Bu maçın yazısını yazmaya başladığımızda dakikalar 84'ü gösteriyordu... Ne demişler; fakirin tavuğu tek tek yumurtlarmış... Pereira'nın Fenerbahçesi de tek tek atarak kazanıyor... Fenerbahçe futbol fakiri. Pereira yine diyecek ki; "Rakibe pozisyon vermedik, bizim oyun şeklimiz bu." Seyirci bundan memnunsa geriye bir şey söylenmez. Ben taraftar olsam Pereira'nın bu takımını seyretmeye gitmem. Kazanan haklıdır ama bir de benim göz zevkim, futboldan alacağım keyif var. Bu maçtan 1 saat sonra Beşiktaş'ın maçı başlayacak... Daha izlemeden 'mutlak güzel şeyler göreceğiz' diyebiliyorum. Çünkü Beşiktaş maçlarının genelinde güzel şeyler izliyoruz. Bakarsınız Beşiktaş maçında kötü şeyler olur ama o zaman deriz ki; "Bu adamlar iyi oynuyorlar arada kötü oynamaya hakları var." Ama Fenerbahçe 7-8 maç kötü oynayıp, bir maç iyi oynuyor. İşte aradaki fark bu. Bir 45 dakika boyunca kaleye atılan bir şut yok. İki taraf da kabız. Fener öyle oynayıp da Konyaspor biraz daha hücuma dönük oynasa belki keyif alacağız o da aynı şekilde oynuyor. Yani Pereira'nın takımı ile Aykut'un takımı arasında fark yok. Aykut da Fenerbahçe'yi böyle oynatıyordu, o da bu yüzden tepki almıştı. Ama onun elinde daha iyi golcüler vardı. İkinci yarı bir tane Konya pozisyonu var... Fenerbahçe'nin ya iki ya da üç... İşte size 90 dakikanın özeti. Aslında Fenerbahçe maçlarını yazmak için çok fazla yorulmaya gerek yok. Noterden vekalet çıkartırsınız ya standart kağıtlar vardır. Onlara bir tek isim yazarsınız. Siz de Fenerbahçeli futbolcuların isimlerini yazıp yorum yazın yüzde 90 tutturursunuz. Düşünün yorumcu olarak ne yazacağınıza dair zorlanıyorsunuz. Amerikalılar futbolu sevmiyorlar... Niye? Skorlar düşük olduğu için. Onlar basketbolcu... Çünkü skor bol. Demek ki Fenerbahçe gibi takımlar Amerika'da futbol oynasalar maça bin kişi gitmez. Hakem nasıldı derseniz? Pozisyonu olmayan maçta hakem ne yapabilir. Hakemi zorlayacak bir tane pozisyon olmadı. Yani bir Fenerbahçe maçı daha aynen bitti. Fenerbahçe tek tek basaraktan yoluna devam ediyor.