16 yaşında Galatasaray'da başlayan profesyonel futbol hayatı tam 22 yıldır başarılarla sürüyor... Emektar yıldız ile hem kaptanlığını yaptığı Medipol Başakşehir'i hem sıkıntılı günler yaşayan eski takımı Fenerbahçe'yi hem de Türk futbolunu konuştuk. İşte Emre Belözoğlu'nun tespitleri: HERKES BİRAZ BAŞAKŞEHİR'İN GİZLİ HAYRANI İyi bir kadromuz var ama ekonomik olarak 4 takımın gerisindeyiz. Futbol kimsenin tekelinde olmasın elbette ama şirketleşmenin önünün açılması gerekiyor. Başakşehir'in yakaladığı başarıyı yakalayabileceklerini diğer takımlara inandırdık. 'Şampiyon olsa kim tura çıkacak' yaklaşımı doğru bir yaklaşım değil. 5 yıllık bir kulüpten bahsediyorsunuz. Her yıl şampiyonluğa oynuyor. Taraftarımız başarıyla ve iyi oyuncu gelmesiyle artabilir. Robinho'dan beklentimiz yüksek. Şampiyonluk için böyle havaları teneffüs etmiş oyunculara ihtiyaç var. Ligde 51 puanın 42'sini alacak takım var mı düşünmek lazım! F.BAHÇE YARALI OLDUĞUNU HİSSETTİRMEMELİ Bu tabloya rağmen taraftarın vermiş olduğu destek mükemmel. Ben İsmail Kartal zamanında 10 bini geçmeyen maçlar oynadığımızı hatırlıyorum Kadıköy'de... Büyük takımlarda oyuncu grubu aidiyeti kaybetmeye başladığında bu sıkıntılar ortaya çıkar. Çünkü o aidiyeti hisseden oyuncu, kötü zamanda da sahiplenir takımı. Fenerbahçe en çok bu sıkıntıyı yaşadı. Ersun Yanal'la beraber hava bir değişti. Ama ikinci yarı hiçbir takımın işi kolay değil. Büyük takımlar yaralı olduğunu rakiplerine hissettirmemeli. Fenerbahçe ilk yarı bunu hissettirdi. AFFEDİLMESİ DEĞERLİ Affedilmesi, takımın içinde olması çok değerli benim için. Kulübe kendini adayan futbolcu kolay bulunmuyor. Aşılmayacak bir problem yokmuş demek ki. Fenerbahçe'de zaten Türk kaleci kültürü var. Volkan bırakana kadar bu kültürü Harun gibi Berke gibi isimlere aşılayacak. VAR MÜKEMMEL DEĞİL AMA... Bu kadar tecrübem olmasına rağmen büyük takım stadına gittiğimde ben de etkileniyorum. Doğal olarak hakem de etkileniyor. Ama iyi niyetleriyle ilgili şüphem yok. Üzerlerindeki baskı azaldı. Yeter ki bunu tembellik olarak görmeyip kendilerini geliştirsinler. KOCAMAN VE AVCI TABULARIMI YIKTI! Aykut Kocaman ve Abdullah Avcı'yı tanıdıktan sonra teknik direktörlüğe karşı olan tabumu yıktım. Hoca olabilirim. Sportif direktörlük de yapabilirim ama bu sistemin oturması için federasyonun desteklediği bir yapı oluşmalı. İngilizce, İtalyanca, biraz İspanyolca biliyorum. Futboldan sonra dilleri geliştireceğim. Bazı arkadaşlarım futbolu bırakıyor, bir bakıyorum 2 ay sonra göbeği salmış. Ben o motivasyonu kaybedemiyorum. Yani bıraksam da hayata karşı tutkumu kaybedemem. ABDÜLKADİR'İ BEĞENİYORUM Bu arada Ozan Tufan için Fenerbahçe zor bir kulüptü. Ama hâlâ genç ve yaşadıklarından ders çıkarabilir. GENÇKEN KIYMETİMİ BİLEMEDİLER Allah'a çok şükür çok güzel bir kariyerim oldu. Gençlere bu mesleğin kıymetini bilmelerini anlatmayı görev edindim.