Bir derbi galibiyeti sonrasında, kağıt üstünde tur atladığına inandığın bir maça motive olmak çok zordu. Pereira da bunun farkında olacak ki, maç öncesinde tatlı bir tehdit savurdu oyuncularına; "Bu maçı kazanamazsak, demek ki sahadakiler daha hazır değillermiş." Yani; yedek kaldığı için mırıldananlara, meydanı gösterdi Portekizli Hoca, "Hak ettiğine inanıyorsan, önce bir görelim bakalım" diyerek. Çok agresif, çok zorlayan bir Fenerbahçe yoktu ama pozisyon aramaktan vazgeçmeyen ve topun arkasına istekli koşan bir takım olmuşlardı. Maç kendi içinde gerilimden uzak olunca da, rutin içinde klasikleri seyretmeye başladık. Kadro kalitesinin, tecrübe ile birleşmesiyle, iki top kaybından, iki güzel golle ilk yarıda son sözü söylediler. Ziraat Türkiye Kupası'nın bu seneki hikayesini yazan Amedsporlu oyuncuların, daha birinci dakikadan itibaren kazanmayı akıllarından çıkardıklarını da belirtelim. Bu ortamı, naklen yayını, Kadıköy'de sahaya çıkmanın keyfini yaşamak istediler ve 90 dakikayı da buna ayırarak mücadele ettiler. Fernandao'nun kaçırdığı pozisyonları dert ederek, her dakikayı sinirle geçirmesi, maçın ayrıntısıydı. Yedek kulübesinin baskısından kurtulup, "Ben buradayım" demek, ilk on bir için yine alternatif olmak istedi. Sinir katsayısının yüksekliğine rağmen, maç içindeki arzusu bu düzeyde kalmadı. Son dakikalara kadar golün peşinde koşan, böyle bir defansa duran toptan skor yapan Amedsporlu oyunculara da bir tebrik gönderelim. Kaleci Levent ve golü de atan stoper Kamil'in üst düzey performansları olmasa skor olarak çok kötü bir gece de yaşayabilirlerdi.