Hasret 20 yıla çıkmasın
Milli Takımımızın şu an teknik direktörü yok. Aradan 5 gün geçti. Belli ki Futbol Federasyonu çok aceleci davranmak istemiyor. Bu konuda haklı olabilirler ama bu işin bir an önce çözüme kavuşturulması şart. Zaten Milli Takım son 1 yıldır inanılmaz derecede yıprandı, yıpratıldı ve imajı zarar gördü. Artık hızla yeni bir sayfa açmalı, hasarı tamir etmeli ve yükselişe geçmeliyiz. Eylül ayına şurada topu topu bir ay kaldı. Sayılı gün çabuk geçer. Futbol Federasyonu'nun, sakin karar alalım derken çok da ağırdan almaması lazım. Eylül'de kader maçlarımız var. Hala bir şansımız, bir umudumuz var. Şu belirsizliklerle de umudumuzu kaybetmemizin anlamı yok. 16 yıldır Dünya Kupası'nda yokuz. Bunu 20 seneye çıkarmaya hiç gerek yok, en azından şansımızı sonuna kadar zorlamamız gerekir. Günlük tartışmalara tutuştuğumuzda yılların ne çabuk geçtiği fark edilmiyor bile… Dile kolay, gidemezsek hasret koca bir 20 yıl olacak.
Hoca adaylarına gelirsek… İlk Şenol Güneş'in ismi gündeme geldi. Benim de sonuna kadar doğru bulduğum ve savunduğum bir isim. Fakat basın toplantısında bir hocanın iki takım çalıştırmasının doğru olmadığını ifade etti. Belki Şenol hoca uzun vadede doğru söylüyor olabilir ama önümüzde kritik 4 maçlık süreçte kaptan köşküne oturmalı. Daha sonra Futbol Federasyonu yeni bir yapılanmayla, yeni bir isimle elbette uzun vadeli planlar yapabilir. Hocanın konuşmalarında şu da dikkatimi çekti: "Böyle bir teklif olursa bunun başkana gelmesi lazım." Ben buradan şunu anlıyorum, olur da Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman'a bir teklif gelirse, kulüpten bir yardım istenirse Şenol hoca da bakış açısını da en azından dört maç için değiştirebilir. Milli Takım her şeyin üzerindedir. Dolayısıyla orada verilecek bir görev de en büyük şereftir.
Şenol hocanın yanı sıra başka isimler de gündemde var. Mesela Mustafa Denizli… Önemli bir teknik adam, önemli bir marka ve isim… Bunların hepsinin değerlendirmesini federasyon yetkilileri yapıyordur. Benim demek istediğim şu: Ümitsizliğin, belirsizliğin hızla yok edilmesi lazım. Ya bir kişiye görev verilmeli ya da Mehmet Özdilek'e teslim edilmeli. Yabancı hoca tercihine kesinlikle karşıyım. Türkiye'nin kaybedecek zamanı yok. Yabancı bir hoca gelecekse ligimizi, oyuncularımız tanıyacak zaman lazım. Bu zaman da bizde yok.
*******************
İş işten geçti
Galatasaray iki sezon önce altıncı olunca yöneticiler bunun geçici bir motivasyon kaybı olduğunu söylediler. Kupa ile teselli buldular ama görünen köy kılavuz istemiyor. Ertesi sezon Avrupa kupalarında olmamalarına rağmen dördüncü olan kadroyu yenilemek için adını Avrupalı futbolseverlerin ilk kez duyduğu Östersunds'a elenmek gerekmiyordu. 3 transfer yaptınız, birisi idmanlara bile yetişemedi, 11 oyuncunun 9'u iki sezondur ilk 3'e giremeyen takımdandı. Galatasaray'ın şampiyon olamayacağı daha Şubat ayından belliydi. Transferlerin en azından yarısı Nisan, Mayıs ayı gibi bitse olmaz mıydı? Bu Avrupalıların takvimi bizden farklı mı çalışıyor da adamlar ilk kampa yetiştiriyorlar oyuncularını? Şimdi ilk 11'in tamamı yabancı ve yeni transferlerden olacak deniyor. İş işten geçti, maaşlarının toplamı Carole bile etmeyen Lüksemburg takımları dahi Avrupa Ligi'nde, Avrupa Fatihi evinde. Bu saatten sonra transfer şovlarının bir anlamı yok.