Daha akıllı daha yetenekli
27 Aralık 2016, Salı

GÜRCAN BİLGİÇ

Daha akıllı daha yetenekli

Zirvedekiler kazanınca, kağıt üstünde beraberliğin iyi sonuç olduğu maçı kazanmak gibi bir zorunluluk doğdu Fenerbahçe'ye... Advocaat'ın eksikleri vardı. Üstelik önemli oyuncularından da yoksundu. Geçen haftalarda form tutan ve seyircisi önünde iyi bir kapanış hedefleyen Trabzonspor'un da hesapları vardı.
Bu ortamda strateji kurmak, Advocaat için gereksiz gibiydi. Takımını kapattı, tempoyu düşürdü. Büyük maç planı içinde oyunu oynamak yerine, skoru hesaplayan fırsat anları için bekletti oyuncularını.
Ve Lens ortaya çıktı. Penaltıyı getiren korner atışı onun ayağından çıktı. Moussa attığı golün pası da ve üçüncü gol de... Ne kadar plan yaparsanız yapın, "yetenek" karşısında çaresizsiniz. Ersun Yanal da, Trabzon defansı da bunu hissetti. Skor 2-0'a geldiğinde, eksik kalan Ersun Yanal'ın seçimleri de yok olmuştu. Hem oyunu tutacak, hem de tabelaya oynayacak. Üstelik bunu 11 kişiyken bile yapamayanlar ile yapmaya çalışacak.
Fenerbahçe kadrosu buna izin vermeyen sakinliği ve düşük temposuyla, uzun toplarla oynama alışkanlığından da vazgeçmedi. Alan büyüdükçe, usta oyuncuların önü de açıldı. 60'dan sonra "Maç böyle bitsin" psikolojisi hem sahada, hem de tribünlerde hakim oldu.
Yusuf Erdoğan ise yaptığı penaltı ve gördüğü kırmızı kart ile tüm dengeleri değiştirendi aslında. Daha 70 dakika varken, atılmayı göze alacak kadar acemice davrandı. Hem de böyle bir maçta. Büyük takımların, iyi oyuncular kadar, "lider ve oyun haklı" olanlara da sahip olması gerekiyor. Fenerbahçe nasıl Lens ile "farklı" bir takım oluyorsa, Trabzonspor'un da ortamı doğru değerlendireceklere ihtiyacı var.
Ve eğer eksiklik konuşulacaksa, İsmail Köybaşı'nın da dünkü performansı doğru değerlendirmesi gerekiyor. Trabzon 70, Fenerbahçe ise 90 dakika on kişi oynadı.

BİZE ULAŞIN