F.Bahçe tehlikeli ve zor bir zamanda dişine göre iyi bir rakip buldu karşısında... Bu şansıydı ve şansını da iyi kullandı. Her şeyden önce çokgüzel goller attılar; tesadüf olmayan... Pereira, Szalai'yi görünce utanmış mıdır; bilmiyorum! Bir de ikinci utanacağı adam var; Pelkas... Onu tamamen kaybetti. F.Bahçe'de Ferdi Kadıoğlu mükemmel oynadı. Gustavo takıma girincerakip takım, darbe alarak defansın üstüne geliyor. Öbür türlü Kadıköy'de gezer gibi defansın üzerine geliyordu rakipler. Pereira bir türlü iskeleti oturtamadı. Saçma sapan; 'dörtlü hücummuş, üçlü defansmış' diye şeyler olmaz. Elindeki malzemeye göre yemek yaparsın. F.Bahçe'de iyi malzeme var ama aşçı iyi değil. Tahmin ediyorum; Pere-i ra'ya gerekli uyarılar yapılmış. Kulübede oturmasından belli. Skor 4-0 olmasına rağmen kulağının çekildiği vücut dilinden belli oluyordu. Kimler çektiyse doğru çekmişler. Serdar Dursun durmadı, birbirinin kopyası üç gol attı. Demek ki kenarlardan toplar gelirse bu çocuk iş yapacak. Rakip, F.Bahçe için 'şans' demiştik. Maalesef Rize şu ana kadar seyrettiğim en kötü takım... Hamza kendi takımının yapısını bilerek, F.Bahçe'ye karşı maçın başında nasıl hücuma kalkıyor; inanamadım. Maçı TV'den seyrederken ilk yarı ekran pilot kameraya geçtiğinde top hangi sahadaysa o sahada kaleci hariç 21 futbolcuyu göremedim. Bu kadar açık alanda F.Bahçe'yle mücadele etmeye kalkarsan sonun böyle olur. Büyük takımlarla İstanbul'da dikkatli oynayacaksın. Kabadayılıkyaparsan ve gücünü bilmezsen tokadı yersin. Hakem için söylenecek bir şey yok. Zaten kolay bir maçtı . Kolay yönetti. Yalnız son zamanlarda şöyle bir olay var: VAR çıktığından bu yana artık maçı kimin yöneteceği hiç önemli değil! VAR'da kim oturuyor, gazeteler onu yazmaya başladı. Çünkü maçları sahadaki hakemler yönetmiyorlar;korkuyorlar! VAR'dakiler yönetiyor.