Geçmeyen hastalık
Boşuna demiyorlar, "Hakem düdüğü çalmadan maç bitmez" diye.. Enteresan bir gece oldu... Beşiktaş'ın farklı kazanabileceği, hatta kazanması gereken bir maçtı.. Ama Volkan Demirel, Fenerbahçe'ye hep bir umut oldu. Siyahbeyazlı takım, ikinci golü atabilme becerisini gösterseydi bu dramatik geceyi yaşamazdı. Maçta 1-0 öndesin, rakibin 9 kişi kalmış.. Fenerbahçe pas yapıyor, hem de öyle böyle değil... Beşiktaş izliyor... Sanki maç bitmiş... Gerginlikten sadece maçın bitmesini bekliyorlar, sorumluluk alan, takımı rahatlatan yok. Top neden Fenerbahçe'de? Rakibin oynamasına nasıl izin verirsin!.. Top bile göstermemen, son dakikaları rahat rahat pas yaparak eriten bir Beşiktaş izlemek gerekirken, ceza sahasına gömülmüş, uzun boylu ne kadar oyuncu varsa kale bölgesine dizilmiş bir takım gördük. Arkaya arkaya gelen hatalar ve yenilen gol... Her şey lehineyken son dakikalarda kendi sahanda oyunu kabullenmek bir çılgınlık olsa gerek.. Fabri'yi Beşiktaş taraftarı çok sevdi.. Hep de sahip çıktı.. Ama öyle ağır hatalar yapıyor ki.. Avrupa'dan Beşiktaş elendi.. Ya Marcelo.. Beşiktaş defansının emniyet kilidi dense de son bir aydır çok formsuz... O da büyük bir hataya imza attı.Beşiktaş takımı, için bu hastalık uzun zamandır var. Ligde Adanaspor'dan 2 gol, Trabzonspor'dan 3 gol, Medipol Başakşehir'den yenen 3 gol.. Yani Beşiktaş defansı pimi çekilmiş bomba gibi.. Her an sürpriz yapabilirdi, yaptı da.. Fenerbahçe takımı şansıyla bir puan aldı. Yine kaybetmedi.. Koca 94 dakikada Emenike'nin 80. dakikada bulduğu bir pozisyon dışında hiçbir şey yok.
Hem derbiyi kaybetmedi hem de Başakşehir'e biraz daha avantaj sağlamış oldu. Artık arada 2 puan var. Ben hala Beşiktaş'ın bu yarışın bir numaralı favorisi olduğunu düşünüyorum. Fakat Beşiktaş'ın sorunları var. Defans ve kaledeki bu hastalıklı durum devam ederse, lig kabus gibi üzerlerine çöker.