Profesör...
Beşiktaş ligde oynadığı futbolla keyif vermemişti... Dün gece bambaşka bir takım izledik... Porto, ligdeki beş maçını da kazanmış, üstelik gol bile yememişti. Beşiktaş resmen ilk 30 dakika ağır sıklet bir boksör gibi rakibini sağ ve sol kroşe yumruklarla dövdü. Portekiz neye uğradığını şaşırdı. Beklentileri karşılarında defans yapacak bir Beşiktaş'tı. Hiç ama hiç öyle olmadı... Beşiktaş hem kontrollü oynadı hem de saldırdı. Ama ne saldırı.. Ne baskın! Sağdan, soldan her yerden. Final paslarında biraz daha dikkatli olsa fark 4-5 bile olurdu.Sahanın her yerinde doğru pozisyonlar alan Beşiktaş için dün gecenin en büyük kahramanı savunmanın profesörü Pepe'ydi.. Tecrübesiyle, klasıyla, zekasıyla, soğukkanlı tavırlarıyla duvar oldu Porto'ya.. Hem geriden oyunu kurdu hem de savunmadan su bile geçirmedi. Beşiktaş'ın yaptığı en büyük transferdi ve Devler Sahnesi'nde Beşiktaş için fark yarattı. Oysa neler yazılıp çizilmişti alındığı günlerde...
Özellikle birkaç satır da Cenk için yazmalı.. Son maçta küsmüştü! Gitmişti.. Attığı gol belki de gecenin en güzel golü oldu. Quaresma, memleketinde harika oynadı... Oyundan çıktığı anda kopan alkış tufanı onun ne kadar fenomen bir oyuncu olduğunun göstergesiydi. Porto taraftarına da bravo... Babel; mütevazı ve gösterişsiz tarzıyla savunma, kanat, hücum ne gerekiyorsa yaptı. Takımı bu maça iyi hazırlayan, rakibini iyi analiz eden Şenol Güneş'in dokunuşları da oyun taktiği kadar on numaraydı. Yaptığı hamleler ve değişikliler çok yerindeydi. Büyük bir teknik adam olduğunu yine gösterdi. Şampiyonlar Ligi'ne iyi başlamak hem de deplasmanda güçlü bir oyunla galibiyet almak önemli bir gövde gösterisiydi. Güzel goller attık, güzel oynadık... Birinci dakikadan son dakikaya kadar oyundan hiç kopmadık. Beşiktaş zaten bu gruptan çıkacak güce sahip bir takımdı... Bundan sonrası için bu gösterişli galibiyet siyah-beyazlı takıma ayrı bir motivasyon olacaktır.