İyi biten her şey iyidir
14 Ekim 2015, Çarşamba

GÜRCAN BİLGİÇ

İyi biten her şey iyidir

Önce "yenilmemenin" hesabını yaparken, son yarım saatte kesinlikle "kazanmanın" hırsını ve isteğini taşıyarak oynadık maçı.
Her sonucun kendi hikayesini yazması bir kenara, başka maçların farklı sonuçları da önemliydi stratejiler için. Önceliği üçüncü olmaya vermek kadar da normali yoktu elbette.

Çek maçının "akıllı" takımından tek değişiklik yaptı Fatih hoca; Cenk Tosun yerine Volkan Şen'i ilk on bire aldı. Forvetsiz oynarken, tüm orta sahalardan forvet olmalarını istedi, "Sıfır" değil "çok" forvet olduk sahada. Ama takım tabelayı sıfırda tutarken, pozisyonun karşısına da aynı rakamı yazdı. Üretemiyorduk; doğru... Ancak üçüncüydük.

Çekler, Hollanda'yı deplasmanda üçleyip, Kazaklar da golü bulunca; maçın iki takım adına da hikayesi değişti. İzlanda grup birinciliğini kaybediyordu, kazanması lazımdı. Biz direkt gitme fırsatını yakalamıştık, galip gelmeliydik.
Onlar yüklenmek için kıpırdadı, Fatih hoca kulübedeki iki santraforunu (Cenk-Umut) sahaya attı. Risk almıyorlardı aslında, kaybetseler de değişmeyecek akıbetlerini ters çevirmek için uğraşıyorlardı.

"Neden oynamadı" diye bize üç gündür analiz yaptırtan Gökhan Töre'nin oyuna girdikten beş dakika sonra kırmızı görmesi ayrı bir facia. İlk maçta da Ömer Toprak atılmıştı. Bir türlü 11'e 11 oynayamıyorduk İzlanda'ya karşı.

Arda takımı etrafında toplayıp gayrete getirmenin peşindeyken 89'da Selçuk, bir "Pirlo vuruşuyla" frikiği gole çevirdi. Dünya ters dönmüş, istediğimiz her şey bir anda oluvermişti. Olmazı olduran sonuçlarla bir maçta yedi puan kazanıyorduk. Kazakistan'ınkini de katarsak; 10...
En iyi üçüncü olarak elemeleri bitirdik. Rakiplerimize baktığımızda elimize yüzümüze bulaştırdığımız bir süreçte, play -off illetinden kurtulup, gidiyoruz Fransa'daki gövde gösterisine... O zaman Fransızlar gibi konuşalım: "İyi biten her şey iyidir..."

BİZE ULAŞIN