Devşirmenin dayanılmaz hafifliği
Dibe vurmuş durumdaki futbolumuzun yeniden ayağa kalkması için hamleler gerekiyor. Santrforumuz yok, stoperimiz yok, bekler alternatifsiz durumda ama bir anda ilk sorunumuz mali problemler oldu. Ne kadar sahayı tartışalım desek de oyunu saha dışından yönetmeye çalışanlar her şeyi berbat etmişler. "Toplam borç 3.5 milyar lira" diyor Yıldırım Demirören. Yani; 1 milyar dolar. Kısaca, ölmüşüz; ağlayanımız yok.Bu rakamların ne kadarı Demirören döneminde bilmiyoruz. Bundan şikayet eden bir federasyon başkanı olarak, kendi görev süresince hiçbir hamle yapmadığını, prensip uygulamadığını, yaptırım için didinmediğini biliyoruz ama...
Fatih Terim sahanın içinde olması gerekirken, kalıtsal problemlerin tartışması içine girdi. Teknik adam kıyımı sorulduğunda bile "iyi kontrat yapmak gerekir" yanıtını veriyor. Kendisi işine son verildiğini kulüp televizyonundan öğrendiği halde, böyle bir kararın sadece maddi cezası olması gerektiğine inanıyor.
"Neden?" sorusunun cevabının "liyakat" ile ilgili olmadığını gördüğümüz sürece, ne futbolu yönetmek adına bu bakış açısı ne de mevcut durumu izah ederek sorumluluktan kurtulmaya çalışmak yeterli olacak.
Hiçbir şey üretmeden, sadece daha çok tüketip, daha çok para harcayıp, daha çok kişiyi zengin edip, bu işten sıyrılamayız. Konuyu devşirmeye getireceğim elbette...
TFF Başkanı Yıldırım Demirören, 3 yılını doldurdu görevinde. Tek övündüğü nokta bütçeyi 200 milyon lira artırması. Dövizdeki artışın bundaki rolünün öneminin altını biz çizelim.
Hangi sorun ile görev başladı: Mali Disiplin... UEFA Kongresi'nde kürsüden konuştu. Şu anda kulüpler batmış durumda, hiçbiri üç sene öncesinden iyi değil.
Şimdi de "Devşirme oyuncuya karşı değilim" diyor. Federasyon başkanı gibi değil, kulüp başkanı gibi hala bakış açısı. "Bir turnuva var, kazanalım" diye düşünüyor. 2002'de Dünya üçüncüsü olduğumuzdan beri böyle düşünülüyor.
O yüzden hep kısa vadeli, hazır çözümlere kurtarıcı gözüyle bakılıyor, ikna güçleri yükseliyor.
Ne kulüplerin önüne ne de teknik adamlara bir oyun karakteri taraf edilmiş durumda. Santrforumuz yok, çünkü takımlar defans yapmanın peşinde. Buna rağmen Donk gibi bir oyuncumuz da yok. Çünkü olmaya çalışana, yerini boşalttığı için teknik adam kızıyor.
Devşirme oyuncu, bir anlık mutluluktan başka bir şey değil. Aurelio ile oynayan Fatih Terim'in bunca sene sonra bu oyuncunun yerine bir Türk yetiştirememesi gibi.
Prensipler konuşulmadığı için keyifle beklediğimiz Fransa 2016, korkarım ki; Türk Futbolu'nun Neron'u olacak. Ortalık yanıyor, ama sorumlular bir kova su taşımak yerine, şarkılarını söylüyorlar.
DEMİRÖREN NE DEMİŞTİ?
Devşirmesiz oynayan tek milli takım neredeyse Türkiye. Fernandao ve Donk hep gelmek istiyorlar. Kuralları karşılayınca başımızın üstünde yerleri var. Devşirmeye karşı değilim. Kısa vadede katkı sağlar zaten. Uzun vadede altyapıya önem vereceğiz.