Sancaktepe'de 19 Eylül 2021 tarihinde meydana gelen olayda iddiaya göre, Halil İbrahim S. (24) babası, ağabeyi ve arkadaşlarıyla mangala gittiği esnada olay yerine gelen Fenerbahçeli eski futbolcu Sezer Öztürk'le arkadaşları arasında tartışma çıkmıştı. Tartışmanın alevlenmesiyle lüks otomobilinden ateş açan Sezer Öztürk olay yerinden uzaklaşırken kavga sonucu ise Halil İbrahim S. hayatını kaybederken 4 kişi yaralanmıştı. Olaydan sonra kayıplara karışan Sezer Öztürk hakkında ise İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılmasından sonra firari futbolcu, Artvin Hopa'da bir kamyonetin arkasında yurt dışına çıkmak üzereyken yakalanarak tutuklanmıştı. Mağdur şüpheliler hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin altı çizilen iddianamede ise Sezer Öztürk'ün 37 yıl 5 aya kadar hapsi istenirken şüpheli Ömer G.'nin ise 38 yıl 2 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti.
SEZER ÖZTÜRK HAKİM KARŞISINDAYDI
İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ilk celsesi bugün görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Sezer Öztürk, Burhan Genç ve Ömer Genç cezaevinden getirilirken taraf avukatları da hazır mahkeme salonunda hazır bulundu. Duruşmadaki savunmasında, "Eski milli bir futbolcu olarak burada olmaktan duyduğum üzüntüyü dile getirmek istiyorum" diyerek başlayan Öztürk, "Psikolojim iyi olmadığı için aldığım ağır ilaçlar yüzünden emniyette ve savcılıkta söylemek istediklerimi anlatamadım. Bugün burada her şeyi anlatmak istiyorum" dedi.
BAŞTA AİLESİNİ DÜŞÜNÜP ALTTAN ALMIŞ
Savunmasının devamında Öztürk, olay günü arkadaşı Ömer Genç ve ailesiyle birlikte ailecek hayvanat bahçesinden döndüklerini söyleyerek, "Arabada benim 3 çocuğum, eşim ve çocuklarımızın bakıcısı vardı. Arka arabada da Ömer'in 2 çocuğu ve eşi vardı. Tatil için kiraladığımız eve doğru gidiyorduk. Eve 100-200 metre kalmıştı ki 2-3 arabanın yolu kapattıklarını gördük. Arabaların kapıları açıktı. Yol isteyince bana, 'bekle lan' dediler. 5-10 dakika bekledikten sonra tekrar yol istedim bu sefer bana, küfürler ettiler. Ben yanımda ailem olduğu için hep alttan aldım ama arabada 1,5 yaşındaki çocuğum ağlıyor artık eve gitmem lazım. Geçecek başka yol yok. En son biri eşimin olduğu tarafın camından kafasını içeri sokarak küfür etti" dedi.
'OLAYIN SORUMLUSU BEN DEĞİLİM'
Almanya'da büyüdüğünü söyleyen Sezer Öztürk, "Ama ben Türküm Hakim bey, bizde eşin ve çocuğun olduğu yerde küfür edilmez. Biz şerefimiz için yaşarız. Ben söylediklerini hep hazmettim. Çünkü alkollü olduklarını anladım. Biz arabada durdukça üstümüze geldiler. İçlerinden biri arka kapıyı açmaya çalışınca ben arabadan indim. İner inmez biri bana yumruk attı. Bijon anahtarıyla kafama vurdular. Demir çubuklar ve taşlarla vurmaya devam ettiler. Biri üstüme sandalye attı. Çok kalabalıklardı. Ben bunları yaşarken hep çocuklarımı ve eşimi düşündüm. Ölenin de 2 çocuğu varmış. Ama bunu ben başlatmadım sorumlusu ben değilim" dedi.
ÇOCUKLARI İÇİN YAPTIĞINI İDDİA ETTİ
Savunmasına devam eden Öztürk, "Bitmiyordu. Çocuklarımın yanında bu kadar gözleri dönmüş şiddete meyilli insanların çocuklarıma da bir şey yapacağını düşündüm. Ömer ilk önce havaya ateş etti. Biraz geri çekildiler ama yine gelip daha çok vurmaya başladılar. Ben bir ara kendimden geçer gibi oldum. Çocuklarıma bir şey olmasın diye sürekli dua ediyordum. O ana kadar kimseyi öldürmeyi düşünmedim. Allah hiçbir babayı bu pozisyona düşürmesin. Ömer'in kafasına vurduklarını ve Ömer'i yere düştüğünü gördüm. Ömer'in hanımı Ayşe abla eşini kurtarmaya çalışıyordu. Karşımızda 15-20 kişi var, biz eşlerimizle mücadele ediyoruz" dedi.
'BENİ ÖLDÜRECEKLERİNİ SANIP ATEŞ ETTİM'
Eve gittiklerinde sürekli kustuğunu ve görme kaybı yaşadığını belirten Öztürk, ''Eşim kafatasın görünüyor yarılmış hemen hastaneye gidelim dedi. Eşim ve çocuklarımı evde bıraktım. Ömer ile birlikte yeniden yola çıktık. Aynı yoldan geçmek zorundaydık. Aynı yerde 15-20 kişi yeniden yolumuzu kesti. Maktul de oradaydı. Keşke olmasaydı ama niyetleri iyi değildi. Benim hala başım dönüyordu. O kadar çok darbe almıştım ki tek bir darbe daha alsam öleceğimi biliyordum. Üzerime gelenlerde silah olduğunu zannettim ve ayaklarına ateş ettim. Maktul üstüme doğru geldi. Ben ayaklarına doğru ateş edince kaçtı. Koşmaya başladı. Benim öldürme kastım yoktu. Olsaydı arkasından koşardım. Hayatımda hiç suç işlemedim. Üzgünüm, sadece yol istemiştik. Ben size her şeyi içtenlikle anlattım. Üzerimden bir yük kalktı" dedi.
'KAHRAMAN MISIN DEYİP VURDULAR'
Sanık Ömer Genç ise olay anında kalabalık bir grubun kendilerine saldırdığını anlatarak, "Önce arabadan inmedik. Ben arkadaki arabadaydım. Kalabalıktan birinin Sezer'in eşi ve çocuklarının olduğu arka kapıyı açmaya çalıştığını görünce indim. Başka biri de benim yolumu keserek, 'Buranın kahramanı sen misin?' diyerek bana vurmaya başladı. Ben belimden büyük bir ameliyat geçirdiğim için zaten yerden kalkamadım. Eşim beni kurtarmaya çalışıyordu. Çocuklarım yerde ağlıyordu. O an hepimizi öldüreceklerini düşündüm" diyerek "Kamyonete bindiğimde 'ez ez' diye bağırıyordu. Ben kaçmayı başardım ama Sezer tam kendinde olmadığı için ona çarptı. Kamyonet sonra geri geri gelmeye başladı. Sezer bijon anahtarını alarak kamyonete fırlattı" dedi.
TUTUKLULUK HALLERİ DEVAM EDECEK
Sanık savunmalarının ardından maktul Halil İbrahim Sholter'in dini nikahlı eşi Dilek Özdemir beyanında olayı görmediğini söyleyerek "Benim çocuğum her gece baba diye ağlıyor. En ağır cezayı alsın" dedi. Maktulün annesi Güleser Scholter de olay anını görmediğini aktararak sanıklardan şikayetçi olmadığını söyledi. Duruşma sonu mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.