniversitelere tez konusuolacak bir hikaye var elimizde… Bu yönetimin işbaşı yaptığı ilk günden bu yana yaptığı akılcı hamlelerin, rasyonel oyuncu tercihlerinin daha fazlasını bekliyoruz şimdi… Beşiktaş, sevinmeyi,Vodafone Arena'yı düğün evineçevirmeyi, 40 gün 40 gece eğlenmeyisonuna kadar haketti… Güneş ve öğrencilerinin gözlerin pasını silen futbol düzeninin, Türkiye Ligi'ne fazla geldiği aşikar… Lakin hedef artık üst seviyede tutunmak, yıllar sonra adım atılacak Şampiyonlar Ligi'nin seviyesine uyum sağlamak olmalıdır. Güneş'in Beşiktaş'ı Fatih Terim'in UEFA Kupası'nı havaya kaldıran Galatasarayı'nı hatırlatıyor… Terim'in 4 yıl boyuncaişlediği Galatasaray, her sezonbiraz daha üstüne koyarak nihayetindetarihi bir başarı ile UEFAKupası'nı müzesine götürmüştü. Tarihinin en pahalı kadrosunu kuran Fenerbahçe'nin elinden şampiyonluğu alma başarısı gösteren Güneş idaresindeki Beşiktaş'ın, böyle bir kulvara koşmaması için hiçbir sebep yok. Taraftar sevincini doyasıya yaşasınama yönetim kolları sıvasın,başta Gomez'in durumu olmaküzere belirsizlikleri ortadankaldırsın, Şampiyonlar Ligi için gerekli yatırımları yapsın… Ki yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğuna inanıyoruz.