Yanal sonrası!
08 Mart 2020, Pazar

GÜRCAN BİLGİÇ

Yanal sonrası!

Bir çok faturası olacaktır bu maçın. Herkes kendini göre bir hedef ortaya koyacak. Oyunun içinde kalacaksak, Tolgay Arslan benim ilk başrolüm olur. Kırmızıya dönebilecek bir pozisyonu sarı kartla atlattıktan sonra yaptırdığı penaltı ile maçın kararını verdi aslında. Penaltı, kırmızı ve beraberlik. O ana kadar öne geçmeyi başarmış ama bir duran top golü dışında neredeyse pozisyon bulamamış bir Fenerbahçe vardı. Öne geçmek piyangoydu, böyle de devam ettirebilirlerdi. Ama gol yeme konusunda üstün beceri nişanı sahibi olan bir takım, bu ekstrayı hesaplamalıydı.
İkinci rolde Eme Belözoğlu'nun son Trabzon orta sahasını sahaya sürmesi, bunlara bir de Ferdi'yi eklemesi var. Üflesen kendini yere bırakan yumuşaklıkta baskı üretip, gol atmak istedi. Kendisinden bilmesi gereken, kimin- neyi nasıl yaptığıdır. Bülent Uygun, "Ben yemiyorum, sen ye" davetini kabul etmemezlik yapmadı. Aslında berabere devam eden oyunu "kazanç" hanelerine de koymuş gibilerdi. Oyunun çığırından çıkması, hakem itirazlarıyla gelen sarı kartlar, sakatların üstüne Konyaspor maçı öncesi cezalıların eklenmesi, takım halinde kontrolü kaybetmeleriydi. Maç için planları olmayınca, mazeret için sözleri bolca buluyorlar. Zorbay Küçük'ün iptal ettiği gol anlamsız. Zeki ile Murigi'nin temasını faul ile değerlendirdi. Tam tersi olsa penaltı verecek mi? İtmek ile dokunmak arasındaki farkı iyi süzemedi, Zeki'nin verdiği görüntüye aldandı. Ersun Yanal sonrasında işler daha iyiye gitmedi kısacası. Gustavo'yu orta sahadan ayırmak, oyun aklından vazgeçmekti özetle. Jailson bu orta saha yapısında stoperde olmasa bile, eski yerinde de kalabilirdi. Ferdi'nin oynatılması da, bu seçimde tribünlere oynamaktı özetle. Bir şey yapmış olmak için, her şeyi bozmak. Yine uzatmalarda beraberliği kurtardılar. Eğer bu kadro yükselecekse, bu karakteri bir düzen içinde kullanmayı başarmalı. Yeni hoca veya mevcutlar; çözümü "akılda" aramalılar.
BİZE ULAŞIN