Filmin sonu beliydi
05 Temmuz 2016, Salı

RIDVAN DİLMEN

Filmin sonu beliydi

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Aynı şekilde Türk filmlerinin sonu da bellidir. Aslında özellikle son birkaç yıldır ve bugün tavan yapan UEFA'nın Finansal Fair- Play kriterlerine takılmak, yani kulüplerimizin mali açıdan duvara çarpacağı biliniyordu. Zaten filmin sonunda da esas oğlan (UEFA ve FIFA) sahneye çıkacaktı. Bizim filmin sonu belliydi. Bugün Türk futbolunun lokomotifleri diye saydığımız Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor, bu mali kriterlerden dolayı elleri kolları bağlı şekilde transferde de ince eleyip sık dokumak zorundalar. Çilek-milek kalmadı. Çift haneli milyon Euro'ları hiç konuşmuyoruz, okumuyoruz çünkü bırakın çift haneleri, tek hanelerde bile 5 milyon Euro'nun ötesine geçebilme şansı yok, fazlasını konuşamıyoruz bile.

FUTBOL FEDERASYONU ARTIK TOLERE EDEMEZ
Tabii ki bu durumda en önemli faktörler kulüplerin hoyratça yaptığı harcamalar, gelir gider tablosuna bakmadan harcadıkları dönüşü olmayan paralar ve maalesef tesisleşme açısından çok önemli işler yapan Türkiye Futbol Federasyonu'nun kulüplere gösterdiği fazla tolerans... Bu faktörlerden dolayı bugünlere kadar gelindi. Bu temel bir sorun... Aslında, yalnızca bugünün federasyonu için geçerli değil. Çok uzun yıllardır kulüplerin yönettiği bir Türkiye Futbol Federasyonu var. Bunun tam tersine, yani federasyonun yönettiği kulüplere geçene kadar bu durum devam edecektir.

MALİ KRİTERLER BİZDE DE VAR AMA…
Aslında UEFA'nın Finansal Fair-Play kriterlerine benzer mali kriterler bizde de var uzun süredir. 'Aman bu kulübün temsilcisi var, aman onlar sıkıntı yaşamasın' düşüncesi, buradaki yaptırımların uygulanmasına engel oldu. Mevcut mali tabloyu öteleyerek, tolere ederek bugünlere geldik.

FUTBOLUN SPONSORU DEVLET
MALİ kriterleri kendi içimizde halledemediğimiz için ancak ve ancak kulüpler, kadrolarını boşaltarak transfer yapabilecekler. Federasyonumuz önlem almazsa, önümüzdeki yıllar karanlık gözüküyor. Türk spor ekonomisi, Avrupa'nın en önemli ekonomilerinden biri. Ulusla- rarası organizasyonlarda ana sponsorlar bizden. Futbolun sponsorlarına bakınca ise farklı bir tablo var. Ligin adı Spor Toto, devlet; kupanın adı Ziraat, devlet; PTT 1. Lig, devlet; yayıncı kuruluş uzun süredir TMSF'de, devlette. Ayrıca 1 milyar TL'ye yakın vergi borçlarını idare eden yine devlet. Yani devlet "Bana ne!" dese, bu ülkede Cumhurbaşkanımız spordan gelmiş olmasa, sevmese zaten bu paralar da olmayacak. Bu yüzden belki 3-4 sene feda edebiliriz ama kendi bünyemizde bu mali problemleri çözmemiz lazım.

TRANSFERDE ÇİFT YIL SENDROMU
Transf er politikalarında hep söylerim, çiftli yıllarda transfer yapmak zordur. Özellikle büyük takımlar için... Çiftli yıllarda ya Avrupa Şampiyonası var ya da Dünya Kupası... Oyuncular ya iyi futbol oynayıp kendini göstererek piyasasını artırıyor, alamıyorsunuz ya da kötü oynuyor, bu sefer siz kuşkulanıp vazgeçiyorsunuz. Bu yıl yine çiftli yıl olduğu için transfer yapabilen kulüplerimiz fazla yok. Olumlu ya da olumsuz Gomez transferinin bitmemesi bu nedenle... Keza Nani'nin taliplilerinin artması da. Örneğin Belçika Milli Takımı oyuncularından Süper Lig'e istenen bazı isimlerin öne çıkmasından dolayı taliplilerinin artması da çift yıl sendromunun sonuçları. Tam tersi örnekler de oluyor, "Stoper yerine ön libero oynadı, hem de ağırmış" deyip vazgeçiyorlar. Tekli yıllarda daha kolay transfer yapılır ve doğrusu da budur.

BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN
Bir ay boyunca oruçlar tutuldu, bayram vakti geldi. Tüm İslam aleminin mübarek Ramazan Bayramı'nı içtenlikle kutlarım.
BİZE ULAŞIN